Translation of "Insanlardan" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Insanlardan" in a sentence and their japanese translations:

Ilk insanlardan biri olabilirim.

口火を切る一人です

O, etrafındaki insanlardan farklı.

彼は多くの点で周りの人と違う。

Kolay öfkelenen insanlardan hoşlanmam.

私はすぐ怒る人は好きではない。

Moralinizi bozan insanlardan uzak durun.

自分をけなすような人からは 離れることです

Düşünceli insanlardan makul sorular yöneltti.

有識者からの理性的な議論を 促しています

Tom gibi insanlardan nefret ediyorum.

トムみたいな人が大っ嫌い。

O insanlardan para ödünç almayacağım.

私はあの連中からは金を借りない。

Onu söyleyen insanlardan nefret ediyorum.

そんなこという人、嫌いです。

Köpekler insanlardan daha hızlı koşarlar.

犬は人間よりも速く走る。

Ve aşırılığa kayan genç insanlardan da

過激派に惹かれている 若者にも言いたいことがあります

Yaşadığım şeyi anlayan insanlardan haber aldım.

理解してくれた人々からでした

Onu ellerine alan insanlardan demokrasiyi kurtarabiliriz.

民主主義を 抑圧者の手から 奪い返すことができます

çünkü insanlardan etkilenen sivrisinekler sadece dişiler.

人間に近寄ってくるのは メスの蚊だけですから

İnsanlardan sadece işe gelip çalışmalarını istemek

ただ仕事に来て 言われた仕事をしろという

İnsanlardan oluşan bir kalabalık caddede toplandı.

多数の人が通りに集まった。

O biçimde konuşan insanlardan nefret ederim.

ああいう話し方する人って、大っ嫌い。

O hayvanları insanlardan daha çok sever.

彼は人間よりも動物を愛している。

Tom diğer insanlardan daha iyi olduğunu düşünüyor.

トムは自分が他の人より優れていると思っているんだ。

O tür şey yapan insanlardan nefret ediyorum.

そういうことする人、大っ嫌い。

...şehir bölgelerinde yaşayanlar insanlardan kaçınmak için gececi olur.

‎都会では人を避けるために ‎夜行性になる

Ve dünyanın her yerindeki bu hastalıktan etkilenen insanlardan.

大変有難いと思っています

İnsanlardan önce gelmek zorunda olmak onun canını sıkıyordu.

公衆の面前に姿を見せなければならないのが厭だった。

Ve benim gibi insanlardan neden nefret ettiklerini anlamaya çalışacaktım

私を知りもしないのに 私のような人を嫌う理由を

O, Afrika'da iken sık sık aralarında yaşadığı insanlardan bahsederdi.

彼はアフリカにいたころ彼が暮らしていた周囲の人々の事をよく話したものだった。

Tom, sigara içilmesi yasak yerlerde sigara içen insanlardan hoşlanmaz.

トムは禁煙場所で喫煙する人が嫌いだ。

Benim 2006'da yaptığım gibi, insanlardan gelen iyi niyetli destekler,

善意からの支援もです 2006年の私がしたように

Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.

若い人は老人より早く何にでも慣れる。

Tanımadığın insanlardan gelen e-mail'ları hiçbir şey yokmuş gibi cevaplayamazsın.

知らない人からのメールに、むやみに返信したら駄目だよ。

Bu genç insanlardan bazıları benimkinin iki katı kadar uzun bacaklara sahipler.

最近の若いやつらは足が長いよね。俺の倍はある。

Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.

外見で、善人と悪人を区別させようとしても無駄である。

Tom bir yerde kısa insanların uzun insanlardan daha fazla uykuya ihtiyacı olduğunu okudu.

- トムさんは背の低い人は背の高い人より長く睡眠をとらなければならないとどこかの読み物で読みました。
- 背の低い人は背の高い人より多くの睡眠が必要であると、トムはどこかで読んだ。

- Yaşlı adam içine kapanmıştı.
- Yaşlı adam insanlardan uzaktı.
- Yaşlı adam insanlarla iç içe değildi.

その老人は人と交際しなかった。

- Yalnız olan herkes diğer insanlardan korktuğu için yalnızdır.
- Yalnız olan her insan başkalarından korktuğu için yalnızdır.

孤独な人は、他人を恐れるから一人なのだ。

Yeni bir bloğa başladım. Başlangıçta çok sayıda blog yapan ve sonra blog yapmaktan vazgeçen insanlardan biri olmamak için elimden geleni yapacağım.

新しくブログを始めた。三日坊主にならないようがんばるぞ!