Translation of "Kum" in German

0.005 sec.

Examples of using "Kum" in a sentence and their german translations:

O kum.

Es ist Sand.

Kum sevmem.

Ich mag Sand nicht.

Kum sıcaktı.

Der Sand war warm.

- Plajdaki kum beyazdı.
- Sahildeki kum beyazdı.

Der Sand am Strand war weiß.

Plajda kum beyazdı.

Der Sand am Strand war weiß.

Yatağa kum getirme.

Trag keinen Sand ins Bett.

Kuru kum su emer.

- Trockener Sand absorbiert Wasser.
- Trockener Sand nimmt Wasser auf.

O biraz kum yedi.

Er aß etwas Sand.

Okyanusun dibinde kum vardır.

Es gibt Sand am Meeresgrund.

Gözüme biraz kum kaçtı.

- Ich habe Sand im Auge.
- Ich habe Sand in die Augen bekommen.

Tom ve Mary birlikte kum havuzunda oynadılar ve kum kaleler yaptılar.

Tom und Maria spielten zusammen im Sandkasten und bauten Sandburgen.

Denizdeki kum kadar parası vardı.

Sie hatte Geld wie Sand am Meer.

Askerler kum torbalarını kumla doldurdu.

- Die Soldaten füllten die Sandsäcke mit Sand.
- Die Soldaten befüllten die Sandsäcke mit Sand.

Gelgit, kum kaleyi yok etti.

Die Flut zerstörte die Sandburg.

Tom bir kum kale yaptı.

Tom baute eine Sandburg.

Kovada ne kadar kum var?

Wie viel Sand ist in dem Eimer?

Ama kazmaya yetecek kadar kum var.

Aber sandig genug zum Graben.

"Ben kumun cadısıyım." "Kum cadısı mı?"

„Ich bin die Hexe des Sandes.“ – „Die Sandhexe?“

Tom, çocukların kum kalesini imha etti.

Tom hat den Kindern ihre Sandburg kaputtgemacht.

Amcam bana bir kum saati verdi.

Mein Onkel gab mir eine Sanduhr.

Tom ve Mary birbirlerine kum attılar.

- Tom und Maria bewarfen sich mit Sand.
- Tom und Maria haben sich mit Sand beworfen.

- Kovayı kumla doldur.
- Kovaya kum doldur.

Füll den Eimer mit Sand.

- Yaşlı adam katırına çuvallar dolusu kum yükledi.
- Yaşlı adam katırına çuval çuval kum yükledi.

Der alte Mann belud sein Maultier mit Sandsäcken.

İşe başlayın. Bu kum torbaları kendileri dolmaz.

An die Arbeit! Die Sandsäcke füllen sich nicht von selbst!

Yüksek bir kum tepeciğinden bütün adayı görebildim.

Von der hohen Düne aus konnte ich die ganze Insel überblicken.

Kum o kadar sıcaktı ki ayaklarımı yaktı.

Der Sand war so heiß, dass wir uns die Füße verbrannt haben.

Tom'un kum kalesi gelgit tarafından yok edildi.

Toms Sandburg fiel den Gezeiten zum Opfer.

Onlar kum tepelerinin üzerinde çıplak ayakla yürüdüler.

Sie liefen barfuß über die Sanddünen.

Yine kum ve denize ihtiyacım var benim.

Ich brauche mal wieder Sand und Meer.

Ama biraz kum alıp bunu zımpara gibi kullanabilirsiniz.

Man kann aber etwas Sand nehmen und verstreuen.

Buza karşı yollara müdahale ederler ya? Kum kullanırlar.

Wie beim Streuen von Straßen gegen das Eis. Dort wird auch Sand verwendet.

Tom eğildi ve bir avuç dolusu kum aldı.

Tom bückte sich und hob etwas Sand hoch.

Bu, kum kale yapmak için iyi bir yer.

Hier kann man gut eine Sandburg bauen.

Tom ve Mary sahilde bir kum kalesi inşa ettiler.

Tom und Maria haben am Strand eine Sandburg gebaut.

Kum torbaları sele karşı korumak için geçici bir duvar inşa etmek için kullanılabilir.

Sandsäcke kann man verwenden, um eine provisorische Mauer zum Schutz gegen Hochwasser zu errichten.