Translation of "Yanında" in Hungarian

0.021 sec.

Examples of using "Yanında" in a sentence and their hungarian translations:

Yanında ol.

Itt várj!

Yatağının yanında oturmuş,

Ugyan az ágya mellett ültem,

Diğer yanında ise

De a skála másik végén

Arkadaşını yanında getir.

Hozd magaddal a barátodat.

Fırın mezbahanın yanında.

A pékség a hentesüzlet mellett van.

Onun yanında oturdum.

Mellé ültem.

Tom'un yanında oturuyordum.

Tomi mellett ültem.

Pencerenin yanında oturdum.

Az ablaknál ültem.

Bunu yanında götür.

Ezt vidd magaddal!

Yanında kim var?

Ki van veled?

Dünya'nın dört bir yanında

A bolygón mindenfelé

Dünyanın dört bir yanında...

Szerte a Földön

Kraliçe kralın yanında durdu.

A királynő a király mellett állt.

O onun yanında durdu.

Mellette állt.

Gölün yanında kamp yaptık.

A tóparton kempingeztünk.

Tom beni yanında götürecek.

Tom magával fog vinni engem.

Pencerenin yanında oturmayı sevmem.

Nem szeretek az ablaknál ülni.

Bill denizin yanında yaşıyor.

Bill a tengerhez közel él.

Ben onun yanında oturdum.

- Mellette ültem.
- Mellette foglaltam helyet.

Yanında kalemin var mı?

Van nálad egy ceruza?

Yarın aletlerini yanında getir.

Hozd magaddal a szerszámaidat holnap.

Tom kadınların yanında tuhaflaşıyor.

Tom esetlen nők társaságában.

Onların yanında oturmak istemiyorum.

Nem akarok melléjük ülni.

Yanında oturduğun adam kimdi?

Ki volt az az ember, aki mellett ültél?

Hepimiz onun yanında gittik.

Mi mind mentünk, kivéve őt.

Onlar onun yanında oturdular.

- Odaültek mellé.
- Leültek mellé.
- Mellé telepedtek.

Daima yanında nakit bulundur.

Legyen nálad valamennyi készpénz!

- Pencere yanında masanız var mı?
- Pencerenin yanında masanız var mı?

Van egy asztaluk közel az ablakhoz?

Bu tür siyah topların yanında

melyek szimplán lehetővé teszik csomó minden felrobbantását,

İyi otlaklar kasabanın öte yanında.

A jó legelő a túloldalon van.

Ve yanında oturan kişiye bağırmıştı.

egy mellette ülőnek pedig odakiabálta:

Yanında orta yaşlı kızı var

középkorú lánya is vele utazik,

Ne olursa olsun yanında olacağım.

Mindig melletted fogok állni, történjen bármi.

Evimin yanında bir kilise var.

A házam közelében van egy templom.

Masanın yanında dört sandalye vardı.

Négy szék volt az asztal mellett.

Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.

A baleset az otthonához közel történt.

O, erkek kardeşinin yanında duruyordu.

A fivére mellett állt.

Git ve babanın yanında otur.

Ülj le az apád mellé.

Kurunun yanında yaşı da yakmamalısın.

Nem kellene kiöntened a gyereket a fürdővízzel.

Senin yanında olduğum zaman mutluyum.

Amikor veled vagyok, boldog vagyok.

Pencerenin yanında oturmak ister misin?

Az ablak mellett akarsz ülni?

Evimin yanında bir okul vardır.

Van egy iskola a házam közelében.

Tom senin yanında olmak istiyor.

Tom közelebb akar lenni hozzád.

Tom'u yanında götürmeyi planlıyor musun?

Azt tervezed, hogy Tomot magaddal viszed?

Yanında ne kadar paran var?

Mennyi pénz van nálad?

Sayılar kapılarda veya kapıların yanında.

A számok az ajtókon vagy azok mellett vannak.

O, onun yanında diz çöktü.

Letérdelt mellé.

Pencerenin yanında bir masa istiyorum.

Egy ablak melletti helyet, legyen szíves.

Tom verandada Mary'nin yanında oturdu.

Tom a tornácon leült Mari mellé.

Tom, otobüste Mary'nin yanında oturdu.

Tom a buszon Mari mellé ült.

Tom hâlâ annesinin yanında uyuyor.

Tomi még mindig az anyuja mellett alszik.

Ve lüks bir AVM'nin hemen yanında.

egy fényűző outlet bevásárlóközpont közelében.

Nerede olursam olayım, senin yanında olacağım.

Bárhol is legyek, mindig itt leszek nektek,

Onlar ülkenin her yanında topluluk kurucuları.

Mint közösségszervezők vannak jelen országszerte.

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

Nyomában a kiselefántokkal inkább a mellékutcákat választja.

Bir banka kurmanın yanında ne ki?"

egy bank alapításával?"

Havaalanının yanında bir oteli tercih ederim.

- Inkább a repülőtér melletti szállodát preferálom.
- Inkább a repülőtér mellett szeretnék egy szállodát.

Bu gece Tom'un yanında oturmak istemiyorum.

Ma este nem akarok Tomi mellé ülni.

Tenis kortu yanında bir çeşme var.

Van egy ivókút a teniszpálya mellett.

Neden hiç gezilerinde yanında beni götürmüyorsun?

Miért nem viszel soha magaddal az utadra?

Tom, Mary'yi Boston'a yanında götürmek istedi.

Tom el akarta vinni Marit magával Bostonba.

Nehrin yanında bir çelik fabrikası var.

Egy acélmű található a folyó mellett.

Senin yanında durduğum zaman çığlık atma.

Ne kiabálj, ha itt állok melletted.

Okulumuzun yanında büyük bir park var.

Iskolánkhoz közel van egy nagy park.

Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?

Ismered azt a lányt, aki az ablak mellett áll?

Tom eski itfaiyenin hemen yanında yaşamaktadır.

Tomi jobbra lakik a régi tűzoltóságtól.

Yanında durduğumuz göl, saf pil asidinden yapılmış.

A tó, ami mellett állunk, színtiszta akkumulátorsav.

O gölün yanında durduktan 54 gün sonra

de 54 nappal az után, hogy ott álltam a tó partján,

ülkenin dört bir yanında protestolar patlak verdi.

országszerte tiltakozások törtek ki.

Arkadaş gibi yanında olacak, konuşacak birini bulmak

valakit, aki barátként lehet ott, hogy beszélgessen,

Dünyanın her bir yanında her gün yaşanıyor,

Minden nap végbemegy a bolygónk egész területén,

Hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

egy másik nagy polipot láttam mellette.

- Mary seninle birlikte mi?
- Mary yanında mı?

Veled van Mari?

Yanında kalabilir miyim? Gidecek hiçbir yerim yok.

Nálad maradhatok? Nincs hova mennem.

Ben gecenin geri kalanını onun yanında geçirdim.

Vele töltöttem az egész éjszakát.

O, nereye giderse gitsin, yanında korumaları var.

Testőrök kísérik, bárhová is megy.

Tom evinin yanında iyi bir iş buldu.

Tomi talált egy jó munkát a háza közelében.

Senin yanında oturmamın bir sakınca var mı?

- Leülhetek melléd?
- Nem baj, ha ideülök melléd?

Yani, çok hızlı bir şekilde etki göstermesinin yanında

Tehát nemcsak szinte azonnali a hatás,

Ama yakında annesi onu korumak için yanında olmayacak.

De nemsokára már nem lesz ott az anyja, hogy megvédje.

Onların yanında olmamıza engel olan hiçbir şey yok.

Nem áll semmiből, hogy egymásért legyünk.

O denizin yanında yaşıyor fakat nasıl yüzüleceğini bilmiyor.

A tenger mellett él, de nem tud úszni.

Bay Brown her zaman yanında bir kitap taşır.

- Brown úr mindig magánál tart egy könyvet.
- Brown úr mindig magával visz egy könyvet.

Dünyanın her yanında rüzgar ve güneş enerjisi panelleri bulunmakta

a világon mindenütt szél- és napenergiát hasznosító berendezések épültek, igen –,

1953 yılındaki Everest tırmanışına beni de yanında götüreceğini söyledi.

Tenzing azt mondta, hogy magával visz az 1953-as Everest expedícióra.

O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

Sohasem utazik anélkül, hogy magával ne vinne egy ébresztőórát.

Onu yanında eve götürmezsen, bu yemek sadece boşa gidecek.

Ez az étel a kukába fog kerülni, ha nem viszed haza magaddal.

İyi bir arkadaş iyi ve kötü günde yanında olacaktır.

Egy jó barát melletted fog állni jóban-rosszban.

Tom önümüzdeki üç hafta boyunca, Boston'daki akrabalarının yanında kalıyor.

Tomi a rokonaival marad Bostonban a következő három hétben.

- Daha önceki açıklamamın yanında duruyorum.
- Daha önceki açıklamamı destekliyorum.

Kiállok az előző állításom mellett.

- Tom, Mary'nin hemen yanında oturuyordu.
- Tom, Mary'nin yanıbaşında oturuyordu.

Tom közvetlenül Mary mellett ült.

O Rusya'yı Avusturya ve Fransa'nın yanında Prusya'ya karşı savaşa sürükledi.

vezette Oroszországot a hétéves háborúba Nagy Frigyes Poroszországa ellen.

O, Kamakura'daki denizin yanında kocası ile mutlu bir hayat sürüyor.

Boldogan él a férjével Kamakurában, a tenger közelében.

- Cesedin yanında bir mektup bulundu.
- Cesedin yakınında bir mektup bulundu.

Egy levelet találtak a holttest mellett.

Birisi yaptığın hataya rağmen yanında kalıyorsa, iste o kişi gerçekten sevendir.

Aki a hibáid ellenére melletted marad, az valóban szeret.

- Şemsiyenin yanında olmadığını fark ettiğinde neredeydin?
- Şemsiyenizin yanınızda olmadığını fark ettiğinizde neredeydiniz?

Hol voltál, mikor észrevetted, hogy nincs nálad az esernyőd?

Bana benzeyen ve kız kardeşimin yanında duran adam benim ikiz erkek kardeşimdir.

Az az ember, aki a nővérem mellett áll és úgy néz ki, mint én, az ikertestvérem.

Ama beş metrelik hayalet vatozlar bile denizlerdeki en büyük balığın yanında ufak kalır.

De még az ötméteres atlanti ördögrája is eltörpül a tenger legnagyobb hala mellett.