Translation of "Endişe" in Hungarian

0.004 sec.

Examples of using "Endişe" in a sentence and their hungarian translations:

Endişe ediyorum.

Igenis aggódom.

Endişe etmemeliyim.

Nem szabadna aggódnom.

Asla endişe etmem.

Sosem aggódom.

Geleceğimden endişe ediyorum.

Aggódom a jövőm miatt.

Bundan endişe duymalı mıyız?

Aggódnunk kéne efelől?

Onu hakkında endişe ediyorum.

- Aggódom miatta.
- Aggódom érte.

Endişe etme. Kimseye söylemeyeceğim.

Ne aggódj, senkinek nem mondom el.

Benim hakkımda endişe etmeyin.

- Ne nyugtalankodj miattam.
- Ne aggódj miattam.

Çok endişe etmekten vazgeç.

- Ne aggódjál már annyit!
- Ne aggódj már annyira!

Onlar hakkında endişe etmeyin.

Ne aggódj miattuk!

Endişe etme. Dudaklarım kapalı.

Ne aggódj! Számon lakat.

Kendi matematik becerilerinden endişe eden

Kiderült, hogy ha a szülők bizonytalanok matektehetségükben,

- Endişe etmeli miyiz?
- Endişelenmeli miyiz?

- Aggódnunk kellene?
- Aggódnunk kéne?

Tom hakkında hiç endişe etmedim.

Soha nem aggódtam Tom miatt.

Bu son derece endişe verici.

Ez rendkívül aggasztó.

Sadece onlara endişe etmemelerini söyle.

Mondjad meg neki, hogy ne aggódjon.

Neden gereksiz yere endişe ediyorsun?

Minek feleslegesen aggódni?

Çoğu, okulu bırakıyor çünkü endişe içindeler;

Közülük sokan kimaradnak, mert attól tartanak,

Endişe etme. Muhtemelen yanlış bir alarm.

Semmi pánik! Valószínűleg csak téves riasztás volt.

Ben onun sağlığı hakkında endişe duyuyorum.

- Nagyon aggódom az egészsége miatt.
- Nagyon nyugtalan vagyok az egészségi állapota miatt.

Son zamanlarda depremlerin sıklığı endişe verici.

A földrengések gyakorisága aggasztó.

Tom senin hakkında endişe ettiğinden söz etti.

Említette Tom, hogy törődik veled.

Onun hakkında endişe etmenin bir anlamı yok.

Nincs értelme ezen aggódni.

Gece yatmaya gittiğinde ne hakkında endişe ediyorsun?

Mi miatt aggódsz, mikor este lefekszel aludni?

Uzmanlar, Arctic'teki deniz buzunun kaybolmasından endişe ediyorlar.

A szakértők aggódnak az Északi-sark jegének csökkenése miatt.

Bu hakkında endişe etmen gereken bir şey değil.

Ez nem olyan, ami miatt aggódnia kellene.

Tom asla para konusunda endişe etmek zorunda kalmayacak.

Tominak a jövőben soha nem kell majd a pénz miatt aggódnia.

Yine de Pentagon bu teknolojiyle ilgili endişe duymasına rağmen,

A Pentagonnak a technikát övező növekvő nyugtalansága dacára

Çoğu insan matematikte tıkanıyor ya da ondan endişe duyuyor.

Sokan kudarcot vallanak a matekban vagy szoronganak tőle

Sadece bundan hoşlanmalıyız ve kaça mal olduğu hakkında endişe etmemeliyiz.

Most csak élveznünk kellene ezt, és nem aggódni azon, mennyibe kerül.

- Ondan endişe duymaya ne gerek var?
- Onu kafaya takmaya ne gerek var?
- Endişelenmeye ne gerek var ki?

Minek aggódni emiatt?