Translation of "Acil" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Acil" in a sentence and their japanese translations:

O acil.

- 至急お願いします。
- 緊急です。

Acil çıkışı nerede?

非常口はどこにありますか。

Burası bir acil.

緊急事態なのです。

- Bu acil bir mesele.
- Bu acil bir konu.

これは急を要する問題だ。

Ama acil bir şey.

しかし切迫していることです

Acele ediniz, bu acil.

急を要することだから急いでください。

Acil telefon numarası nedir?

緊急連絡先は何番ですか。

Acil durum odasına görününüz.

緊急室へ。

Sana acil şifalar diliyorum.

早く回復しますように。

O acil bir durum.

緊急事態なのです。

Bu acil bir durumdur.

緊急事態なのです。

Mary'yi acil servise götürüyorlar.

彼らはメリーを緊急救命室へ運びました。

Acil bir durum var.

緊急事態だ。

Sana acil cevap veremem.

早速には返事をしかねます。

Acil yanıtınız acilen gereklidir.

あなたの迅速な返事が是非とも必要です。

Ben bir acil servis doktoruyum

私は緊急救命室(ER) の医師ですが

Acil bir durumda polisi arayın.

緊急の場合は警察を呼びなさい。

Acil durumda hangi numarayı aramalıyım?

緊急の場合は、何番に電話すればいいのですか。

Acil durumda, 119'u arayın.

緊急の場合は、119番に電話しなさい。

Acil bir durumda, polisi arayın.

緊急の時には警察へ電話しなさい。

Acil iş onun gitmesini engelledi.

急用のため彼は行けなかった。

Acil iş onun gelişini engelledi.

急用で彼は来る事が出来なかった。

Katılacak acil bir konum var.

急いでする事がある。

Çözecek bazı acil sorunlarımız var.

解決しなければならぬいくつかの緊急問題がある。

Önümüzdeki sorun acil bir sorundur.

我々の直面している問題は緊急のものだ。

Paula acil bir işe çağrıldı.

ポーラは緊急の用事で呼び出された。

Acil bir durumda zili çal.

万一の場合にはベルを鳴らしなさい。

O acil durum butonuna bastı.

彼は非常ボタンをおした。

Acil iş onun gelmesini engelledi.

彼は急用のために来られなかった。

Acil durumlar için hazır olmalısın.

- 不時にそなえなくてはいけない。
- 非常時の備えはしておいた方がいいですよ。

Sadece acil durumlarda seyahat edin.

本当に緊急の場合以外は

Acil bir iş için çıkmalıyım.

私は急用で外出しなければならない。

Seninle acil bir işim var.

あなたに急用がある。

Sabırsızlıkla acil cevabını almayı bekliyoruz.

あなたからすぐに返事がもらえることを楽しみにしています。

- Acil bir durumda birikimlerine baş vurabilirsin.
- Acil bir durumda tasarruflarınıza baş vurabilirsiniz.

- まさかのときには貯蓄に頼ればよい。
- まさかのときには貯蓄すればいい。

Neyse ki acil durum telsizimiz var.

幸い我々には緊急用の 無線があった

Bu kural acil durumlarda geçerli değildir.

緊急の場合はこの限りではありません。

Acil bir durumda, bu düğmeye basın.

緊急の場合は、このボタンを押しなさい。

Acil bir durumda, 110'u çevirin.

- 緊急の場合には110番にお電話ください。
- 緊急の場合は、110番通報してください。

Acil iş seninle alışverişe gitmemi engelledi.

急用のため私はあなたと一緒に買物に行けなかった。

Acil iş onun konsere gitmesini engelledi.

急用ができて、彼は音楽会にいくことができなかった。

Acil durumda derhal bu düğmeye basınız.

まさかの時にはすぐにこのボタンを押して下さい。

Tüm para acil durumlar için ayrıldı.

その金の全ては緊急事態のために取っておかれる。

Gazeteci acil bir durumda bile sakindi.

その記者は緊急事態のときでも落ち着いていた。

Acil durumlar için o parayı biriktireceğim.

そのお金はいざというときのために取っておくよ。

Acil bir durum için hazırlıklı olmalısın.

非常の場合に備えなければならない。

O, bana acil bir telgraf gönderdi.

彼女は私に至急電報を打ってきた。

Bana söyleyecek biraz acil haberi vardı.

彼には僕に話したい緊急の知らせがあった。

Acil bir iş için Osaka'ya gitti.

彼は急用で大阪へ行ってます。

Senin için acil bir mesaj var.

あなたに緊急の伝言が入っています。

Sosyal değişikliğe acil bir ihtiyaç var.

社会の変革が急務である。

Tamam, acil durumda kullanılacak duman işareti bombaları.

緊急事態用の手りゅう弾だ

Hala düzenli olarak beni acil servise gönderirken?"

定期的に救急病院へ搬送されるのに」

Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık.

緊急時に備えて多量の食料を蓄えた。

Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.

- 緊急の用事ができたので約束を取り消した。
- 急用ができたので約束をキャンセルした。

Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.

緊急の時は私の代理人に連絡をとってください。

Acil bir durumda, hemen temsilcimle temas kurun.

緊急の際には、すぐに私の代理人と連絡を取って下さい。

Acil servise kabul edilmek için nereye gitmeliyim?

救急診察を受けるにはどこへ行けばいいですか。

Bir yangın durumunda, bu acil merdivenini kullanın.

火事の場合には、この非常階段を使いなさい。

Acil bir şey varsa, benimle bağlantıya geçebilirsiniz.

もし緊急なことがあれば、私に連絡して下さい。

Herhangi acil durumda ona her zaman güvenebilirsin.

どのような緊急事態の時でも彼は当てに出来る。

Acil bir durumda, beni bu numaradan ara.

万一の場合はここへ電話をください。

Acil bir durumda hangi numarayı aramam gerekir?

緊急の時には何番に電話したらよいですか。

Her acil durumda her zaman Holmes'e güvenebilirsin.

いかなる非常時にもホームズさんはいつも頼りになる。

Keşfedin, beceri kazanın büyük acil problemleri çözün.

探求し スキルを身に付け 重要で緊急性のある課題を解決しましょう

Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.

生活水準の向上が急務である。

Acil bir durumda, asansörü değil merdiveni kullanın.

非常の場合は、エレベーターではなく、階段を利用しなさい。

- Neyse, lütfen bu notu ona verin. Bu acil.
- Neyse, lütfen bu notu ona ver. Bu acil.

それじゃあこのメモを渡してください。緊急です。

İhracat pazarlarında rekabet gücünün güçlendirilmesi acil bir ihtiyaçtır.

輸出市場での競争力強化が緊急の課題である。

Acil bir telgraf onu Tokyo'ya aceleyle geri getirdi.

至急電報が彼女を大急ぎで東京に連れ戻した。

Afrika'da açlıktan muzdarip olanların acil yardıma ihtiyaçları var.

アフリカで飢えに苦しんでいる人々に、早急な援助が必要である。

Acil bir durum hariç benden hiç yardım bekleme.

緊急の場合以外は私の援助をあてにしてはいけません。

Artık başka seçeneğimiz yok, acil durum kurtarma ekibini çağırmalıyız.

こうなったら 緊急の救助を呼ばなきゃ

Yenilik için muazzam ve acil bir ihtiyaca yol açtı.

大規模かつ即座に革新する必要を 生み出しました

Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.

その医者はこのような非常事態に対処する方法を知っていた。

Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.

公共の安全のために、非常口に障害物を置かないこと。

acil ya da günlük stres olmasına göre değişebilir olarak gösteriliyor.

改善可能であることが 研究で分かっています

Bu tür bir hesap izlenebilirlik giderek daha acil hale gelecektir.

こういった社会的責任が 益々重要になると思います

Onlar kamyonu deprem mağdurları için acil yardım malzemeleri ile yükledi.

彼らは地震の被災者用の緊急物資をトラックに積み込んだ。

Bir otelde yatmadan önce, acil çıkışın nerede olduğundan emin olun.

ホテルでは寝る前に非常口はどこにあるか確かめなさい。

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

我が社もすぐにインターネットにアクセスできる環境を整えなくては取り残されてしまう。

Tıbbi anlamda acil bir durum olursa iletişim kurmamızı istediğiniz birisi var mı?

緊急を要する処置が必要な場合、どなたに連絡を取ればよろしいですか?

Acil bir arama yapmam gerekiyor. Buraya yakın bir halka açık telefon var mı?

緊急の電話をしなくてはならないのですが、この近くに公衆電話がありますか。