Translation of "Yaratır" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Yaratır" in a sentence and their italian translations:

Tutku acı yaratır.

La passione crea sofferenza.

Bu mucizeler yaratır.

- Fa miracoli.
- Fa meraviglie.

Fonksiyon organ yaratır.

La funzione crea l'organo.

Dil farkındalık yaratır.

- La lingua crea consapevolezza.
- Il linguaggio crea consapevolezza.

Bazen çeviriler belirsizlik yaratır.

A volte le traduzioni creano davvero delle ambiguità.

Zihninizin her yönünü beyniniz yaratır.

Il vostro cervello crea tutte le sfumature della vostra mente.

Basınç değişimleri yüzey rüzgârı yaratır,

I gradienti di pressione creano il vento di superficie,

Çünkü bu değişimler maceralar yaratır.

perché quei cambiamenti creano avventura.

Onunla çıkmam sorun yaratır mı?

Va bene se esco con lui?

Cehalet her zaman korku yaratır.

L'ignoranza fa sempre paura.

Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.

Ora... non ci sono dubbi. L'oscurità offre opportunità...

Önce seninle konuşmak sorun yaratır mı?

- Va bene parlare prima con te?
- Va bene parlare prima con voi?
- Va bene parlare prima con lei?

Önce onlarla konuşmak sorun yaratır mı?

Va bene parlare con loro prima?

Önce onunla konuşmak sorun yaratır mı?

Va bene parlare con lui prima?

Bunu inkar edemeyiz -- kültürde varlık imkân yaratır.

Non possiamo negarlo: la presenza crea possibilità.

Bu ülkemde benzeri görülmemiş su baskınları yaratır.

Si creerebbero alluvioni lampo senza precedenti nella mia nazione.

Maceralar yaratır. Mimarinin kendisi de bir maceradır.

Creano avventura e l'architettura è avventura.

- Bu yeni bir soluk getirir.
- Bu fark yaratır.

Fa una grande differenza.

Beyler, biliyorsunuz ki tek bir şey bile büyük bir fark yaratır.

Ragazzi, una sola cosa farebbe un'enorme differenza.

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

Questi spettacoli notturni sono sorprendentemente comuni. Tre quarti di tutti gli animali marini sono bioluminescenti,

- Şimdi içeri gelmem sorun yaratır mı?
- Şimdi içeri gelmemin bir sakıncası var mı?
- Şimdi içeri gelmem için uygun mu?

- Va bene se entro ora?
- Va bene se entro adesso?