Translation of "Aldığı" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Aldığı" in a sentence and their japanese translations:

Aldığı çok pahalıydı.

彼女が買ったものはとても高価だった。

Ödülü aldığı için övündü.

彼は賞をもらったことを自慢していた。

Orada aldığı bir kameraydı.

彼女がそこで買ったのは、カメラだった。

Caddede aldığı resmi çerçeveletti.

彼は街頭で買った絵を額縁に入れた。

Ya aldığı diğer ilaçlarla çatıştığından

もし他の薬を服用している関係で

Dün Mike'ın aldığı bu raketti.

マイクが昨日買ったのはこのラケットでした。

Birinin parayı yanlışlıkla aldığı belliydi.

誰かが間違ってそのお金を持っていったのは明白だった。

Mary'nin dün satın aldığı neydi?

昨日メアリーが買ったのは何ですか。

Yanımda yer aldığı için mutluydum.

彼女が味方してくれてとてもうれしかった。

Şu çocuk hediye aldığı için mutluydu.

その子供は贈り物をもらってうれしかった。

Ödünç aldığı tüm parayı geri verdi.

彼は借りたお金を全部返した。

İlk aldığı şey bir çalar saatti.

彼が買った最初の品物は目覚まし時計です。

Orada satın aldığı bir kamera idi.

彼女がそこで買ったのは、カメラだった。

O, aldığı her şeyin kaydını tutar.

彼女はすべての買い物を記録する。

Tom aldığı her şeyi hak etti.

トムのものは全て彼が手に入れて当然のものだった。

Haberi aldığı için beti benzi attı.

その知らせを聞いて彼の顔は青くなった。

Onun sınavda tam not aldığı doğru.

彼が試験で満点を取ったのは本当です。

Mary'nin dün satın aldığı bu etekti.

昨日メアリーが買ったのはこのスカートだった。

Kurbanın yanlışlıkla büyük miktarda zehir aldığı düşünülüyor.

その犠牲者はまちがって大量の毒を飲んだと考えられる。

Onların zamanını aldığı için onlardan özür diledi.

彼は時間を取ってしまった事を彼らに謝った。

O bana önceki gün aldığı kamerayı gösterdi.

彼は、前の日に買ったカメラを、私に見せてくれた。

Tom Mary'den aldığı e-postayı John'a iletti.

トムはメアリーからのメールをジョンに転送した。

Tom anne ve babasından aldığı harçlıkla yaşıyor.

トムは親の仕送りで生活している。

Bu, annemin bana satın aldığı tek kimono.

これは、母が買ってくれたたった一枚の着物です。

Tom geçen yıl aldığı pantolona güçlükle sığabildi.

トムは去年買ったジーンズが入らない。

“Mareşal bu sabah namus sahasında aldığı yaralardan öldü.

「元帥は今朝、名誉の分野で受けた傷で亡くなりました。

Bir politikacı her zaman aldığı paranın hesabını verebilmeli.

政治家は自分が受け取る金についていつでもはっきり説明できなければならない。

O ödünç aldığı kitabı hâlâ kütüphaneye iade etmedi.

彼は図書館から借りた本をまだ返していない。

Jenny Japonca eğitimi aldığı için Japoncada sorun yaşamadı.

日本語を勉強していたので、ジェニーは日本で全く困らなかった。

Sally bir gün önce aldığı kontak lensleri kaybetti.

サリーは前の日に買ったコンタクトをなくした。

O büyük evi satın aldığı için bankaya borcu var.

彼はあの大きな家を買ったので銀行に借金がある。

Birçok insanın zevk aldığı kış sporlarından bir tanesi kayaktır.

多くの人々が楽しむ冬のスポーツといえばスケートだ。

Arkadaşlarımdan biri yurt dışında aldığı bütün oyuncak bebekleri bana gösterdi.

友人は海外で買ってきた人形を全部見せてくれた。

Onun aldığı ilaç onun acı çektiği kötü öksürüğünü tedavi etti.

彼女はその薬を飲んで、前からのひどい咳がおさまった。

Kate her zaman nişanlısından aldığı büyük elmas yüzükle hava atar.

ケイトは婚約者からもらった大きなダイヤモンドの指輪をいつもみせびらかしている。

- Aylığını alır almaz, onun hepsini harcadı.
- Maaşını aldığı gibi hepsini harcadı.

彼女は給料をもらうとすぐに使い切ってしまった。

Bu savaşta aldığı son yaralar iyileşirken Lannes, evinden acı bir haber aldı:

この戦いで彼の最近の傷から回復している間、ランヌは家から痛いニュースを受け取りました: