Translation of "Parçasıdır" in German

0.007 sec.

Examples of using "Parçasıdır" in a sentence and their german translations:

İskoçya Birleşik Krallığın parçasıdır.

Schottland ist Teil des Vereinigten Königreichs.

İnsanlar doğanın bir parçasıdır.

Menschen sind Teil der Natur.

Soy tükenmesi, evrimin bir parçasıdır.

Das Aussterben ist ein Teil der Evolution.

Baş, insan bedeninin bir parçasıdır.

Der Kopf ist ein Teil des menschlichen Körpers.

Düzensiz fiiller İngilizcenin bir parçasıdır.

Unregelmäßige Verben sind ein Teil der englischen Sprache.

O faydalı bir bilgi parçasıdır.

Das ist eine brauchbare Information.

Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.

Nahrung ist auf jeder Mission wichtig.

Dünyamız yalnızca evrenin küçük bir parçasıdır.

Unsere Welt ist nur ein kleiner Teil des Universums.

Bu ayin onların dinlerinin bir parçasıdır.

Dieser Ritus ist Teil ihrer Religion.

"Eski Ahit" Kutsal Kitabın ilk parçasıdır.

Das Alte Testament ist der erste Teil der Bibel.

"Yeni Antlaşma" Kutsal Kitabın ikinci parçasıdır.

Das "Neue Testament" ist der zweite Teil der Bibel.

Shetland Adaları Birleşik Krallığın bir parçasıdır.

Die Shetlandinseln sind Teil des Vereinigten Königreiches.

O, kit'in çok akıllı bir parçasıdır.

Es ist ein raffiniertes Stück Ausrüstung.

- Rusya; Avrupa'nın mı, Asya'nın mı bir parçasıdır?
- Rusya Avrupa'nın mı yoksa Asya'nın mı bir parçasıdır?

Ist Russland ein Teil von Europa oder Asien?

Kadınlar bir erkeğin hayatının en güzel parçasıdır.

Frauen sind der schönste Teil im Leben eines Mannes.

Origami için bütün ihtiyacınız bir kağıt parçasıdır.

Zum Origami braucht man nichts weiter als ein Blatt Papier.

Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır.

Konfrontationen sind Teil von Fadils Alltag.

Bu eski Fransız masa mobilyanın çok değerli bir parçasıdır.

Dieser alte französische Tisch ist ein sehr wertvolles Möbelstück.

- O faydalı bir bilgi parçası.
- O faydalı bir bilgi parçasıdır.

Das ist eine nützliche Information.

Kurbağa yumurtası mı, zıpkınla balık avlamak mı? Yiyecek her görevin önemli bir parçasıdır.

Essen wir den Froschlaich oder gehen wir speerfischen? Nahrung ist auf jeder Mission wichtig.

Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

Die Mathematik ist der Teil der Wissenschaft, den man weiter betreiben könnte, wenn man morgen aufwachen würde und entdecken würde, dass das Universum weg ist.

Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.

Aber das ist noch nicht das ganze Bild. Tatoeba ist nicht nur ein offenes, gemeinschaftliches, mehrsprachiges Sätzebuch. Es ist Teil eines Ökosystems, das wir aufbauen wollen.