Translation of "Uykuya" in Hungarian

0.004 sec.

Examples of using "Uykuya" in a sentence and their hungarian translations:

Uykuya daldık.

Bevágtuk a szunyát.

Bebek uykuya daldı.

A kisbaba elaludt.

Çalışıyorken, uykuya daldı.

Tanulás közben elaludt.

- Uyuyakaldım.
- Uykuya gittim.

- Elaludtam.
- Elnyomott az álom.
- Bevágtam a szunyát.
- Bealudtam.
- Elszenderedtem.

O uykuya daldı.

- Elnyomta az álom.
- Elaludt.
- Álomba merült.
- Bevágta a szunyát.

Uykuya ihtiyacın var.

Alvásra van szükséged.

Uykuya ihtiyacım var.

Alvásra van szükségem.

Tekrar uykuya dalamadım.

Nem tudtam visszaaludni.

Tom uykuya daldı.

- Tom elaludt.
- Tom álomba szenderült.

Uykuya ihtiyacımız var.

Aludnunk kell.

uykuya ihtiyacınız olduğunu biliyoruz,

Így készítjük fel a feladatra az agyat,

O hemen uykuya daldı.

- Rögtön elaludt.
- Azonnal elaludt.

Sonunda bebek uykuya daldı.

Végre elaludt a kisbaba.

Biraz uykuya ihtiyacım var.

Szükségem van egy kis alvásra.

İkimiz de uykuya daldık.

Mindketten elaludtunk.

Tom'un uykuya ihtiyacı var.

Tominak aludnia kell.

Tom hızla uykuya daldı.

Tom gyorsan elaludt.

TV izlerken, ben uykuya daldım.

Tévénézés közben elaludtam.

Tom'un biraz uykuya ihtiyacı var.

Alvásra van szüksége Tominak.

Uzun bir uykuya ihtiyacım var.

Egy hosszú alvásra van szükségem.

Uykuya dalmak uzun zamanımı aldı.

Sokáig tartott, mire elaludtam.

Tom derin bir uykuya daldı.

Tomi mély álomba merült.

Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.

Könnyen elalszom, amikor tévét nézek.

Tom bir kitap okurken uykuya daldı.

Tomi elaludt olvasás közben.

Ben hiç uykuya dalmakta zorluk yaşamadım.

Soha nem volt gondom az elalvással.

Birkaç saatlik bir uykuya ihtiyacım var.

Szükségem van pár óra alvásra.

Tom, kanepede uzandı ve uykuya daldı.

Tom elnyúlt a kanapén és elaludt.

Tom yatağa girer girmez uykuya dalar.

Tom álomba zuhan, amint ágyba kerül.

Tom uykuya dalıncaya kadar TV izledi.

Tomi a tévén aludt el.

Fareler uykuya dalarken beyinlerini dinlemeye devam ettiler

Akkor is "kihallgatták" az agyat, amikor a patkányok aludtak,

Tom televizyon izlerken kanapenin üzerinde uykuya dalmış.

Tomi tévézés közben elaludt a kanapén.

O, direksiyonda uykuya daldı ve bir kaza geçirdi.

- Elaludt a kormánynál és balesetezett.
- Elaludt a volánnál és balesetet szenvedett.

Günde en az 8 saat uykuya ihtiyacımız var.

Legalább napi nyolc órai alvásra van szükségünk.

O yüzden doğa uykuya karşı bir güvenlik önlemi oluşturmadı

Ezért nem fejlesztett ki biztonsági hálót,

Saat dokuzda yatmaya gittim ama saat onda uykuya daldım.

Kilenckor fekszek le este, de tízkor alszok el.

Gece yarısından önce her saat uyku gece yarısından sonra iki saat uykuya değer.

Minden óra éjfél előtti alvás annyit ér, mint két óra éjfél utáni.

Gece yarısından önce bir saatlik uyku gece yarısından sonra iki saatlik uykuya değer.

Egy óra alvás éjfél előtt felér két óra éjfél utánival.

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.

Yuriko, egy tengerbiológiai továbbképzős hallgató elaludt egy haltartályban, majd polipokkal és tengeri csillagokkal borítva ébredt fel.