Translation of "Elli" in Japanese

0.021 sec.

Examples of using "Elli" in a sentence and their japanese translations:

Babam elli yaşında.

私の父は50歳です。

Okulumuz elli yıllıktır.

私たちの学校は創立して50年だ。

Elli bin yıl önce,

5万年前に

Otobüs elli kişi alır.

バスには50人乗れる。

Uçakta elli yolcu vardı.

その飛行機には50人の乗客がいました。

Otel elli misafir ağırlayabilir.

そのホテルは50人の客を宿泊させることができる。

Otobüse elli kişi binebilir.

バスには50人乗れる。

Yaklaşık elli dolar ödedim.

私はおよそ50ドル払った。

Sadece elli kişi geldi.

たった50人しかこなかった。

Bu otobüs elli kişilik.

このバスは50人乗りです。

Onun elli doları vardı.

彼は50ドル持っていました。

Amerika'da elli eyalet vardır.

アメリカには50の州がある。

- Şehir Londra'nın elli mil kuzeyindedir.
- Şehir Londra'nın elli mil yukarısındadır.

その町はロンドンの北50マイルにある。

- Bu oda elli kişi alma kapasitesindedir.
- Bu odada elli kişiliktir.

この部屋には50人が入ることができる。

O elli dolardan daha azdı.

それは50ドルもしませんでした。

Adam elli yıl ülkeyi yönetti.

その男は50年にわたってその国を支配した。

Nehir karşıdan karşıya elli yardadır.

その川は幅が50ヤードある。

Yarışta elli tane katılımcı vardı.

そのレースには50人の参加者があった。

Otobüste elli tane yolcu vardı.

そのバスには五十人の乗客がいた。

Orada ancak elli kişi vardı.

そこにいたのはせいぜい50人だ。

O, elli yaşın üzerinde olmalı.

50歳は超えているはずだ。

Toplam olarak elli kişi vardı.

全部で50人いた。

Amerikan bayrağında elli yıldız var.

米国の国旗に50の星があります。

Paris'e elli kilometre uzakta bulunuyor.

パリまで50キロです。

Bir dakikada elli kelime yazabilirim.

私は1分間50語タイプできます。

Ben elli sayfa daha okudum.

私は更に50ページ読んだ。

Bu köyde elli aile var.

この村には50家族います。

Bu otobüs elli kişi alabilir.

このバスは50人乗りです。

Bu otobüs elli yolcu taşıyabilir.

このバスは50人の乗客を乗せられる。

Bu kulüpte elli üye bulunmaktadır.

このクラブの会員は50名です。

Projeye elli dolar katkıda bulundu.

彼はその計画に50ドル寄付をした。

Yaklaşık elli dolar ödeme yaptım.

私はおよそ50ドル払った。

- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- Maraton yarışına yüz elli kişi katıldı.

そのマラソンレースに150人の参加申し込みがあった。

- Sen bana sadece elli sent verdin.
- Sen bana yalnızca elli sent verdin.

- 50セントしかくれませんでしたよ。
- 50セントしかくれなかった。

Yani altı yüz elli milyon kadın.

6億5000万人にのぼります

Sonraki elli yıl, Yunanların altın çağıydı.

その後50年間 古代ギリシアは黄金時代を謳歌した

Ben o gün elli mil sürdüm.

その日私は馬で50マイル走った。

Onun, tahminen, elli bin yeni var.

彼はまあ5万円ばかり持っているね。

Tahminimce bizim öğretmen elli yaşın üzerinde.

先生は50歳を超えていると私は思う。

Araba için yüzde elli peşin verdim.

車の代金を現金で半額支払った。

Senden elli dolar ödünç almak istiyorum.

- あなたから50ドルお借りしたいのですが。
- 50ドル貸して欲しいんですけど。

Jack elli mil yürümekten dolayı yorgundu.

ジャックは50マイル歩いてくたびれた。

- Geçen yıl en az elli film seyrettim.
- Geçen yıl en az elli film izledim.

昨年私は少なくとも50本は映画を見た。

Belki elli, belki yüz yıl sonra çocuklar

50年後 100年後には

Banka elli dolarlık çekinizi nakit olarak ödeyecek.

銀行に行けばその50ドルの小切手を現金に換えてくれる。

Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı.

過去10年間に物価は50%上昇した。

O şapka yalaşık elli dolara mal oldu.

その帽子は50ドルでした。

Babam elli yaşındayken nihayet araba sürmeyi öğrendi.

- 父は五十歳のときやっと車の運転ができるようになった。
- 父は50歳の時やっと車の運転ができるようになった。

Geçen yıl en az elli film izledim.

昨年私は少なくとも50本は映画を見た。

Bu kütüphanede elli binden fazla kaynak var.

この図書館には5万冊以上の書物がある。

Bu kazak elli dolardan daha fazla eder.

このセーターは50ドル以上もする。

Japonya elli yıl önce olduğundan çok farklı.

日本は50年前の姿とはすっかり違ってしまった。

- Fatura 50 dolar tuttu.
- Fatura elli dolar tuttu.

- 紙幣が合計50枚になる。
- 勘定は全部で50ドルになります。

En az elli bin kişi orayı ziyaret etti.

5万人もの人々がそこを訪れた。

Bu, elli yıl içinde yaşadığımız en sıcak yaz.

50年ぶりの暑い夏です。

Bu saat yaklaşık elli bin yene mal olur.

この腕時計は5万円くらいする。

Bu odada elli kişiyi almak için çok küçük.

この部屋に50人は入り切れない。

- Elli develi bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerliyordu.
- Elli tane deveden oluşan bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerledi.

50頭の駱駝から成る隊商が砂漠の中をゆっくりと進んでいた。

Okyanus asitlenmesi, yüzde elli oranda hayvancılık kaynaklı sebeplerle oluşuyor.

海洋酸性化の50%は 畜産に由来します

Onun dersini dinlemek için elli kadar çok öğrenci toplandı.

50人もの学生が彼の講義を聞きに集まった。

Ona elli peni teklif ettim ve o kabul etti.

私が彼に50ペンスを差し出すと、彼はそれを受け取った。

O yaşlı adam elli yıldır kaçak içki imal etmekteydi.

あの老人は50年も自家製ウイスキーを作っていた。

Yüz elli bin çiftin, 2006 yılında Shanghai'da evlenmesi bekleniyor.

2006年上海では15万組の夫婦が結婚すると予想されている。

Britanyalı kadınların yüzde elli ikisi çikolatayı sekse tercih ediyor.

イギリス人女性の52%はセックスよりもチョコレートの方が好きだ。

Yamada ve benim aramdaki kazanç-kayıp kaydı elli ellidir.

山田君との対戦成績は5分5分だ。

Hawaii'de bir araba kiralamak ona elli dolara mal oldu.

彼はハワイで車を借りるのに50ドルかかった。

O yaşlı adam elli yıldır kaçak viski imal etmekteydi.

あの老人は50年も自家製ウイスキーを作っていた。

İşlerin yüz ya da elli yıl önce nasıl olduğunu bilmiyorum.

100年あるいは50年前事情はどうであったか私は知らない。

O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.

あの老人は50年も自家製ウイスキーを作っていた。

Ben her ay maaş gününde anneme elli bin yen veririm.

私は毎月給料日に母に5万円渡す。

Elli yaşından sonra yeni bir dil öğrenmek o kadar kolay değil.

50歳を過ぎてから新しい言語を習うのはそんなに簡単ではない。

İki yüz elli kilo, bir sumo güreşçisi için bile olağanüstü bir ağırlıktır.

250キロというのは相撲取りとしても並外れた体重だ。

Japon halkının kişi başına düşen pirinç tüketimi yaklaşık elli yıl önce olanın yarısı.

日本人一人当たりの米の消費量は、50年前の約半分になっている。

Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.

その逃亡犯はここから50マイル離れた小さな町に現れたが、それからまた姿を消してしまった。