Translation of "şeye" in Hungarian

0.009 sec.

Examples of using "şeye" in a sentence and their hungarian translations:

Hiçbir şeye dokunma.

- Ne érj hozzá semmihez!
- Ne nyúlj hozzá semmihez!
- Ne fogj meg semmit!
- Ne érints meg semmit!

Hiçbir şeye dokunmadık.

Semmihez nem nyúltunk.

Hiçbir şeye dokunmuyordum.

Semmihez nem nyúltam volna hozzá.

Hiçbir şeye dokunulmamış.

Semmihez nem nyúltak.

Her şeye sahipsiniz.

- Mindened megvan.
- Neked mindened megvan.

Her şeye alışıyoruz.

Mindenhez hozzászokunk.

- Bir şeye inanmalısınız.
- Sen bir şeye inanmak zorundasın.

Hinned kell valamiben.

Yaptığın şeye konsantre ol, sınıf arkadaşlarının yaptığı şeye değil.

Arra koncentrálj, amit csinálsz, ne arra, hogy az osztálytársaid mit csinálnak!

Duyduğunuz her şeye inanmayın.

Ne higgy el mindent, amit hallasz.

Hiçbir şeye ihtiyacım yok.

Nincs szükségem semmire.

Sevgi her şeye cevaptır.

A szeretet a válasz mindenre.

Birkaç şeye ihtiyacım olacak.

Szükségem lesz egy pár dologra.

Ben her şeye açığım.

Bármire nyitott vagyok.

Okuduğun her şeye inanma.

Ne higgy el mindent, amit olvasol.

Bir şeye ihtiyacımız yok.

Nincs szükségünk semmire.

Ben birçok şeye pişmanım.

Sok mindent bánok már.

Her şeye ihtiyacımız olacak.

Mindenre szükségünk lesz.

Tom her şeye inanır.

Tom bármit elhisz.

Bugün bulduğum şeye inanmayacaksın.

El sem fogod hinni, hogy mit találtam ma.

Kendimizi tamamen bir şeye vermeyi

hogy teljesen átadjuk magunkat valaminek,

Başka bir şeye odaklanmalarını istedik.

amire egyébként nem szoktak.

Kötü bir şeye karıştın, ha?

Valami rossz dologba keveredtél, mi?

Bir şeye ihtiyacın var mı?

- Kell valami?
- Szükséged van valamire?
- Kell valami neked?
- Neked kell valami?
- Neked szükséged van valamire?

İnsanlar inanmak istedikleri şeye inanıyorlar.

Az emberek azt hiszik el, amit el akarnak hinni.

Sadece bir şeye ihtiyacım var.

Csak egy dologra van szükségem.

Bunun bir şeye değebileceğini düşündüm.

Azt hittem, talán ér valamit.

Tom bir sürü şeye sahip.

Tom sok mindent birtokol.

İhyiyacımız olan her şeye sahibiz.

Megvan mindenünk, ami kell.

Şimdilik, hiçbir şeye ihtiyacımız yok.

Egyelőre semmire nincs szükségünk.

Bu bir şeye yardımcı olmuyor.

Ez semmit nem segít.

Hiçbir şeye mücadele olmadan ulaşılmaz.

Küzdelem nélkül semmit nem lehet elérni.

Gözümle görmediğim hiçbir şeye inanmam.

Semmit sem hiszek el, amit nem a saját szememmel látok.

Gazetede okuduğun her şeye inanamazsın.

Nem szabad mindent elhinned, amit az újságokban olvasol.

Hiçbir şeye kesin gözüyle bakmıyoruz.

Semmit nem veszünk magától értetődőnek.

O en ufak şeye sinirlenir.

A legkisebb dolog miatt is bepipul.

Bir şeye dokunmadın, değil mi?

Nem érintettél meg semmit, ugye?

Hemen hemen her şeye alışabilirim.

Csaknem mindenhez hozzá tudok szokni.

İhtiyaç duydukları her şeye sahipler.

- Mindenük megvan, ami csak kell nekik.
- Megvan mindenük, amire szükségük van.

Pratik bir şeye ihtiyacın var.

Valami használható kell neked.

O varolmayan bir şeye bakıyor.

Egy nem létező valamit néz.

Bu alet hiçbir şeye yaramaz.

Ezt a szerszámot semmire nem lehet használni.

Senin dostluğun her şeye değer.

A barátságod mindent megér.

Tom olabilecek her şeye hazır.

Tom felkészült, bármi is történjen.

Her şey her şeye bağlıdır.

Minden mindennel összefügg.

Tom'un söylediği hiçbir şeye inanmıyorum.

- Egy szót sem hiszek el abból, amit Tomi mond.
- Egy szavát sem hiszem el Tominak.

Sana anlattığı her şeye inanmamalısın.

- Nem kellene mindent elhinned neki.
- Nem kellene mindent elhinned neki, amit mond.

Yalnızca şu iki şeye ihtiyacımız var:

Csak két dolog kell hozzá:

Hem de yaşadığı onca şeye rağmen.

mindazok után, amin keresztülment.

Sizi zor bir şeye davet ediyorum.

Feladatot adok önöknek.

Bunları nasıl tek bir şeye indirgeyebilirsiniz?

hogyan hozunk ki mindebből egyvalamit?

- Bak ne buldum.
- Bulduğum şeye bak.

Nézd, mit találtam!

Keşke daha fazla şeye sahip olsam.

Bárcsak több lenne!

Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara.

Kiabálj, ha kell valami.

Tom hakkında duyduğun her şeye inanma.

Ne higgy el mindent, amit Tamásról hallasz.

İhtiyacın olan her şeye sahip misin?

Mindened megvan, amire szükséged van?

Tom'un yiyecek bir şeye ihtiyacı vardı.

Tominak kellett valamit ennie.

Başka bir şeye ihtiyacımız var mı?

Szükségünk van még bármi másra?

Tom Mary'nin söylediği her şeye inanır.

Tomi mindent elhisz Marinak, amit mond neki.

O ihtiyacı olan her şeye sahipti.

Mindene megvolt, ami csak kellett.

- Çok şeye sahibiz.
- Bizde çok var.

Sok van nekünk belőle.

Tom, kanepenin altında bulduğum şeye bak.

Tom, nézd mit találtam a szófa alatt.

Tom'un sana söylediği her şeye inanmamalısın.

Ne higgy el mindent, amit Tom mond neked.

Tom'un yatağın altında bulduğu şeye bak.

Nézd, mit talált Tom az ágy alatt.

- Bir şeye ihtiyacınız olursa bana söylemeye çekinmeyin.
- Bir şeye ihtiyacın olursa bana söylemekten çekinme.

Ne habozz szólni, ha kell valami.

Bir şey yaratmak, bir şeye başlamak istiyorsanız,

Arra gondolok, amikor a célunk valami új létrehozása,

En çok yapılacak şeye sahip olan biziz.

Nekünk kell a legtöbbet tennünk.

Fakat işe doğru şeye odaklanarak başlamamız lazım.

de a lényeges dolgokkal kell kezdenünk.

Bunun, benim üç sessiz devrim dediğim şeye

Kijelenthetjük, hogy ez ahhoz vezetett,

Bu problemi imkansızdan çözülebilir bir şeye dönüştürürüz.

a problémát már a lehetetlenről a megoldhatóra váltottuk.

Eğer bir şeye ihtiyacın olursa haberim olsun.

- Szólj, ha bármire szükséged van!
- Mondjad, hogyha szükséged van valamire!
- Szólj, ha szükséged van valamire!

Sen ve ben ortak bir şeye sahibiz.

Van valami közös bennünk.

Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

Csak egy dologgal foglalkozz, de azt csináld jól.

Herhangi bir şeye alerjin yok, değil mi?

Te nem vagy allergiás semmire, ugye?

Başka herhangi bir şeye alerjin var mı?

Allergiás vagy bármi másra?

Tom her şeye bir oyun gibi davranıyor.

- Tom mindent játéknak vesz.
- Tom mindent játéknak fog fel.

Tom'un herhangi bir şeye alerjisi var mı?

Allergiás valamire Tom?

Onların sana söylediği hiçbir şeye aldırış etme.

Ne figyelj oda semmire, amit mondanak.

İnsan Allah kadar her şeye kadir değildir.

Az ember nem olyan mindenható, mint Isten.

Tom'un söylediği hiçbir şeye inanmamak için uyarıldım.

- Figyelmeztettek, hogy Tomnak egy szavát se higgyem.
- Figyelmeztettek, hogy ne higgyem el, amit Tom mond.

Her-şeye-uyan-tek-bir-çözüm olduğunu söylemiyorum;

és nem állítom, hogy egyetlen módszer mindenre ráerőltethető,

Aramızda bir bağ yaratan bir şeye ilham veren,

szikrát gyújtva bennük, ami köteléket teremt köztünk,

En acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini

a fájdalmas történeteket vidámmá alakítják,

Ama siz bu öfkeyi başka bir şeye yönlendirebilirseniz,

De ha a dühöt kordában tartjuk,

Ben bile sistemin benim hakkımda inandığı şeye inanırken

Hogy mit gondol rólam egy rendszer, azon nem változtathatok addig,

Uzaktan sensörlü verilerin ötesinde bir şeye ihtiyacımız var:

a távérzékelési adatoknál többre van szükségünk.

Eğer yanımda olsan başka bir şeye ihtiyacım olmaz.

Nem is lenne másra szükségem, ha te mellettem állnál.

Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Sadece yeni bir pantolon.

Semmi más nem kell..., csak egy új nadrág.

O, her şeye kusur bulan biri gibi görünüyor.

Szőrszálhasogatónak tűnik.

- Bak bugün ne buldum.
- Bugün bulduğum şeye bak.

Nézd, mit találtam ma!

Bu, bir şeye başlamayı çok daha kolay hale getirecek

Ettől sokkal könnyebb belefogni bármibe,

Belki de kelimeleri her şeye rağmen öfke dolu değildi.

Talán szavai nem haraggal voltak telve.

Rusya'nın dayanıklılığı, sahip olduğu her şeye benzemiyor hiç karşılaşmadım.

Oroszország ellenálló képessége nem hasonlít senkihez valaha találkoztam.

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

Akkor még nem tudtam, hogy kivételes dolog tanúja voltam.

Çocuklara ne söyleyeceğine dikkat et. Onlar her şeye inanırlar.

Vigyázz, mit mondasz a gyerekeknek! Bármit elhisznek.

İhtiyacımız olan her şeye sahibiz; para, zaman ve beyin.

Mindenünk megvan, ami kell: pénz, idő, értelem.

Tom, Mary'ye John'un söylediği her şeye inanmamasını tavsiye etti.

Tom tanácsolta Marynek, ne higgyen el mindent, amit John mond.

- Sen her şeye gücü yeten değilsin.
- Sen omnipotent değilsin.

Nem vagy mindenható.

- Tom'un söylediğine inanıyor musun?
- Tom'un söylediği şeye inanıyor musun?

Te elhiszed, amit mondott Tomi?

Herkes farklı bir şeye inanıyor ama sadece bir gerçek vardır.

Mindenki valami mást hisz, de csak egy igazság van.