Translation of "Ileriye" in German

0.005 sec.

Examples of using "Ileriye" in a sentence and their german translations:

...kendinizi ileriye itin.

um mich nach vorne zu stoßen.

İleriye bakmaya çalış.

Versuche nach vorn zu schauen!

İleriye, daha ileriye gittim ve gittikçe fark ettim ki

Ich beschäftigte mich immer weiter mit diesen Gebieten

Ben daha ileriye gidemem.

- Ich kann nicht weitergehen.
- Ich schaff es nicht weiterzugehen.

Onlar ileriye doğru süründü.

Sie krochen voran.

Tom ileriye gitmeyi denemedi.

Tom versuchte nicht, weiter zu kommen.

O, daha ileriye yürüyemedi.

- Er konnte nicht weiterlaufen.
- Er konnte nicht weitergehen.

Daha ileriye gitmemize gerek yok.

Wir brauchen nicht weiterzugehen.

Eğer ileriye gitmiyorsan geriye gidiyorsun.

Wer nicht vorwärts geht, der kommt zurücke!

O benden daha ileriye yüzebilir.

Sie kann weiter schwimmen als ich.

Daha ileriye gidemeyecek kadar çok yorgundu.

Er war zu müde, um weiterzulaufen.

Onlar ileriye doğru birkaç adım attılar.

Sie machten einige Schritte vorwärts.

Tom ileriye doğru bir adım attı.

Tom ging einen Schritt nach vorn.

İleriye bakmaya odaklanmalı ve bacak gücünüzü kullanarak...

Ich blicke nach vorne und verwende meine Beine,

O daha ileriye yürüyemeyecek kadar çok yorgundu.

Er war zu müde um weiterzugehen.

O, ileriye doğru en iyi yol olarak görünüyordu.

Es schien der beste Weg nach vorne zu sein.

Hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmalıdır.

Man kann das Leben nur rückwärts verstehen, aber man muss es vorwärts leben.

- Bu sefer çok ileriye gittiniz.
- Bu sefer haddinizi aştınız.

Diesmal bist du zu weit gegangen.

İleriye dönük gidişat hakkındaki her şey için endişelenmek istemedim.

All die Dinge, um die ich mich künftig nicht mehr kümmern wollte.

Hayatın çılgınlığı, ileriye doğru yaşamak ve geriye doğru anlamaktır!

Das Verrückte am Leben ist, dass man es vorwärts lebt und rückwärts versteht.

"İleriye doğru, mavi çelik kenarlara karşı zırh olmadan formasyona giriyoruz .

„Vorwärts gehen wir in Formation, ohne Panzerung gegen blaue Stahlkanten.

- Bu sefer, çok uzağa gittiniz.
- Bu sefer çok ileriye gittiniz.

Diesmal sind Sie zu weit gegangen.

Dünyanın döndüğü tarafa doğru ilerlersek bu sefer ileriye doğru gideriz zamanda

Wenn wir uns der Seite der Welt nähern, gehen wir diesmal rechtzeitig vorwärts

İkincisi de, sürekli ilerlemeye devam etmek. Canınız istemese bile emin bir şekilde ileriye gitmelisiniz.

Und zweitens: Immer weitergehen. Positiv weitermachen, auch wenn man keine Lust mehr hat.