Translation of "Ortasında" in Italian

0.043 sec.

Examples of using "Ortasında" in a sentence and their italian translations:

Kütüphane şehrin ortasında.

La biblioteca è nel mezzo della città.

Istasyon şehrin ortasında.

- La stazione si trova nel mezzo della città.
- La stazione è al centro della città.

Tom odanın ortasında.

- Tom era al centro della stanza.
- Tom era al centro della camera.

Konuşmasının ortasında sustu.

- Ha tagliato corto nel mezzo del suo discorso.
- Lui ha tagliato corto nel mezzo del suo discorso.
- Tagliò corto nel mezzo del suo discorso.
- Lui tagliò corto nel mezzo del suo discorso.

20. yüzyılın ortasında ulaşabildi,

nella metà del XX secolo

Cümlesinin ortasında lafını kesiyor

a casa o in pubblico,

Bebek gecenin ortasında uyandı.

Il bambino si svegliò nel mezzo della notte.

Konferansın ortasında uyuya kaldık.

- Mi sono addormentato nel bel mezzo della lezione.
- Mi sono addormentata nel bel mezzo della lezione.

Tom bir şeyin ortasında.

Tom è nel mezzo di qualcosa.

Tom gecenin ortasında gitti.

Tom se n'è andato a notte fonda.

Çölün ortasında benzinimiz bitti.

- Abbiamo finito la benzina nel mezzo del deserto.
- Noi abbiamo finito la benzina nel mezzo del deserto.
- Finimmo la benzina nel mezzo del deserto.
- Noi finimmo la benzina nel mezzo del deserto.

O, gecenin ortasında uyandı.

- Si è svegliata nel bel mezzo della notte.
- Lei si è svegliata nel bel mezzo della notte.
- Si svegliò nel bel mezzo della notte.
- Lei si svegliò nel bel mezzo della notte.

Tom gecenin ortasında uyandı.

- Tom si è svegliato nel cuore della notte.
- Tom si svegliò nel cuore della notte.

- Şehrin ortasında bir yangın patlak verdi.
- Şehrin ortasında yangın çıktı.

- Scoppiò un incendio nel cuore della città.
- È scoppiato un incendio nel cuore della città.

Otobüs caddenin ortasında aniden durdu.

L'autobus s'è fermato improvvisamente in mezzo alla strada.

Parkın ortasında bir gölet bulunmaktadır.

C'è uno stagno in mezzo al parco.

Şehrin ortasında bir park var.

C'è un parco nel mezzo della città.

Araba yolun ortasında istop etti.

L'auto si è fermata in mezzo alla strada.

Tartışmanın ortasında kalktı ve gitti.

Nel mezzo della discussione si è alzato ed è uscito.

- Bizim gün ortasında öğle yemeğimiz var.
- Biz gün ortasında öğle yemeği yiyoruz.

- Noi pranziamo a mezzogiorno.
- Pranziamo a mezzogiorno.

- Birçok çiçek türü nisanın ortasında çıkar.
- Nisan ayı ortasında pek çok çeşit çiçek görünür.
- Nisan ortasında türlü türlü çiçek açar.

- Molti tipi di fiori sbocciano a metà aprile.
- Sbocciano molti tipi di fiori a metà aprile.

Ama yazın ortasında geceler kısa olur.

Ma le notti di mezza estate sono brevi.

Neyse ki tam da bunların ortasında

Fortunatamente, nel bel mezzo di questo,

Fırtınanın ortasında terk etmek gerekli değil.

Non è necessario che tu vada in mezzo alla tormenta.

Bir oyuncu oyunun tam ortasında bayıldı.

Un'attrice è svenuta nel bel mezzo della rappresentazione.

1990'ların ortasında sekiz yaşında bir çocuktum.

Ero un bambino di 8 anni a metà degli anni '90.

Beynimin tam ortasında örülmüş bir duvar var gibiydi.

come se ci fosse stato un muro in mezzo al mio cervello.

Hâlâ devam eden global bir salgının ortasında değildik.

che era la notizia principale, la notizia più grossa del momento.

Tom ve Mary bir tartışmanın ortasında gibi görünüyorlar.

Tom e Mary sembrano essere nel bel mezzo di una discussione.

Hem de gün ortasında dört saat boyunca uyumam gerekirken?

quando devo fare un pisolino di quattro ore durante il giorno?

Neden 5 ve 50 yenlik bozuk paraların ortasında boşluk var?

- Perché la moneta da cinque yen e la moneta da cinquanta yen hanno dei buchi al centro?
- Perché la moneta da cinque yen e la moneta da cinquanta yen hanno dei fori al centro?

Ve sonra, harika bir yemeğin ortasında geğirmeye başladı! Nasıl da rahatsız edici!

E poi, nel bel mezzo di un magnifico pasto, ha iniziato a ruttare! Che schifo!

Coca-Cola, Fanta'yı 2. Dünya Savaşının ortasında Alman pazarı için icat etti.

La Coca-Cola inventò la Fanta, in piena Seconda Guerra Mondiale, per il mercato tedesco.

Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.

Tom si sentì un po' a disagio mentre camminava lungo la strada deserta nel bel mezzo della notte.

Borodino katliamının ortasında Ney, Rus toprak işlerine yapılan saldırının ardından kolorduyla birlikte saldırıya geçti

Durante il massacro di Borodino, Ney guidò il suo corpo in attacco dopo attacco ai lavori di sterro

- Hiçbir yerin ortasında değiliz.
- Kimsenin yaşamadığı, şehirden uzakta bir yerdeyiz.
- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdeyiz.
- Dağ başındayız.
- Kör itin öldüğü yerdeyiz.

- Siamo in mezzo al nulla.
- Noi siamo in mezzo al nulla.