Translation of "Tony" in German

0.007 sec.

Examples of using "Tony" in a sentence and their german translations:

Tony mutluydu.

Tony war glücklich.

Tony nerede?

Wo ist Tony?

- "Bilmiyorum", dedi Tony.
- Tony, "bilmiyorum" dedi.

- "Ich weiß es nicht", sagte Tony.
- Tony sagte, dass er es nicht weiß.
- „Ik weet et nich“, sagte Toni.

Tony hızlı koşabilir.

- Tony kann schnell laufen.
- Tony kann schnell rennen.

Tony Kobe'de yaşıyor.

Toni wohnt in Kōbe.

Tony ne yapıyor?

Was macht Tony?

Tony nerede oynuyor?

Wo spielt Tony?

Tony orada mı?

Ist Tony da?

Tony, kapıda durdu.

Tony stand an der Tür.

Tony kaç yaşındadır?

Wie alt ist Tony?

Tony bilmediğini söyledi.

Tony sagte, dass er es nicht weiß.

- Bu kutuyu Tony yaptı.
- Bu kutu Tony tarafından yapılmıştır.

Tony hat diesen Kasten hergestellt.

Tony hızlı bir koşucu.

Tony ist ein schneller Läufer.

Tony İngilizceyi iyi konuşur.

Toni spricht gut Englisch.

Tony kibar bir çocuk.

Toni ist ein höflicher Junge.

Tony onların isimlerini bilmiyordu.

Tony wusste nicht, wie sie hießen.

Dün Tony ile oynadım.

Gestern habe ich mit Tony gespielt.

"Evet, bayım." dedi Tony.

„Ja, mein Herr“, sagte Tony.

Tony ne iş yapar?

Was macht Tony?

Ve Tony en büyüğüydü.

Und Tony war der Älteste.

Tony "o nedir?" diye sordu.

Was ist das? fragte Tony.

Tony akşam yemeğinden sonra çalışır.

Tony lernt nach dem Abendessen.

Tony her gün koşar mı?

Läuft Tony jeden Tag?

Tony çok iyi tenis oynayabilir.

Tony kann sehr gut Tennis spielen.

Tony o zaman meşgul değildi.

Tony hatte zu der Zeit nichts zu tun.

Şu çocuk Tony, değil mi?

Der Junge da ist Tony, nicht wahr?

Herkes bana bu günlerde Tony dedi.

Damals nannte mich jeder Tony.

Tony benden daha iyi İngilizce konuşur.

Tony kann besser Englisch als ich.

Sınıfımızda İngilizceyi en iyi Tony konuşur.

Tony kann in unserer Klasse am besten Englisch.

Tony geçen yıldan beri Kumamoto'da yaşamaktadır.

Tony wohnt seit letztem Jahr in Kumamoto.

Tony, çok iyi bir tenis oyuncusu.

Tony ist ein sehr guter Tennisspieler.

Tony İngilizceyi senin kadar iyi konuşur.

Tony spricht so gut Englisch wie du.

Tony, çok uzun boylu bir çocuk.

Toni ist ein sehr großer Junge.

Tony adında Amerikalı bir arkadaşım var.

Ich habe einen amerikanischen Freund, der Tony heißt.

Tony akşam yemeğinden sonra çalışır mı?

- Lernt Tom nach dem Essen?
- Lernt Tom nach dem Abendessen?

Bay Wood, Tony için baba gibiydi.

Herr Wood war wie ein Vater für Tony.

Tony Amerikalı olmasına rağmen, o İngilizce konuşamıyor.

Obwohl Tony ein Amerikaner ist, kann er nicht Englisch sprechen.

Tony bir bıçakla adını bir ağaca kazıdı.

Anton schnitzte mit einem Messer seinen Namen in einen Baum.

Bu sabah okula giderken Tony ile karşılaştım.

Ich habe Tony heute Morgen auf dem Weg zur Schule getroffen.

Ben okuldan eve giderken Tony ile karşılaştım.

Ich traf Tom auf dem Heimweg von der Schule.

- Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?
- Kim daha hızlı koşar? Ken mi, Tony mi?

Wer rennt schneller, Ken oder Tony?

Tony onun sesini duydu ve piyano çalmaya durdurdu.

Tony hörte ihre Stimme und hörte auf, Klavier zu spielen.

Tony, bir dükkân veya bir fabrikada çalışmak istemiyordu.

Tony wollte nicht in einem Laden oder einer Fabrik arbeiten.

Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?

Wer rennt schneller, Ken oder Tony?

- Bay Wood Tony'ye bir baba gibiydi.
- Bay Wood, Tony için baba gibiydi.

Herr Wood war wie ein Vater für Tony.

- Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?
- Ken veya Tony'den hangisi daha hızlı koşar.

Wer rennt schneller, Ken oder Tony?