Translation of "Bakış" in Japanese

0.031 sec.

Examples of using "Bakış" in a sentence and their japanese translations:

Mizah anlayışım, bakış açım...

ユーモアも 考え方も

Bana bir bakış fırlattı.

彼女は私をちらりと見た。

Bu benim bakış açım.

それが私の見解だ。

Onun bakış açısı sınırlıdır.

彼女は狭い範囲でしか物が見えない。

O zaman bakış açınız değişmez --

どんなデータを見ようと

Ve bu yeni bakış açısıyla

この新たな見地に立ってみると

çok değişik bakış açılarından yararlandın.

驚くべき姿勢を取りましたね

O bize bir bakış fırlattı.

彼女は私たちをちらっとみた。

Yüzünde dalgın bir bakış vardı.

- 彼は放心した顔つきをしていた。
- 彼はぼやーっとした顔つきをしていた。

Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.

私はかれのせいじじょうの考え方に同調する。

Jane bize bir bakış attı.

ジェーンは私達に目線を投げかけた。

Bu geçerli bir bakış açısıdır.

これは十分根拠のある視点だ。

Tom Mary'nin bakış tarzını seviyor.

トムさんはメアリさんの見た目が好きだ。

Okullarımızı yeni bir bakış açısıyla görelim.

学校を見直しましょう

Önemli olarak TSSB bakış açısından bakarsak

PTSDの観点から重要なことは

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

ですから 純粋に経済学的な観点からいえば

O anda tüm bakış açım değişiyor

それから私の観点は一変しました

Bakış açım bilişsel bir dönüşüm geçiriyor,

私の観点が認知的に変化し

Kendi bakış açılarını da iyi sunmuyorlar.

包括的な世界観を持とうとしない

Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.

その問題を別の観点から見てみましょう。

Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

彼女の立場からその問題をとらえるようにしなさい。

Bana bakış şekli beni çok kızdırdı.

彼の私を見る目つきがとても気にさわった。

Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.

私たちはその問題を子供の視点から考慮すべきである。

- Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
- O, çok fazla iyimser bir bakış.
- Pollyannacılık bu.

それが甘いんだよ。

Farklı bir bakış açısını onlara nasıl sunacağımı,

患者が 違った視点を持つ 手助けをするには?

İlki aktif olarak farklı bakış açıları aramaktır.

1つ目は 積極的に 自分と異なる視点を探してみることです

Yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

自分の作品を読者の視点から 見る必要があります

Biz konuyu eğitimsel bir bakış açısından tartıştık.

われわれは教育的見地から、その事柄について議論した。

Savaş Japonların nükleer silahlara bakış şeklini değiştirdi.

その戦争は日本人の核兵器に対する見方に影響を与えた。

O, Kate'in bakış açısına göre çok çalışıyor.

ケイトから見ると、彼は働き過ぎである。

Bir şeye bakış şeklin senin durumuna bağlıdır.

ものの見方というのは立場に依るものだ。

İnsanlar hayata bakış açısı yönünden çok farklı olurlar.

- 人々は非常に人生観が異なる。
- 人々は人生の考え方の点では大いに異なっている。

Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.

私見では、彼の意見は正しい。

Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.

私は違った観点からその問題を見ています。

Size sunduğum şu bakış açısını en azından dikkate alırsınız,

少なくとも私が今している考え方について 考えてほしいのです

Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.

でも一度見ると 必ず再度見たくなります

Biliyorum ki bu onların bakış açısını ve yaklaşımını değiştirecektir.

彼らの考え方に異議を唱え 彼らの態度を変えることができます

Alıcının bakış açısından, bu CD çalarların fiyatları çok yüksek.

買い手の立場からするとこれらのCDプレーヤーの値段は高すぎる。

Onun yüzüne bir bakış, bana çalışmaya isteksiz olduğunu söyledi.

彼の顔を一目見ただけで仕事をやる気がないことがわかった。

Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.

ものの見方というのは立場に依るものだ。

Anlatılmaz ya da sınırlı ve yanlış bir bakış açısından aktarılır.

限られた視点で語られることです

Bazen bu hikâyeler anlatılmaz ya da yanlış bakış açısından anlatılır.

時に それは語られないか 誤った視点で語られます

Ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra,

異なる概念や観点を 融合させた後

Şimdiye kadar olan hayatımı düşündükten sonra, bakış açımı değiştirmeye ihtiyacım olduğuna karar verdim.

今までの人生を振り返って考えてみた後、私は目標を変える必要があると判断した。

Bu duvar resmi, antik zaman insanlarının yaşamlarına küçük bir bakış edinmemize olanak sağlıyor.

この壁画からは古代人の生活の片鱗をうかがうことができる。

Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

組織培養の視点からは、この実験の環境はもっと厳密に規定されるべきである。

Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.

ここまでで、この時期の政治不安増大に関する概要を述べてきた。

- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
- Benim bakış açıma göre, Avustralya dünyadaki en iyi ülkelerden biridir.

私の視点から言えば、オーストラリアは世界で最高の国の1つです。