Translation of "Karısı" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Karısı" in a sentence and their japanese translations:

Karısı Kaliforniyalıdır.

彼の妻はカリフォルニアの出身だ。

- Onun karısı benim bir arkadaşım.
- Karısı arkadaşım.

彼の奥さんは僕の友達です。

Karısı arkadaşlarımdan biridir.

- 彼の妻は私の友達のひとりだ。
- 彼の奥さんは僕の友達です。

Onun karısı Fransızdır.

彼の奥さんはフランス人です。

- Karısı davetkar konukları severdi.
- Karısı misafir çağırmayı seviyordu.

彼の妻は客を招きたかった。

Karısı onu muhabirlerden sakladı.

彼の妻は彼を記者達に会わせなかった。

Karısı bana çirkin görünmüyor.

彼の妻は私には醜いとは思えない。

Karısı kazada hayatını kaybetti.

彼の妻はその事故で死亡した。

Karısı bana İtalyanca öğretiyor.

彼の奥さんは私のイタリア語の先生です。

Karısı hiçbir yerde görülmedi.

彼の妻の姿はどこにも見えなかった。

Ted, karısı Elizabeth'i seviyor.

テッドは奥さんのエリザベスを愛している。

Onun karısı neye benziyor?

彼の奥さんはどんな人?

Onun karısı onu parmağında oynatır.

奥さんの尻にしかれている。

Sanırım karısı kasabanın dışına gidiyor.

奥さんがどこかに出かけているらしいから。

Bob onu kendi karısı yaptı.

- ボブは彼女を妻にした。
- ボブは彼女を娶った。
- ボブは彼女を妻として迎えた。

Tom'un karısı onun özgürlüğünü kısıtlıyordu.

トムってしっかり奥さんの尻に敷かれているのね。

Adam ve karısı dışarı fırladı.

その男と妻は飛び出して行った。

Ona karısı tarafından eşlik edildi.

- 彼は夫人を一緒につれてきた。
- 彼は妻を同伴していた。

İki yıl önce karısı öldü.

彼は2年前に細君に死なれた。

Karısı ona piyanoda eşlik etti.

彼の妻がピアノで彼の伴奏をした。

Karısı bir yabancı gibi görünüyor.

彼の奥さんは外国人らしい。

Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.

彼は奥さんに早く起こしてもらいたかった。

Tom ve karısı ayrı yaşar.

トムは妻と別居している。

İstasyonda tanıştığım karısı çok çekici.

彼の奥さんには駅であったのだが、とても魅力的な人だね。

Onun karısı, benim bir arkadaşımdır.

彼の奥さんは僕の友達です。

Şu kadın onun karısı olmalı.

あの女の人が彼の奥さんだろう。

Ölümü karısı için büyük şoktu.

彼の死は妻にとってあまりにもショックだった。

Karısı olmasaydı , o işini değiştirmezdi.

妻がいなかったら、彼は仕事をかえはしなかっただろうに。

Karısı ona sürekli dırdır ediyor.

彼の妻は彼に一日中がみがみ言っている。

Tom'un karısı benim bir arkadaşım.

トムの奥さんは私の友だちです。

John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.

ジョンはフロリダ、そして奥さんはカリフォルニア出身だ。

Karısı onun için kapıyı açtı.

彼の妻は彼のためにドアを開けた。

Tom'un güzel bir karısı var.

トムには美しい妻がいる。

Karısı ikiz erkekler dünyaya getirdi.

彼の妻は双子の男の子を産んだ。

Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır.

彼の妻は必要から働き出した。

Karısı başka bir adamın çocuğunu doğurmuştu.

彼の妻は別の男の子供を出産しました。

Şu adam zayıf ama karısı şişman.

その男はやせているが、彼の妻は太っている。

Adam ve karısı birbirlerine yardım etti.

その男と妻は互いに助け合った。

Karısı, çocuklara baktıktan sonra bitkin düşmüş.

彼の妻は子供たちの世話をした後で疲れ切っている。

Bay Tani ve karısı partide mevcuttu.

谷雄がそのパーティーに出席していた。

O, karısı kadar iyi yemek pişirebilir.

彼は奥さんに劣らず料理がうまい。

Karısı piyanist olan bir arkadaşım var.

私には奥さんがピアニストである友人がいる。

Onun karısı oldukça yetenekli bir kadındır.

彼の奥さんはなかなかの才女だ。

Bu yetmezmiş gibi, karısı hasta oldu.

さらに悪いことに彼の妻が病気になってしまった。

Orada oturan kadın onun şimdiki karısı.

向こうに座っている女性が彼の現在の奥さんだ。

Alexander'ın Bactrian karısı Roxana artık hamile kaldı ...

アレクサンドロスのバクトリア人の妻 ロクサネは妊娠していた

Karısı onun ani ölümünü duyunca deliye döndü.

彼の非業の死を聞いた時、彼の妻は悲しみで気も狂わんばかりだった。

Hem karısı hem de o ondan hoşlanıyorlar.

彼の妻も彼もそれを好む。

Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.

彼の妻は二人の愛の結晶を残して死んだ。

O nereye gitse karısı onunla birlikte gider.

彼の奥さんは彼が行くところは何処でもついていきます。

Karısı ona ağzına geleni söylediğinde, adam çıldırdı.

男は妻にののしられてかっとなった。

Karısı öldüğünde o derin bir keder içindeydi.

彼は妻に死なれて深く悲しんでいた。

Karısı onu terk ettikten sonra içmeye başladı.

妻に逃げられてから彼は酒を飲むようになった。

O, karısı hastayken kendisi için yemekler pişirdi.

彼は妻が病気の時一人で食事を作った。

Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.

彼は私にあうといつも自分の奥さんの愚痴を言う。

O böyle bir karısı olduğu için şanslı.

あんな妻がいるなんて彼は幸せだ。

Onun karısı İngilizcenin yanı sıra İspanyolca konuşur.

あの人の奥さんは、英語だけでなくスペイン語も話します。

- O, sadece karısı seyahate çıktığında köpeği besler.
- Onun köpeği beslediği tek zaman karısı seyahate gittiği zamandır.

彼が犬に餌をやるのは、妻が旅行に出かけているときだけだ。

Harold, karısı onu terk ettikten sonra kafayı yedi.

奥さんにでていかれてハロルドはおかしくなった。

Adam karısı gelinceye kadar istasyonda beklemeye karar verdi.

- 男は妻が来るまで駅で待つことにした。
- その男は、妻がくるまで駅でまとうと決心した。

Akşam yemeği partisinde ona karısı tarafından eşlik edildi.

彼は晩餐会に妻を同伴していた。

O, karısı öldükten sonra birçok yıl daha yaşadı.

彼は妻の死後、何年も生きながらえていた。

O, karısı hoşlandığı için o evi satın aldı.

- 彼は、妻が気に入ったので、その家を買った。
- 彼は、妻が気に入ったので、その家を購入した。

O kızgın olduğunda karısı onu nasıl yöneteceğini bilir.

彼の妻は、彼が怒った時、彼の扱いを知っている。

O, karısı hakkında her zaman kötü şeyler söylüyor.

彼はいつも奥さんの悪口を言っている。

Karısı ondan hoşlandığı için o evi satın aldı.

彼は、妻が気に入ったので、その家を購入した。

Karısı dışarıda olduğu için, kendisine akşam yemeği pişirdi.

妻が家を留守にしたので、彼は一人で夕食を作った。

Karısı hastanede çünkü o bir araba kazasında yaralandı.

彼の妻は自動車事故でけがをしたので入院している。

Karısı herhangi bir risk almaması için ona yalvardı.

彼の妻は彼に危険を冒さないでね、と懇願した。

Karısı ona iki kızı ve bir erkek çocuk doğurdu

彼の妻は2人の娘と1人の息子を産んだ。

Tom'un yeni karısı onun ilk evliliğindeki kızından daha genç.

- トムの新しい奥様ってね、初婚の時の娘さんよりも若いのよ。
- トムの新しい嫁さんさぁ、最初の結婚でできた娘よりも若いんだ。

O, havaalanına vardıktan sonra karısı ile bir telefon görüşmesi yaptı.

空港につくとすぐに彼は妻に電話した。

Onun karısı bir bebek sahibi olacaklarını duyurduğunda o gafil yakalandı.

彼は奥さんが妊娠したといわれてびっくりした。

Uzun, uzun zaman önce yaşlı bir adam ve karısı yaşarmış.

昔々おじいさんとおばあさんが住んでいました。

O çok fazla pachinko oynar, bu nedenle karısı ona kızgındır.

パチンコをし過ぎるから、妻は彼に怒っている。

Yeni evli Japon erkek niçin karısı hakkında kötü bir şey söyledi?

なぜ新婚の日本人の男性は自分の妻について悪いことをいったのか。

Karısı iki çocuğunun yanı sıra şimdi kocasının dedesine de bakmak zorundaydı.

彼の妻は今や彼らの2人の子供は言うまでもなく、彼の祖父も面倒を見なければならなかった。

Eğer o masumsa bundan şu sonuç çıkar ki onun karısı suçlu.

- 彼が無実なら、当然彼の妻が有罪ということになる。
- もし彼が潔白なら、罪を犯したのは彼の妻ということになる。

Karısı ve çocukları onun sigarayı bırakmasını istedikleri için o sigarayı bıraktı.

彼は妻と子供たちにお願いされたのでタバコをやめた。

Onun karısı onun saldırı sonucu ölümünden sonra, üzüntüden dolayı kendini kaybetti.

彼の非業の死を聞いた時、彼の妻は悲しみで気も狂わんばかりだった。

Tüm başarılarının temelini oluşturdu . Berthier, birlikte o kadar çok zaman geçirdiler ki, 'Napolyon'un karısı' lakaplıydı.

でのナポレオンのすべての成功を支えました 。彼らは一緒に多くの時間を過ごし、ベルティエは「ナポレオンの妻」と呼ばれました。