Translation of "Karşılıklı" in German

0.005 sec.

Examples of using "Karşılıklı" in a sentence and their german translations:

Tartışma karşılıklı saygıya dayalıdır.

Diskussion setzt gegenseitigen Respekt voraus.

Bu karşılıklı anlaşmaya dayalıydı.

Es geschah in gegenseitigem Einvernehmen.

Bizim karşılıklı arkadaşlarımız var.

Wir haben gemeinsame Freunde.

Onun hisleri karşılıklı değildi.

Ihre Gefühle wurden nicht erwidert.

Dostluk karşılıklı güven gerektirir.

Freundschaft erfordert gegenseitiges Vertrauen.

Onlar karşılıklı anlaşmayla boşandılar.

Die Ehe wurde in beidseitigem Einverständnis geschieden.

- Bu sorun, karşılıklı yanlış anlamadan ortaya çıktı.
- Bu problem karşılıklı yanlış anlamadan doğdu.

Dieses Problem entstand aus einem beiderseitigen Missverständnis.

Tom'la Mary sahilde oturup karşılıklı konuştular.

Tom und Maria saßen am Strand und unterhielten sich.

- Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olması gerekir.
- Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.

Um eine Freundschaft aufrechtzuerhalten, bedarf es gegenseitiger Zuneigung.

Tom Mary'yi seviyor ama duygu karşılıklı değil.

Tom liebt Maria, doch beruht dies nicht auf Gegenseitigkeit.

Keyif, sevgi ve karşılıklı destek için bir kaynak olabilir.

Sie kann eine Quelle der Freude, Liebe und gegenseitiger Unterstützung sein.

Aralarında karşılıklı saygı ve sadakate dayalı özel bir bağ kuruldu

und es entstand eine besondere Bindung zwischen ihnen, die auf gegenseitigem Respekt und Loyalität beruhte.

Biz hedefe ulaşmak için karşılıklı yardımın gerekli olduğu sonucuna vardık.

Wir kamen zu dem Ergebnis, dass gegenseitige Hilfe wesentlich wäre, um das Ziel zu erreichen.

Hani karınla aslında iş yerindeyken çekildiğin karşılıklı attığın fotoğraflar var ya hani

Wissen Sie, es gibt Fotos, die Sie mit Ihrer Frau gemacht haben, als Sie bei der Arbeit waren

İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.

Mit andauerndem kulturellen Austausch zwischen den beiden Ländern vertiefte sich ihr gegenseitiges Verständnis noch weiter.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.

Die verschiedenen Kultarten, die es in der römischen Welt gab, wurden vom Volk als gleich wahr angesehen, von den Philosophen als gleich falsch und vom Magistrat als gleich nützlich. Und so sorgte Toleranz nicht nur für wechselseitige Nachsicht, sondern sogar für religiöse Eintracht.