Translation of "şişe" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "şişe" in a sentence and their japanese translations:

Şişe camdan yapılmıştır.

このビンはガラス製です。

Şişe parçalara bölündü.

瓶は粉々に割れた。

Şişe su ile doludur.

そのボトルに水がいっぱい入っている。

İki küçük şişe, lütfen.

小瓶を2つお願いします。

Bir şişe roze, lütfen.

ロゼを一本ください。

Bir şişe viskim var.

- ウイスキーを一本もっている。
- ウイスキーを1本持っています。
- ウイスキーが1本あるんだ。

Favori şişe biran nedir?

好きな瓶ビールは何ですか?

- "Başka bir şişe ver", dedi.
- "Bir şişe daha ver", dedi.

「もう一本くれ」と彼が言った。

- Bir şişe daha şarap almalıydık.
- Bir şişe daha şarap satın almalıydık.

ワインもう一本買ってくればよかったね。

- Ben bir şişe coca cola istiyorum.
- Bir şişe Coca-Cola istiyorum.

コーラが一本欲しい。

Bir şişe şarap daha istiyoruz.

ワインをもう一本ください。

Sanırım bir şişe birayla başlayacağım.

まずビールからはじめよう。

Bana bir şişe şarap ver.

- 葡萄酒を1瓶ください。
- ぶどう酒を一瓶ください。
- ワインを一本ください。

O bir şişe şarap içti.

- 彼はワインを一瓶のんだ。
- 彼はワインをボトル一本空けた。

Onlar iki şişe şarap içtiler.

彼らはワインを2本飲んだ。

O bir şişe açacağı mı?

それって栓抜きなの?

Tom bir şişe şarap açtı.

トムはワインの栓を抜いた。

Bir şişe salata yağı aldım.

私はサラダオイルを1びん買った。

Bir şişe şarap daha, lütfen.

ワインをもう一本ください。

Bir şişe daha şarap almalıydık.

ワインもう一本買ってくればよかったね。

Şişe mi yoksa bardak mı?

ボトルですか、グラスですか。

John birçok şişe şarap içti.

ジョンはぶどう酒を何本も飲んだ。

O, üç şişe bira içti.

- 彼はビールを三本飲んだ。
- ビールを三本飲んだ。

Şişe suyu almak için alışverişe gittiyseniz

ボトル入りの水を買おうと思えば

Boş bir şişe bulup suyla doldur.

空のビンを捜して水を入れなさい。

Ben iki şişe süt satın aldım.

牛乳を2本買いました。

Biz bir şişe roze şarabı istiyoruz.

ロゼを一本ください。

Masanın üstünde bir şişe şarap var.

テーブルの上にワインが1本あります。

Şişe kuma benzer bir şeyle doluydu.

そのビンは砂のようにみえるので一杯だった。

Anne iki şişe portakal suyu aldı.

母親はオレンジジュースを2本買った。

Annem iki şişe portakal suyu aldı.

私の母はオレンジジュースを二本買った。

Akşam yemeğinde bir şişe bira içer.

彼は夕食の時に一本のビールを飲む。

Partiye gidersem, birkaç şişe şarap alacağım.

パーティーに行くなら、私はワインを持って行きましょう。

Tom üç şişe kırmızı şarap aldı.

トムは赤ワインを3本買った。

Tom'un çantasında bir şişe zehir vardı.

トムは書類カバンに毒入りのビンを隠し持っていた。

Fabrika her ay binlerce şişe üretir.

その工場は毎月何千本もの瓶を製造している。

Sadece bir şişe kırmızı şarap kaldı.

赤ワインが一本だけ残ってます。

Bu şişe ne kadar su alır?

このビンはどの位水が入りますか。

O, bir şişe sütü tamamen içti.

彼はミルクをひとびんすっかり飲んでしまった。

Git ve üç şişe kola al.

コーラ3本買ってきてくれ。

- İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
- İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.

薬を服用するときは、ビンに書いてある用法に注意深く従いなさい。

Iyi şans için şişe açacağı üzerinde kullanıldı.

幸運の栓抜きに使っていました

Akşam yemeğinde bir şişe kırmızı şarap içtiler.

彼らは夕食で赤ワインを1びん飲んだ。

O her gün bir şişe süt içer.

彼女は毎朝牛乳を一ビン飲みます。

Dün onun evinde bir şişe viski açtı.

昨日彼の家でウイスキーを一本開けた。

Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.

私は酒屋でビールを一本買った。

Onlar bir şişe şarap açarak onun başarısını kutladılar.

彼らはワインのびんを開けて彼の成功を祝った。

Yanımda her zaman bir şişe maden suyu taşırım.

私はいつもミネラルウォーターを持ち歩いています。

Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.

瓶には、少しだけ牛乳が残っていた。

Bir şişe şarap almak için yeterli para var mı?

ワインを一本買うくらいのお金はあるかい。

Yalnız olabileceğini düşündüm, bu yüzden bir şişe şarapla uğradım.

独りで寂しいんじゃないかと思って、ワインを持って会いに来たんだよ。

Tom dün gece kendi başına üç şişe şarap içti.

トムは昨夜ボトル三本のワインを一人で飲んだ。

O, 100 yen bozuk para değildi, o bir şişe kapağıydı.

- 百円じゃなくて、王冠でした。
- 100円玉じゃなくて、ボトルの蓋だったよ。
- 100円硬貨じゃなくて、瓶のキャップだったんだ。
- 百円玉ではなくて、瓶の栓でした。

Karım şişe kırdığı için tüm mutfak zemini üzerinde süt var.

私の妻が瓶をわってしまったので、台所の床は牛乳だらけになっている。

Tom gümrüksüz mallar mağazasından bir şişe votka ve birkaç parfüm satın aldı.

トムは免税店でウォッカと香水を幾つか買ってたよ。