Translation of "Tuzak" in German

0.011 sec.

Examples of using "Tuzak" in a sentence and their german translations:

Bir tuzak.

Eine Falle.

Bir tuzak kurmalıyız.

Wir sollten eine Falle stellen.

Bu bir tuzak.

Das ist eine Falle.

Bir tuzak olabilir.

Es könnte eine Falle sein.

Bu bir tuzak!

Das ist eine Falle!

- Tuzak olmadığını nasıl bilirsin?
- Tuzak olmadığını nasıl biliyorsun?

Woher willst du wissen, dass das keine Falle ist?

Bu kusursuz bir tuzak.

Das ist eine perfekte Falle.

Tom bir tuzak kurdu.

Tom stellte eine Falle.

Tom bana tuzak kurdu.

Tom hat mich reingelegt.

O bir tuzak olabilir.

- Es könnte vielleicht eine Falle sein.
- Es könnte eine Falle sein.

Belki o bir tuzak.

Vielleicht ist es eine Falle.

O bir tuzak olabilirdi.

Es könnte eine Falle sein.

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

Mit so einer Falle fängt man kleine Tiere.

Tuzak kurmak için şartlar mükemmel.

Perfekte Bedingungen für einen Überfall.

O bir tuzak, değil mi?

Es ist eine Falle, oder?

Bu bir tuzak gibi geliyor.

Das klingt nach einer Falle.

Bu bir tuzak gibi kokuyor.

Das riecht nach einer Falle.

Bu bir tuzak soru mu?

Ist das eine Fangfrage?

Aslında burada bize tuzak kuruluyor işte

Eigentlich ist hier eine Falle.

- Bu bir tuzak!
- Bu bir pusu!

- Es ist ein Überfall!
- Es ist ein Hinterhalt!

Onun bir tuzak olduğunu düşünüyor musun?

Glaubst du, es ist eine Falle?

Tom bunun bir tuzak olabileceğini düşündü.

Tom dachte, es könnte eine Falle sein.

Lembeh, en yetenekli tuzak avcısına ev sahipliği yapıyor.

Vor Lembeh ist ein erfolgreicher Lauerjäger zu Hause.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

Wir haben eine Falle gelegt, um einen Fuchs zu fangen.

Ya çürüyen etin bir kısmını alıp ormanda tuzak kurar

Ich könnte etwas verdorbenes Fleisch abtrennen, im Wald eine Falle bauen

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Okay, mit so einer Falle fängt man kleine Tiere.

Ne diyorsunuz? Çürümüş etle düzgün bir tuzak mı kuralım

Was denkst du? Sollen wir mit dem verdorbenen Fleisch eine Falle bauen

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

Stattdessen ertastet sie ihre Welt über ein Netz aus Stolperdrähten.

Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?

Wofür entscheidest du dich? Jagen wir mit ultraviolettem Licht? Oder versuchen wir, Skorpione anzulocken?

Masum dalgıçlara tuzak kurmak için pusuya yatan insan yiyenler olarak tanımlardı.

die auf dem Meeresgrund lauerten, um ahnungslose Taucher zu fangen.

Güzel, akıllı ve komplike olmayan adamla tanışırsanız, kaçın! Bu bir tuzak!

Wenn ihr einen schönen, intelligenten und unkomplizierten Mann kennenlernt, dann rennt! Das ist eine Falle!