Translation of "Otobüse" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Otobüse" in a sentence and their japanese translations:

Otobüse binin.

バスに乗りなさい。

Sırayla otobüse binin.

順番にバスに乗って下さい。

Bir otobüse bin.

バスに乗りなさい。

Otobüse binmeli miyim?

バスに乗った方がいいですか。

Nerede otobüse binerim?

どこでバスに乗れますか。

Hadi otobüse binelim.

バスに乗りましょう。

Son otobüse yetiştim.

最終バスに間に合ったよ。

Haydi otobüse binelim.

バスで行こう。

Son otobüse yetişmiştim.

最終バスに間に合ったよ。

Steve otobüse biniyor.

スティーブはバスに乗り込もうとしている。

- Yanlışlıkla yanlış otobüse bindi.
- Kazara yanlış otobüse bindi.

彼は間違って違うバスに乗った。

Ben yanlış otobüse bindim.

- 乗りまちがえました。
- バスに乗り間違えた。

Kaç numaralı otobüse bineceğim?

何番のバスですか。

Yağmur yağdığında, otobüse biner.

雨が降ると彼女はバスに乗る。

Nerede bir otobüse binebilirim?

バス乗り場はどこですか。

Yanlış otobüse binmem dikkatsizlikti.

バスを乗り間違えるなんて私はどうかしている。

Bu otobüse nerede bindin?

どこからこのバスに乗ったのですか。

Otobüse ilk onlar bindi.

彼らはバスに乗りこんだ最初の人たちだった。

Otobüse binmek zorunda mıyız?

私達はバスに乗らなければなりませんか。

O otobüse geç kalmıştı.

彼女はバスに遅れた。

Otobüse elli kişi binebilir.

バスには50人乗れる。

Otobüse nerede bineceğimi bilmiyordum.

どこでバスに乗ったら良いのかわからなかった。

Uyuyakalmışım ve otobüse yetişemedim.

私は寝過ごしてバスに乗れなかった。

Otobüse geç kalabileceğimden korkuyordum.

私はバスに乗り遅れるかもしれないと思った。

Tesadüfen aynı otobüse bindik.

私達は偶然同じバスに乗り合わせた。

Çocukların otobüse bindiğini gördük.

私たちはその子どもがバスに乗るのを見た。

Biz otobüse orada bindik.

私たちはそこでバスに乗りました。

Treni kaçırırsam, otobüse bineceğim.

万一列車に乗り遅れたら、バスでいきます。

Biz Shinjuku'da otobüse bindik.

私達は新宿でバスに乗った。

Yanlış otobüse binmiş olmalı.

彼女はバスを間違えたにちがいない。

Hangi otobüse bineceğimizi bilmiyorduk.

私たちはどちらのバスに乗るべきかわからなかった。

Acele et, otobüse zamanında yetişeceksin.

急ぎなさい、そうすればバスに間に合いますよ。

Mike'ın yanlış otobüse bindiği açık.

マイクがバスを乗り間違えたことは明らかだ。

Otobüse binmektense yürümeyi tercih ederim.

- バスよりむしろ歩きたい。
- バスに乗るより歩いて行きたい。
- バスに乗るより歩きがいいな。

5 numaralı otobüse binmen gerek.

5番のバスに乗って下さい。

Her gün otobüse nerede binersin?

- 毎日どこでバスに乗りますか。
- 毎日どこでバスに乗ってるの?

Otobüse yetişmek için acelesi var.

彼はそのバスに乗ろうと急いでいる。

Hangi otobüse binmemiz gerektiğini bilmiyorduk.

私たちはどちらのバスに乗るべきかわからなかった。

7 numaralı otobüse nerede binebilirim?

どこで7番のバスに乗ればよいのですか。

Otobüse yetişebilmek için acele edelim.

バスに間に合うように、急ごうよ。

Obihiro'ya giden otobüse nereden binebilirim?

帯広行きのバスはどこで乗るのですか。

Otobüse binmek için acele etti.

彼はそのバスに乗るために急いだ。

Ben yanlış bir otobüse bindim.

バスを間違えてしまった。

Otobüse burada bineriz ve ineriz.

私たちは、ここでバスを乗り降りします。

Ken kazara yanlış otobüse bindi.

ケンは間違ったバスに乗った。

Hangi otobüse bineceğini ona söyle.

どれに乗ったらよいか彼女に教えなさい。

Derhal başla, ve otobüse yetişeceksin.

すぐに出かけなさい、そうすればバスに間に合うだろう。

Üç yolcu daha otobüse bindi.

さらに三人の乗客がバスに乗った。

Bu otobüse binersen köye gidersin.

このバスに乗ると、その村に行けるよ。

Tom yağmurlu havalarda otobüse biner.

雨のときはトムはバスに乗る。

Otobüse binmek için bir bilet almalısın.

- バスには切符が必要だ。
- バスにのるには切符を買わなければならない。
- バスに乗るには切符を買わなくてはならない。
- バスに乗るには、切符を買う必要がありますよ。

Yürüyelim mi yoksa otobüse mi binelim?

歩きましょうか、それともバスで行きますか。

O, parka giden bir otobüse bindi.

彼は公園までバスにのった。

Tokyo istasyonuna giden otobüse nereden binebilirim?

東京駅へ行くバスはどこで乗れますか。

Biz otobüse yetişmek için acele ettik.

私たちはバスに乗るために急いだ。

Otobüse binmek için bilete ihtiyacın var.

バスには切符が必要だ。

Otobüse binmediğimden dolayı henüz evde değilim.

そのバスに乗らなかったので。私は今家にいない。

Bu sabah otobüse bindiğimde yağmur yağıyordu.

今朝バスに乗ったとき、雨が降ってた。

O, Harajuku'ya giden bir otobüse bindi.

彼女は原宿行きのバスに乗った。

Randevuma geç kalmamak için otobüse bindim.

約束の時間に遅れないようにバスに乗った。

Buradan Disneyland'a bir otobüse binebileceğimi anlıyorum.

ここからディズニーランド行きのバスに乗れると思います。

Eğer acele edersen bir sonraki otobüse yetişebilirsin.

急げば、次のバスに間に合いますよ。

Sürücü bize hangi otobüse binmemiz gerektiğini söyledi.

運転手は私たちにどのバスに乗ればよいか教えてくれた。

Waikiki'ye gitmek için kaç numaralı otobüse bineceğim?

ワイキキに行くには何番のバスに乗ればいいか教えてください。

Nerede bir otobüse binebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?

バスはどこで乗れますか。

Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.

ついうっかりしてバスを乗り間違えた。

Biz işe gitmek için aynı otobüse bineriz.

私たちは同じバスで仕事に行きます。

Sanat galerisine gitmek istiyorsan bu otobüse bin.

美術館に行くならこのバスだよ。

Tony ve annesi şehrin ortasında bir otobüse bindiler.

トニーと母親は町の真ん中で、バスに乗りました。

Otobüse bindi ve ön tarafta bir koltuğa oturdu.

彼女はバスに乗って前の席居座りました。

O, otobüse biner binmez, otobüs hareket etmeye başladı.

彼がバスに乗るとすぐにバスは動き始めた。

- Acele edersen otobüsü yakalarsın.
- Acele edersen otobüse yetişirsin.

- 急げばバスに間に合う。
- 急げばバスに間に合うでしょう。
- 急ぎなさいそうすればバスにまにあうでしょう。

Bir yere gitmek için bir otobüse binmek zorundayım.

どこに行くにもバスに乗らなければならない。

Eğer sanat müzesine gitmek istersen, bu otobüse bin.

美術館に行くならこのバスだよ。

Arabam bozuldu, bu yüzden bir otobüse binmek zorunda kaldım.

- 車が故障したので、バスに乗らざるをえなかった。
- 車が壊れたのでバスにならざるをえなかった。

Okula yürüyebilir misin yoksa bir otobüse binmek zorunda mısın?

学校へは歩いていけますか、それともバスを使わなければいけませんか。

İstasyona gitmek için hangi otobüse bineceğimi lütfen bana söyleyin.

駅に行くにはどのバスに乗ればよいか教えて下さい。

Hava kararmadan önce gidilecek yere ulaşmak için otobüse bindim.

暗くならないうちに、目的地に着けるようにバスに乗った。

O otobüse binmedim, bu yüzden şu an evde değilim.

そのバスに乗らなかったので。私は今家にいない。

O henüz gelmedi. O, yanlış bir otobüse binmiş olabilir.

彼女はまだ来ない。間違ったバスに乗ったのかもしれない。

Ben ilk otobüse zamanında yetişmek için aceleyle kahvaltı yaptım.

始発のバスに乗るために、急いで朝食を食べました。

Lütfen bana şehir merkezine gitmek için hangi otobüse bineceğimi söyle.

繁華街へ行くにはどのバスに乗ったらいいですか。

İstasyon yürümek için çok uzak, bu nedenle bir otobüse binelim.

駅まで歩くには遠すぎますから、バスに乗りましょう。

- Birkaç saniye ile son otobüse yetiştim.
- Birkaç saniye ile son otobüsü yakaladım.

私は2、3秒のきわどいところで終バスに間に合った。