Translation of "Alanı" in Italian

0.021 sec.

Examples of using "Alanı" in a sentence and their italian translations:

Tom alanı tanıyor.

Tom conosce la zona.

Tom'un alanı, tarihtir.

Il campo di Tom è la storia.

Bu, onun uzmanlık alanı.

È la sua specialità.

Bu bir turist alanı.

È una zona turistica.

Tom'un çalışma alanı hukuktur.

- Il campo di studio di Tom è legge.
- Il campo di studio di Tom è giurisprudenza.

Bu şehrin alanı nedir?

Qual è l'area di questa città?

Bu alanı oldukça iyi biliyorum.

- Conosco questa zona abbastanza bene.
- Io conosco questa zona abbastanza bene.

Biz bütün alanı kontrol ediyoruz.

- Stiamo controllando tutta la zona.
- Noi stiamo controllando tutta la zona.

Savaş alanı ölü ve yaralılarla doluydu.

Il campo di battaglia era disseminato di morti e feriti.

O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.

Lei vuole ampliare l'area non fumatori.

Savaş alanı ölülerle ve ölenlerle doluydu.

Il campo di battaglia era pieno di morti e morenti.

Ve kapalı çiftliklerde alanı, maksimum verimlilik için

Inoltre per massimizzare la produzione in uno spazio fisso,

Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.

- Il fiume ha inondato una vasta area.
- Il fiume inondò una vasta area.

Tom bu alanı avucunun içi gibi biliyor.

Tom conosce questa zona come il palmo della sua mano.

Bu kutuların iç kısmında bol alanı var.

Queste scatole sono piene di spazio all'interno.

Bunun ilk nedeni, okyanusların çok geniş bir alanı,

Per prima cosa perché sono particolarmente estesi,

...gerçekten de çok tuhaf gece yaratıklarının yaşam alanı.

ospita alcune creature notturne davvero bizzarre.

Bir hava alanı ve onunla bağlantılı bütün işleri düşünün.

Pensate a un aeroporto e a tutto il business collegato.

Ne yazık ki ormanlar bu alanı sağlamak için yok ediliyor

Sfortunatamente, spesso le foreste sono distrutte per produrlo,

Mareşal Ney tarihteki en ilham verici savaş alanı komutanlarından biriydi: doğuştan bir

Il maresciallo Ney è stato uno dei comandanti del campo di battaglia più stimolanti della storia: un

Ortalama bir Amerikan yaşam alanı Japonya'daki yaşam alanının iki katı kadar büyüktür.

Lo spazio abitativo medio americano è il triplo di quello in Giappone.

Aya gidip gelirken üç astronot için yakıt, güç, kaynak ve yaşam alanı sağlayacaktı

Fornirebbe carburante, energia, rifornimenti e spazio vitale per tre astronauti mentre

- O, alanı elininin arkası gibi bilir.
- O, bu bölgeyi avucunun içi gibi bilir.

Conosce la zona come le sue scarpe.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.

Una tale abbondanza di prede rende questo posto perfetto per insegnare a un giovane giaguaro a cavarsela da solo.