Translation of "Dönem" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Dönem" in a sentence and their japanese translations:

İngilizce üçüncü dönem.

英語は3時間目だ。

İkinci dönem bitti.

- 二学期は終わった。
- 後期が終わった。

İlk dönem nisanda başlar.

1学期は4月から始まる。

Bu dönem çok çalışıyor.

彼女は今学期がんばって勉強している。

İkinci dönem sona erdi.

二学期は終わった。

Dönem sınavları nihayet bitti.

やっと期末試験が終わった。

O beşinci dönem mi?

五時間目ですか。

Bu dönem İspanyolca alıyorum.

今学期はスペイン語を取っている。

Gelecek dönem Fransızca öğreneceğim.

来学期はフランス語を勉強するつもりだ。

Yeni dönem nisanda başlar.

四月から新学期が始まる。

Bu dönem ne alacaksın?

今学期はどんな教科を選択しますか。

Taro, dönem ödevi yazıyor.

太郎は学期末のレポートを書いているところだ。

Bu dönem çok az çalıştım, bu yüzden gelecek dönem çok çalışacağım.

私は今学期ほとんど勉強をしなかったので、来学期はうんと勉強をするつもりです。

Öğrenciler dönem ödevlerini teslim ettiler.

学生たちは期末レポートを提出した。

Çok geçmeden yeni dönem başlar.

まもなく新学期が始まります。

Bu dönem güçlükle eğitim yaptı.

彼は今学期ほとんど勉強していない。

Bu dönem berbat notlar aldım.

私は今学期ひどい成績をとった。

Nihayet dönem sonu sınavları bitti.

やっと期末試験が終わった。

Bütün dönem çok fizik çalışmadım.

私は今学期物理をあまり勉強しなかった。

İkinci dönem dün sona erdi.

昨日2学期が終わった。

Bu dönem notların ortalamanın oldukça altında.

君の成績は今学期は平均よりだいぶ下だった。

O, bir dönem ödeviyle ilgili çalışıyor.

彼女は期末レポートを作成していますよ。

Yeni dönem başladığından beri çok meşgulüm.

新学期が始まってからというもの、とっても忙しいの。

Japonya'da yeni dönem nisan ayında başlar.

日本では新学期は4月から始まる。

O bazen kız kardeşine dönem ödevlerini yazdırır.

彼女はときどき妹にレポートを書かせる。

Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.

たいていの学生は期末試験の準備をしている。

Benim yarına kadar dönem ödevimi bitirmem imkansızdır.

明日までに、私は学期末レポートを仕上げることはできない。

- Zor bir zaman geçireceksin.
- Zor bir dönem geçireceksin.

- ひどい目にあいますよ。
- 苦労するよ。

Bildiğim kadarıyla ilk dönem boyunca hiçbir sorun yoktu.

私の知る限り、一学期の間は何も問題がなかった。

Ben bir dönem draması görmek için tiyatroya gittim.

私は時代劇を見にその劇場へ行った。

Bildiğim kadarıyla, ilk dönem sırasında hiçbir sorun yoktu.

私の知る限り、一学期の間は何も問題がなかった。

- Büyük olasılıkla, devlet başkanı bir dönem daha görev yapacak.
- Büyük olasılıkla, devlet başkanı ikinci bir dönem hizmet edecek.

大統領はほぼ間違いなく2期目を務めるだろうね。

Uzun dönem sağ kalma şansımın yüzde 35 olduğunu söylediler.

私の長期生存率は 35%だと告げられました

İlkokul çocukları, altı yıllık bir dönem için okula giderler.

小学生は6年間学校に通う。

O, Mozart ve Beethoven gibi klasik dönem bestecilerini sever.

彼女はモーツァルトやベートーヴェンといった古典派の作曲家が好きだ。

Şikâyet etmekten başka hiçbir şey yapmıyorsun! Sıkıntılı bir dönem geçiren tek kişi sen değilsin.

文句ばかり言わないでよ。大変なのはあなただけじゃないんだから。