Translation of "Yavaş" in German

0.048 sec.

Examples of using "Yavaş" in a sentence and their german translations:

Yavaş yavaş yürüyün.

Geh langsam.

Yavaş yavaş çalış.

Arbeitet langsam.

Yavaş yavaş sür.

- Fahre langsam.
- Fahr langsam!

Yavaş yavaş ilerliyorlardı.

Sie bewegten sich langsam vorwärts.

Yavaş yavaş öl!

Stirb langsam!

Yavaş yavaş sinirleniyorum.

Das treibt mich so langsam zur Wut.

Haber yavaş yavaş yayıldı.

Die Nachricht verbreitete sich nach und nach.

Gemi yavaş yavaş göründü.

Das Schiff kam allmählich in Sicht.

Annem yavaş yavaş konuşur.

Meine Mutter spricht langsam.

Yavaş yavaş anlamaya başladı.

Sie begann allmählich zu verstehen.

Tom yavaş yavaş okur.

Tom liest langsam.

Tom yavaş yavaş konuşur.

Tom spricht langsam.

Tom yavaş yavaş çalışır.

Tom arbeitet langsam.

Tom yavaş yavaş iyileşiyor.

Tom verbessert sich nach und nach.

Ses yavaş yavaş kesildi.

Das Geräusch wurde allmählich leiser und verstummte.

Rüzgar yavaş yavaş kesildi.

Der Wind legte sich allmählich.

Fransızcası yavaş yavaş gelişiyor.

Sein Französisch wird Stück für Stück besser.

Yavaş yavaş yürümek zorundayım.

Ich muss langsam gehen.

Balon yavaş yavaş indi.

Der Luftballon leerte sich langsam.

Yavaş yavaş sinirime dokunuyorsun.

Du gehst mir langsam auf die Eier.

Yavaş yavaş eve gidelim.

Lass uns langsam nach Hause gehen.

Kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir,

Bücher, die langsam gelesen werden sollen,

Teknik bilgilerimize yavaş yavaş giriyorum

Ich gebe langsam unsere technischen Informationen ein

Yine yavaş yavaş çözülerek ilerliyorlar.

Sie entwickeln sich langsam weiter, indem sie sich auflösen.

Nehrin seviyesi yavaş yavaş yükseldi.

Nach und nach hob sich der Wasserstand des Flusses.

Tom'un Japoncası yavaş yavaş gelişiyor.

Toms Japanisch verbessert sich allmählich.

O proje yavaş yavaş ilerliyor.

Jenes Projekt kommt langsam voran.

O omzuma yavaş yavaş vurdu.

- Sie klopfte mir auf die Schulter.
- Sie hat mir auf die Schulter geklopft.

Sabrım yavaş yavaş sona eriyor.

Meine Geduld geht langsam zu Ende.

İlacın etkisi yavaş yavaş azalmıştı.

Der Effekt der Medizin war vergangen.

İlacın etkileri yavaş yavaş azalıyordu.

Die Wirkung der Medizin nahm allmählich ab.

Yavaş yavaş sinirlerimi zıplatmaya başlıyorsun.

Langsam beginnst du mir auf die Nerven zu gehen.

İlköğretim okulları yavaş yavaş kayboluyor.

Grundschulen werden immer weniger.

Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.

- Wir nähern uns langsam dem Ende.
- Wir nähern uns langsam, aber sicher dem Ende.

Beethoven yavaş yavaş işitmesini kaybetti.

Beethoven verlor allmählich das Hörvermögen.

Ken'den yavaş yavaş hoşlanmaya başlıyorum.

Ich fange allmählich an, Ken zu mögen.

Ben yavaş yavaş ayağa kalktım.

Ich stand langsam auf.

Gözleri yavaş yavaş karanlığa alıştı.

Langsam gewöhnten sich seine Augen an die Dunkelheit.

Yavaş yapabilirsin.

Du kannst dir Zeit lassen.

Yavaş ye.

Iss langsam!

Otobüs yavaş.

Der Bus ist langsam.

Saat yavaş.

Die Uhr geht nach.

Yavaş konuş!

Sprich langsam!

İş yavaş.

Das Geschäft läuft nicht gut.

Yavaş ye!

Iss langsam.

Tom yavaş.

Tom hat eine lange Leitung.

Yavaş konuş.

Sprich langsam.

Bilgisayarım yavaş.

Mein Rechner ist langsam.

Yavaş yavaş tüm hayvanları önemsemeye başlıyorsun.

Man kümmert sich langsam um die Tiere.

Gemi yavaş yavaş hareket etmeye başladı.

Das Schiff setzte sich allmählich in Fahrt.

Bedenler yavaş yavaş büyür, çabucak ölür.

Körper wachsen langsam und sterben schnell.

Onların arkadaşlığı yavaş yavaş aşka dönüştü.

- Ihre Freundschaft entwickelte sich langsam zu Liebe.
- Aus ihrer Freundschaft wurde allmählich Liebe.

Sizin arkadaşlığınız yavaş yavaş aşka dönüştü.

Ihre Freundschaft entwickelte sich langsam zu Liebe.

Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.

Das Papierflugzeug sank langsam zur Erde.

Buradaki nemli iklime yavaş yavaş alışıyorum.

Langsam gewöhne ich mich an das feuchte Klima hier.

O, yavaş yavaş yeni duruma alışıyor.

Sie gewöhnt sich allmählich an die neue Situation.

- Çok yavaş yürüyor.
- Yürümesi çok yavaş.

Er geht sehr langsam.

- Yarışı yavaşça bitirdi.
- Yarışı yavaş yavaş bitirdi.

Langsam beendete er das Rennen.

Yavaş, yavaş yürürüm, ama asla geriye dönmem.

Ich gehe langsam, aber ich gehe nie zurück.

- Tom yavaş yer.
- Tom bir yavaş yiyen.

- Tom ist ein langsamer Esser.
- Tom isst langsam.

İnternet bağlantım yavaş ama Tatoeba daha yavaş.

Meine Internetverbindung ist langsam, Tatoeba aber ist noch langsamer.

- Daha yavaş yemelisin.
- Daha yavaş yemen gerekir.

Du solltest langsamer essen.

Yavaş yavaş, kendi yazılarındaki iyileşmeyi fark edeceksin.

- Nach und nach wirst du beim Schreiben Verbesserungen bemerken.
- Nach und nach wirst du eine Verbesserung beim Schreiben bemerken.

Zamanla ve yavaş yavaş daha iyi oldum.

Und langsam, mit der Zeit, erholte ich mich,

Birçok eski gelenek yavaş yavaş ortadan kalkıyor.

Viele alte Gebräuche sterben allmählich aus.

- Yavaş yavaş ve net bir şekilde konuşun.
- Yavaş ve tane tane konuş.

Sprechen Sie langsam und deutlich.

- Lütfen daha yavaş konuşun.
- Daha yavaş konuşun lütfen.
- Lütfen daha yavaş konuş.

- Bitte sprich langsamer.
- Bitte sprechen Sie langsamer.
- Sprechen Sie bitte langsamer.

Yavaş, acele etmeden.

Langsam, keine Eile.

Daha yavaş yürüyün.

Geh langsamer.

Benim nabzım yavaş.

Mein Puls ist langsam.

Büyükannem yavaş konuşur.

Meine Großmutter spricht langsam.

Tom yavaş yer.

Tom isst langsam.

İnternet çok yavaş.

Das Internet ist sehr langsam.

Tom yavaş yazar.

Tom schreibt langsam.

Lütfen yavaş konuşun.

- Sprechen Sie bitte langsam.
- Bitte sprich langsam!
- Bitte sprecht langsam!

Daha yavaş konuşun!

- Sprechen Sie langsamer!
- Sprich langsamer!

Tom yavaş okuyor.

Tom liest langsam.

Koşma. Yavaş yürü.

Renne nicht! Gehe langsam!

Bilgisayarım çok yavaş.

Mein Rechner ist sehr langsam.

- Acele etme.
- Yavaş.

- Vorsicht ist die Mutter der Porzellankiste.
- Immer sachte.

O çok yavaş.

Sie ist zu langsam.

Tom yavaş konuştu.

Tom sprach langsam.

Maria yavaş yürür.

Maria geht langsam.

Daha yavaş konuş.

Rede langsamer.

Tom çok yavaş.

Tom ist sehr langsam.

Gerçekten yavaş başladık.

Wir haben wirklich langsam angefangen.

Onlar yavaş gidiyorlar.

Sie gehen langsam.

Sen yavaş gidiyorsun.

Sie gehen langsam.

- Tom arabayı yavaş sürer.
- Tom yavaş araba sürer.

Tom fährt langsam.

- Lütfen daha yavaş konuşun.
- Lütfen daha yavaş konuşun!

Bitte sprechen Sie langsamer.

Saat 6'dan sonra yavaş yavaş ışık oldu.

Nach sechs Uhr wurde es langsam hell.

- Biraz daha yavaş konuşur musun?
- Biraz daha yavaş konuşur musunuz?
- Daha yavaş konuşur musun?

Könnten Sie langsamer reden?

- Yavaş çalış, ve hatalar yapma.
- Yavaş çalışırsan, hatalar yapmazsın.

Arbeite langsam und du wirst keine Fehler machen.