Translation of "şeklini" in Italian

0.003 sec.

Examples of using "şeklini" in a sentence and their italian translations:

Hissetme şeklini anlıyorum.

- Capisco come ti senti.
- Capisco come si sente.
- Capisco come vi sentite.

Bakma şeklini seviyorum.

Mi piace il tuo aspetto.

- Bu şapkanın şeklini beğenmedim.
- Bu şapkanın şeklini beğenmiyorum.

- Non mi piace la forma di questo cappello.
- A me non piace la forma di questo cappello.

Onun konuşma şeklini sevmiyorum.

- Non mi piace il modo in cui parla.
- A me non piace il modo in cui parla.

Mutfağımın şeklini değiştirmek istiyorum.

- Voglio rimodellare la mia cucina.
- Io voglio rimodellare la mia cucina.

Şarkı söyleme şeklini seviyorum.

- Mi piace il modo in cui canti.
- Mi piace il modo in cui cantate.
- Mi piace il modo in cui canta.

Ben konuşma şeklini seviyorum.

- Mi piace il modo in cui parli.
- Mi piace il modo in cui parlate.
- Mi piace il modo in cui parla.

Onun benimle konuşma şeklini sevmiyorum.

- Non mi piace il modo in cui mi parla.
- A me non piace il modo in cui mi parla.

Tom Mary'nin davranış şeklini onaylamıyor.

Tom non approva il modo in cui si sta comportando Mary.

Tom'un gitar çalma şeklini beğenmiyorum.

Non mi piace come suona la chitarra Tom.

Titreşimler aracılığıyla şeklini ve boyutunu kestirebilir.

Attraverso le vibrazioni, può determinare taglia e velocità.

Hücrelerin şeklini değiştirir ve yaprak düşer.

la forma delle cellule cambia, e la foglia cade.

İlk olarak, genellikle ülkelerin şeklini korur.

Primo, essa generalmente mantiene la forma dei paesi.

İşte bu yüzden ağzın “o” şeklini alır.

È la ragione per cui la bocca forma una O,

- Yürüme şeklini beğeniyorum.
- Yürüyüşünü sevdim.
- Yürüyüşüne bayılıyorum.

- Mi piace il modo in cui cammini.
- Mi piace il modo in cui cammina.
- Mi piace il modo in cui camminate.

- Tom'un bana bakma tarzını sevmiyorum.
- Tom'un bana bakış şeklini beğenmiyorum.

- Non mi piace il modo in cui mi guarda Tom.
- A me non piace il modo in cui mi guarda Tom.

Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor.

Ma Pepperberg dice che lavorare con il pappagallo ha già cambiato il modo di guardare gli animali.