Translation of "Müzisyen" in German

0.006 sec.

Examples of using "Müzisyen" in a sentence and their german translations:

Müzisyen misin?

Bist du Musiker?

- Bir müzisyen misiniz?
- Bir müzisyen misin?

- Bist du Musiker?
- Sind Sie Musiker?

- O müzisyen gibi bir şeydir.
- Müzisyen sayılır.

Er ist so etwas wie ein Musiker.

Tom bir müzisyen.

Tom ist Musiker.

Bir müzisyen misiniz?

Sind Sie Musiker?

İkiniz müzisyen misiniz?

- Seid ihr beiden Musiker?
- Seid ihr zwei Musiker?

- Tom bir parça müzisyen.
- Tom müzisyen gibi bir şey.

Tom hat was von einem Musiker.

Müzisyen, ailesini yoksul bıraktı.

Der Musiker hinterließ seine Familie in Armut.

O iyi bir müzisyen.

Er ist ein guter Musiker.

Ailemdeki ilk müzisyen benim.

Ich bin der erste Musiker in meiner Familie.

Tom'un müzisyen olduğunu düşündüm.

Ich dachte, Tom sei Musiker.

Bir müzisyen olmak isterim.

Ich möchte Musiker werden.

İyi bir müzisyen değildi.

Er war kein guter Musiker.

Büyüyüp ünlü bir müzisyen oldu.

Sie wuchs zu einer berühmten Musikerin heran.

Büyük bir müzisyen olduğunu kanıtladı.

Sie erwies sich als eine große Musikerin.

Yaşamdaki amacı bir müzisyen olmaktı.

Sein Lebensziel war es, ein Musiker zu werden.

O büyük bir müzisyen oldu.

Aus ihm ist ein großer Musiker geworden.

Tom gelecek vadeden bir müzisyen.

Tom ist ein aufstrebender Musiker.

Tom çok yetenekli bir müzisyen.

Tom ist ein außerordentlich begabter Musiker.

O bir müzisyen gibi görünüyor.

Er scheint Musiker zu sein.

Sen bir müzisyen değil misin?

Bist du nicht Musiker?

Tom iyi bir müzisyen değil.

Tom ist kein guter Musiker.

Onun müzisyen olan üç oğlu vardır.

Er hat drei Söhne, die Musiker geworden sind.

Onun ünlü bir müzisyen olduğunu biliyorum.

Ich weiß, dass er ein berühmter Musiker ist.

Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.

Er soll in seiner Jugend Musiker gewesen sein.

O, bir müzisyen olmakla gurur duyuyor.

- Er ist stolz, Musiker zu sein.
- Er ist stolz darauf, Musiker zu sein.

Tom'un müzisyen olan bir kızı var.

Tom hat eine Tochter, die Musikerin ist.

Tom klasik olarak eğitilmiş bir müzisyen

Tom ist ein klassisch ausgebildeter Musiker.

Tom iyi bir müzisyen, değil mi?

Tom ist ein guter Musiker, nicht wahr?

Ben onu bir müzisyen olarak çok düşünmüyorum.

Ich halte nicht viel von ihm als Musiker.

Tom, gelecek vaat eden genç bir müzisyen.

Tom ist ein vielversprechender junger Musiker.

Tom tam bir müzisyen olan komşusundan dolayı müzikle ilgileniyordu.

Tom begann, sich für Musik zu interessieren, weil sein Nachbar Musiker war.

Müzisyen hem Japonya hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük ilgi görüyor.

Der Musiker erfreut sich sowohl in Japan als auch in Amerika großer Beliebtheit.

Onun görüşüne göre, o şu ana kadar gördüğü en iyi müzisyen.

Ihrer Meinung nach ist er der beste Musiker, den sie je gesehen hat.