Translation of "Gözlerini" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Gözlerini" in a sentence and their japanese translations:

- Gözlerini kapatma.
- Gözlerini kapama.

- 目を閉じてはいけない。
- 目を閉じないで。

Gözlerini ovuşturdu.

彼女は目をこすった。

Gözlerini kapadı.

彼は目を閉じました。

Gözlerini kapatma.

- 目を閉じてはいけない。
- 目を閉じないで。

Gözlerini kapat.

- 目を閉じなさい。
- 目を閉じて。

Gözlerini aç.

- 目を開けなさい。
- 目を開けてみろよ。
- 目を開きなさい。
- 目を開けて。

Gözlerini oraya dik

見つめていよう

Gözlerini açık tutmalısın.

よく見張ってなければだめよ。

Gözlerini aç lütfen.

目を開けてください。

Yavaşça gözlerini kapadı.

彼女は静かに目を閉じた。

Gözlerini muayene ettirmelisin.

あなたは眼の検査をしてもらった方がいいよ。

Gözlerini kontrol ettirmelisin.

あなたは眼の検査をしてもらった方がいいよ。

Sadece gözlerini kapa.

ちょっと目を閉じて。

Gözlerini bana dikti.

彼は私をじっと見た。

Gözlerini gözyaşları doldurdu.

涙が彼女の目にあふれた。

Annesi gözlerini ayırdı.

お母さんは目を大きく開いた。

Gözlerini kapa lütfen.

目を閉じてください。

Gözlerini açık tut.

- 用心しなさい。
- 目を開けておくのよ。

Tom gözlerini kapattı.

- トムは目を閉じた。
- トムは目をつぶった。

Tom gözlerini kapadı.

- トムは目を閉じた。
- トムは目をつぶった。

O, gözlerini ondan alamıyor.

彼は彼女のことを気にしている。

Çok okumaktan gözlerini zorlamıştı.

彼は読書のしすぎで目を痛めた。

Ellerini kullanarak gözlerini ovuşturdu.

彼は手で目をこすった。

O, gözlerini kapalı tuttu.

- 彼女は目を閉じたままであった。
- 彼女は目を閉じたままでいた。

Üç dakika gözlerini kapat.

三分間目を閉じなさい。

Gözlerini kapa ve uyu.

目を閉じて眠りなさい。

Gözlerini zorlamamaya dikkat et.

使いすぎて目を痛めないように気をつけなさい。

Tom gözlerini muayene ettirmeli.

トムは目の検査を受けるべきだよ。

Tom gözlerini ondan alamadı.

トムは彼女から目が離せなかった。

Ellerin kirliyken asla gözlerini ovma.

汚れた手で目をこすってはいけません。

Kız gözlerini kapatarak papazı dinledi.

その少女は、目を閉じて牧師の話を聞いた。

Ağzını aç ve gözlerini kapat.

口を開けて目を閉じなさい。

Gözlerini muayene ettirsen iyi olur.

あなたは眼の検査をしてもらった方がいいよ。

Kitabı kapattı ve gözlerini kapattı.

彼女は本を閉じて目をつぶった。

Birine gözlerini dikerek bakmak kabalıktır.

誰かをじろじろ見ることは失礼なことです。

Sen gözlerini direkt güneş ışığından korumalısın.

直射日光から目を守った方がいい。

- Koyu gözleri severim.
- Koyu gözlerini seviyorum.

私は彼女の黒っぽい目が好きだ。

Tom gözlerini açtı ve Mary'yi gördü.

トムは目を開け、メアリーを見た。

Tom gözlerini kapattı ve uyumaya gitti.

トムは目を閉じ、眠りに落ちた。

Tom gözlerini kapattı ve uykuya daldı.

- トムは目を閉じて眠りについた。
- トムは目をつむって眠りについた。

Tom gözlerini kapatıp koyun saymaya başladı.

トムは目を閉じ、羊を数え始めた。

Ağzını kapalı, gözlerini ise açık tut.

口は閉じておけ目は開けておけ。

- Gözlerinizi kapalı tutun.
- Gözlerini kapalı tut.

目を閉じていなさい。

Gözlerini kapa, ve ona kadar say.

目を閉じて、10まで数えなさい。

Tom "Sadece gözlerini kapat." diye fısıldadı ve Mary gözlerini kapatınca, onun dudaklarını hafifçe öptü.

「ちょっと目つぶってて」とトムが囁いた。メアリーが目をつぶると、トムはメアリーの唇にそっとキスをした。

Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.

大きな目で獲物を しっかり見ています

"Ryu, göremiyorum!" "Doğal, çünkü senin gözlerini kapıyorum."

「隆ちゃん見えな~い~」「目隠ししてるんだから当然だ」

O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.

母親の青い目を受け継いでいる。

Tom gözlerini kapattı ve uyuyor gibi davranıyor.

トムは目をつぶって寝たふりをしている。

Tom gözlerini kapadı ve uyuyor gibi davrandı.

トムは目をつぶって寝たふりをした。

"Seni seviyorum," diye mırıldandı ve gözlerini kapattı.

「愛してる」と彼女はそっとつぶやくと目を閉じた。

Sana onları açmanı söyleyinceye kadar gözlerini kapalı tut.

- 開けてと言うまで目を閉じていてくれないか。
- いいって言うまで目つぶってて。

Gözlerini ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü taktı.

彼は目を紫外線から守るためにサングラスをかけた。

Gözlerini güneşten korumak için koyu renk gözlük taktı.

彼女は日光から目を守るためにサングラスをかけていた。

Onları açman gerektiğini söyleyinceye kadar gözlerini kapalı tut.

いいって言うまで目つぶってて。

Tom derin bir nefes aldı ve gözlerini kapadı.

トムさんは深く息を吸って、目を閉じた。

- O son nefesini çekti.
- O, dünyaya gözlerini kapattı.

彼は息を引き取った。

- Sadece gözlerini kapatmak zorundasın.
- Sadece gözlerinizi kapatın yeter.

君は目を閉じてさえすればよい。

Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.

‎ほぼ視覚は使わずに ‎嗅覚を使って夜の海を泳ぐ

- Kan ve şiddetten etkileniyorlar.
- Gözlerini kan ve şiddet bürümüş.

彼らは血と暴力に魅せられている。

- Yaşlı adam son nefesini verdi.
- Yaşlı adam hayata gözlerini kapadı.

- 老人は息を引きとった。
- その老人は息を引き取った。

Vinçler ne kadar güzel ve ücretsizdi! Sadako içini çekti ve gözlerini kapattı.

鶴たちは何と美しく自由なんでしょう。禎子はため息をついて、目を閉じた。

- İnsanların bana niçin baktıklarını merak ettim.
- İnsanların neden bana dik dik baktığını merak ettim.
- İnsanların neden bana gözlerini diktiğini merak ettim.

- どうして人々が私をじっと見ているのだろうかと思った。
- なぜみんなが私を見つめているのか不思議だった。

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

彼がパブロと結婚するつもりだと公に宣言したとき、彼の祖母は心臓が止まりそうになったし、彼の叔母は目玉が飛び出してしまいそうだった。でも彼の妹は鼻高々だった。