Translation of "Kendisini" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Kendisini" in a sentence and their japanese translations:

Kendisini astı.

彼は首つり自殺した。

Kendisini siyasetten uzaklaştırdı.

彼は政治から遠ざかった。

Kendisini çocuklarına adadı.

彼女は子供のことに専念した。

Kendisini ateşle ısıttı.

彼女は火にあたって体を暖めた。

- Ona kendisini sevdiğini söylemesini istedi.
- Onun kendisini sevdiğini söylemesini istedi.
- Ondan kendisini sevdiğini söylemesini istedi.

彼女は彼に愛していると云って欲しかった。

Bu önermenin kendisini sorgularsak,

しかし そもそもの根本を問いただしてみると どうでしょう?

Çocuk kendisini aptal yaptı.

その少年は馬鹿なまねをした。

O kendisini odasına kapatmıştı.

彼は自室に閉じこもった。

Tüm yapabildiği, kendisini desteklemektir.

彼は時自活するだけでせいいっぱいだ。

Gerçeğin ta kendisini konuş.

嫌なことをあからさまに言う。

Kendisini bir kütük üstünde dengeledi.

彼は丸太の上に上手く乗っていた。

Onun kendisini öldürmesinin nedeni bilinmiyor.

彼女が、自殺した理由は知られていない。

Kendisini bulduğu için polisi lanetledi.

泥棒が見つかって警官に毒づいた。

Tom Mary'nin kendisini sevdiğini düşünüyordu.

トムはメアリーは彼を愛していると思っていた。

Cathy kendisini hasta annesine adadı.

キャッシーは病気の母に一身につくした。

Çocuk kendisini bir yetişkin olarak görüyordu.

少年は自分が大人になったと想像してみた。

Öğretmen bana Hitler'in kendisini öldürdüğünü söyledi.

ヒットラーは自殺したと先生は私におっしゃった。

Kendisini belediye başkanı olarak seçtirmeyi başardı.

彼女は市長選挙に成功した。

Kendisini resmen aday olarak ilan etti.

彼は立候補することを公式に発表した。

Babasından kendisini mağazaya götürmesini rica etti.

彼は父に、その店へつれていってくれるように頼んだ。

Kendisini boşamaması için karısını ikna etti.

彼は妻に離婚しないでくれと説得した。

Eşine sabah yedide kendisini uyandırmasını hatırlattı.

彼は妻に自分を午前7時に起こしてくれるように念を押した。

Kendisini ziyaret ettiğimde, Milo oturma odasındaydı.

私が美穂を訪ねたとき、彼女は居間にいた。

Oğlunun doğumu sebebiyle kendisini tebrik ettim.

- 私は彼に、男子出産のお祝いを述べた。
- 彼に男の子誕生のお祝いの言葉を贈った。

O, kendisini bir baston ile destekledi.

彼はつえで体を支えた。

Kendisini yeni çevresine adapte etmeyi zor buldu.

彼女は新しい環境に順応するのは難しい。

Annem Alice'e kendisini takip etmesi için işaret etti.

母はついてくるようにアリスに合図した。

O, ona kendisini daha sonra aramasını rica etti.

彼は彼女に、後ほど電話をかけてくれと頼んだ。

Onun gitmesini ve kendisini huzur içinde bırakmasını istiyor.

彼は、彼女が立ち去ってそっとしておいてくれることを願っている。

- Kendini asarak intihar etti.
- Kendisini asarak intihar etti.

彼は首吊り自殺をした。

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

興奮させたから 襲われたと言います

. Ney'in kendisini parlak bir taktik lideri yapan saldırgan içgüdüsünün

。 ネイの攻撃的な本能が彼を素晴らしい 戦術的リーダーに したという兆候がすでにあり、それ

- O, John'un onu sevdiğini biliyordu.
- John'un kendisini sevdiğini biliyordu.

彼女はジョンが愛しているのを知っていた。

O kadar çok gürültü vardı ki, konuşmacı kendisini duyuramadı.

- 騒音がひどかったので演説者の声は聞こえなかった。
- あまりにも多くの騒音があったので、話し手は自分の声が通らなかった。

General Bessières, Lannes'ın kendisini asla affetmediği bütçeyi kötü yönettiğini ifşa

ベシエール将軍が予算の管理ミスを明らかにするのを手伝った 後、彼は解雇されました

Kendisini Beatles dinlemeye öylesine kaptırmıştı ki onunla olan randevusunu kaçırdı.

- 彼女はビートルズを聞くのに夢中になっていて彼とのデートに行きそびれた。
- 彼女はビートルズを聞くのに夢中で、彼とのデートに行きそびれた。

Soult daha sonra güneye yürüdü ve kendisini Portekiz kralı olarak taçlandırmayı

その後、ソウルトは南に行進し、ポルトを占領しました。そこで、彼は ポルトガルの王

Siyasi açıdan şüpheli bu generallerle olan bağları Berthier'in kendisini mercek altına aldı.

」の間、 これらの政治的に疑わしい将軍との関係は、ベルティエ自身を脚光を浴びさせました。

Kendisini çeşitli eylemlerde ayırt etti ve alaya komuta etmek için terfi etti.

彼はいくつかの行動で彼自身を際立たせ、連隊を指揮するように昇進した。

Beth, o son derece kirli olduğu için Chris'in kendisini öpmesine izin vermeyecek.

クリスがとても汚いので、ベスは彼が自分にキスするのを許しません。

- O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak gördü.
- O kendisini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.

彼は自分が救世主だとかんがえた。

- Onu ağlarken görmesin diye kafasını çevirdi.
- Kendisini ağlarken görmemesi için başını çevirdi.

彼に涙を見せまいと彼女は顔を背けた。

Katıldı . Kısa süre sonra kendisini iyi bir atlı ve eskrimci olarak ayırt etti

加わっ た。 彼はすぐに立派な騎手と剣士として名を馳せ、

Bununla birlikte, Soult'un artık kendisini düşman ateşine maruz bırakmaya daha az meyilli olduğu

しかし、ソウルトは今や敵の砲火にさらされる傾向が少なくなり 、指揮に対してより管理的なアプローチを取っている

- Roy, sevglisi onu aradığında mutlu olur.
- Kız arkadaşı kendisini aradığında Roy mutlu olur.

ロイはガールフレンドから電話があるとうれしそうだ。