Translation of "Etmelisin" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Etmelisin" in a sentence and their japanese translations:

Acele etmelisin.

- あなたは急がなければならない。
- 急がなくちゃ。

Ona dikkat etmelisin.

君は彼の言うことに注意を払わなければならない。

Ona teşekkür etmelisin.

君は彼に感謝すべきだ。

Başarısızlığını kabul etmelisin.

君は失敗を認めるべきだ。

Sağlığına dikkat etmelisin.

君は君の幸福に注意を払うべきだ。

Ebeveynlerine itaat etmelisin.

- 両親の言うことを聞きなさい。
- 両親には従うべきだ。
- 君は両親に従うべきだ。

Babana yardım etmelisin.

あなたはお父さんの手伝いをした方がよい。

Biraz istirahat etmelisin.

ちょっと休んだほうがいいよ。

Kendine dikkat etmelisin.

自分の事に注意しなければならない。

Tom'u dava etmelisin.

トムを訴えたほうがいいよ。

Söylediğine dikkat etmelisin.

言うことに気をつけねばならぬ。

Kuralları takip etmelisin.

規則に従わなければなりませんよ。

Parana dikkat etmelisin.

お金は大事にしなくてはならない。

Annene yardım etmelisin.

あなたはお母さんを手伝わなければならない。

Tom'a teşekkür etmelisin.

トムに感謝すべきだよ。

Öğretmeninin söylediğine dikkat etmelisin.

先生の言うことに注意をしなければならない。

İncil üzerine yardım etmelisin.

君は聖書に手をのせて誓うべきだ。

Hatalı olduğunu itiraf etmelisin.

君は自分がまちがっていることを認めなければならない。

Daha sakin hareket etmelisin.

君はもっと冷静に行動すべきだ。

Ona kitabı iade etmelisin.

君はその本を彼に返さねばならない。

Onun hikayesine dikkat etmelisin.

君たちは彼の話に注意を払うべきだ。

Daha akıllıca hareket etmelisin.

もっと賢明に振る舞いなさい。

Şarap bardağına dikkat etmelisin.

そのワイングラスの取り扱いに気を付けてね。

Sözünü tutacağına yemin etmelisin.

約束を守ることを誓わなければいけない。

Kaybettiğin zamanı telafi etmelisin.

失った時間を取り返さなければならない。

Tom'un örneğini takip etmelisin.

トムを見習いなさい。

Kesinlikle onu davet etmelisin.

彼を誘わなくちゃだめよ。

Onun söylediğine dikkat etmelisin.

彼の言うことに注意を払うべきだ。

Sağlıklıyken çalışmaya devam etmelisin.

健康である限り、働き続けるべきだ。

Onun davranışını taklit etmelisin.

彼の態度を見習いなさい。

Onu kapı dışarı etmelisin.

捨てたほうがいいですよ。

Derhal polise ihbar etmelisin.

すぐ警察に通報してください。

Onun hastalığına dikkat etmelisin.

- 彼女の病気を考慮に入れるべきだ。
- 彼女が病気だと言うことを考慮に入れるべきです。
- あなたは彼女の病気を考慮に入れるべきだ。
- あなたは彼女の病気を考慮すべきだ。

Onun tavsiyesini takip etmelisin.

あなたは彼の忠告を聞くべきだ。

Masayı kurmaya yardım etmelisin.

あなたは食卓の用意をするのを手伝わなければいけない。

İlkelerine göre hareket etmelisin.

あなたは自分の主義に従って行動をとらなければならない。

Anne babanı mutlu etmelisin.

あなたはご両親を幸せにしてあげなくてはなりません。

Parana daha dikkat etmelisin.

- あなたはお金の管理にはもっと気をつけるべきです。
- お金の使い方はちゃんと考えた方がいいよ。

Yolu geçerken dikkat etmelisin.

道を横断するときは気を付けなさい。

Sanırım onu ziyaret etmelisin.

君は彼を訪問した方がよいと思う。

Ona yardım etmelisin, ve çabucak!

- 君は彼女を助けなければいけない。しかもすぐに。
- あなたは彼女を助けなければならない。しかもすぐにだ。

Doğru ve yanlışı ayırt etmelisin.

君は善悪の区別をつけるべきだ。

Sigarayı bırakmak için gayret etmelisin.

君は禁煙するよう努力すべきだ。

Olayları olduğu gibi kabul etmelisin.

君はものごとをあるがままに受け入れなければいけない。

Gerçeği olduğu gibi ifade etmelisin.

君はその事実をありのまま述べなければならない。

Acele etmelisin yoksa ekspresi kaçıracaksın.

急がなければ、急行に乗り遅れるぞ。

Tatmin oluncaya kadar devam etmelisin.

気が済むまでやってみたら。

Onu kırmamak için dikkat etmelisin.

それを壊さないように注意しなければならない。

Caddeyi geçerken arabalara dikkat etmelisin.

通りを横断するときは車に気をつけなさい。

Onunla konuşurken lisanına dikkat etmelisin.

彼女と話をするとき言葉づかいに気をつけたほうがいいですよ。

Onu unutmadan önce not etmelisin.

忘れないうちに書き留めておいた方がいいですよ。

Sağlığına daha fazla dikkat etmelisin?

- 健康にもっと注意を払うべきだ。
- もっと自分の健康に気を配った方がいいぞ。

Anna ve babana itaat etmelisin.

君は両親に従わなければならない。

Başarılı olana kadar devam etmelisin.

成功するまで続けるようにしなければなりません。

Kaybı gelecek hafta telafi etmelisin.

あなたは来週その損失を補わなければならない。

Yol boyunca adımına dikkat etmelisin.

あなたは途中ずっと足元を見なければいけません。

Dinlendikten sonra çalışmana devam etmelisin.

あなたはひと休みしたら、勉強を続けねばなりません。

Elin İncilin üzerinde yemin etmelisin.

- 君は聖書に手をのせて誓うべきだ。
- あなたは聖書に手をのせて誓わなければなりません。

Onun dediklerine daha fazla dikkat etmelisin.

君は彼の言う事にもっと注意を払うべきだ。

Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.

君は辞書を引く習慣をつけるべきだ。

Bir kez başladın mı, devam etmelisin.

- 君はいったん始めたら、続けなければいけません。
- 始めたのなら、続けなきゃ駄目よ。

Ne söylediğine daha çok dikkat etmelisin.

- 君の言うことにもっと注意を払うべきだ。
- あなたは自分の言うことにもっと注意を払うべきです。

Araba kullanırken diğer arabalara dikkat etmelisin.

運転する時は、他の車に注意しなければなりません。

Tekrar denemesi için onu teşvik etmelisin.

もう一度やってみるようにと彼を励ましなさい。

Onlarla birlikte gitmek istersen acele etmelisin?

彼らと一緒に行きたいのであれば、君は急がなければならない。

Onlarla birlikte gitmek istiyorsan acele etmelisin.

彼らと一緒に行きたいのであれば、君は急がなければならない。

Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.

君は自分の安全にもっと気を配るべきだ。

Refahın sonsuza dek sürmeyeceğini fark etmelisin.

繁栄が永遠には続かないことを知っておかなければいけない。

Burada dolaşırken düşen kayalara dikkat etmelisin.

このあたりを歩くときには、落石に注意しなければいけない。

Öğretmenin söylediklerine daha fazla dikkat etmelisin.

- 先生のおっしゃることをもっと注意して聞くべきだ。
- あなたは先生のおっしゃることをもっとよく注意して聞くべきだ。

Raporunu gelecek cumartesiye kadar teslim etmelisin.

- あなたは、来週の土曜日までに論文を提出すべきです。
- 来週の土曜日までにレポートを提出するようにしてください。

Pazartesi günü raporunu bana teslim etmelisin.

月曜日までに報告書を私に提出しなさい。

Durumu tartmalı ve ona göre hareket etmelisin.

状況を判断してそれに応じて行動しなければならない。

Onurlu bir şey yapmalısın ve istifa etmelisin.

君は潔く辞任すべきだ。

Nisan ayı sonuna kadar kitabı iade etmelisin.

4月の終わりまでにその本を返しなさい。

- Trafik kurallarına riayet etmelisin.
- Trafik kurallarına uymalısın.

交通ルールは守らなければいけません。

Ev ödevini Perşembeye kadar mutlaka teslim etmelisin.

- 木曜日までには必ず宿題を提出しなければなりませんよ。
- あなたは木曜日までに必ず宿題を提出しなければなりません。

İspanya kralını senin liderin olarak kabul etmelisin.

- あなたの指導者としてスペイン王を受け入れなければならない。
- あなたたちは指導者としてスペイン王を受け入れなければならない。

Yorgun görünüyorsun. Bir veya iki saat istirahat etmelisin.

- 君は疲れた顔をしている。1、2時間休息すべきだ。
- 疲れてるみたいだね。1時間か2時間、休んだ方がいいよ。

Babandan onun tavsiyesini istemelisin ve onu takip etmelisin.

君はお父さんの助言を聞いてそれに従うべきだ。

Şu andan itibaren en ufak ayrıntıya dikkat etmelisin.

今後どんな細部にも注意を払いなさいよ。

Devam etmelisin ve onu yapmalısın, tam yapacağını söylediğin gibi.

お前、言ったことはちゃんとやれよな。

Bir insanı tanımak için, onunla sadece bir hafta seyahat etmelisin.

人の性格を知るには、1週間も一緒に旅行すればいい。

İnsanlarla ilk kez tanıştığında, onlara ne kadar yakın durduğuna dikkat etmelisin.

人に初めて会うときには、必ず自分と相手との距離に注意を払いなさい。

Hayat bisiklet sürmek gibidir. Dengede kalmak için hareket etmeye devam etmelisin.

人生とは自転車のようなものだ。倒れないようにするには走らなければならない 。

Sınıfa bir bütün olarak davranamazsın, ancak her bir üyeye dikkat etmelisin.

クラスを全体として扱ってはいけません。それぞれの生徒に注意を向けなければいけません。

- Başka bir deyişle, sağduyudan şüphe etmelisin.
- Diğer bir deyişle, sağduyudan şüphelenmelisin.

つまり常識を疑えということだ。

- Değerli şeylerini güvenli bir yerde muhafaza etmelisin.
- Değerli eşyalarını güvenli bir yerde saklamalısın.

貴重品は安全の場所にしまっておくべきだ。

O çok iyi bir iş yapmıyor. Yine de, onun elinden geleni yaptığını kabul etmelisin.

彼はあまりうまくやっていないが、全力をつくしているということは認めなくてはいけない。

- Yazın et çabuk kötü olur, eti buzdolabında saklamalısın.
- Yazın et çok çabuk bozulur; dolapta muhafaza etmelisin.

夏は肉が悪くなりやすいから冷蔵庫にいれて起きなさい。