Translation of "Elden" in German

0.007 sec.

Examples of using "Elden" in a sentence and their german translations:

Onları elden çıkarın.

- Vernichtet sie!
- Löscht sie aus!

Sanırım elden bir şey gelmez.

Da kann man wohl nichts machen.

O, arazisini elden çıkarmak istiyor.

Er möchte sein Grundstück veräußern.

Muhabir savaş hakkında ilk elden öğrendi.

- Die Reporterin erfuhr aus erster Hand von dem Krieg.
- Der Reporter erfuhr aus erster Hand von dem Krieg.

O kürk ceketini elden çıkarmak zorundaydı.

Sie musste sich von ihrem Pelzmantel trennen.

Biz sadece elden birakırız, insanlara değil.

Wir lassen nur die Hand los, nicht den Menschen.

-Ya sen Uruguay'da ne yapıyorsun? -Elden ne geliyorsa.

-Und du, in Uruguay? -Wir tun, was geht.

- Ben elden ağıza yaşıyorum.
- Ben zar zor geçiniyorum.

Ich lebe von der Hand in den Mund.

- Erken uyarılan erken önlem alır.
- Tedbiri elden bırakma.

Bist du gewarnt, bist du gewappnet.

üzücü bir durum ama elden gelir bir şey yok

eine traurige Situation, aber nichts ist verfügbar

- O kitaplarını elden çıkarmak istiyor.
- O, kitaplarını satmak istiyor.

Er möchte seine Bücher loswerden.

Ve Hristiyanlık dinine bir saygısızlık olmasın diye elden gelen bütün imkanlar yapılmıştı

und alle Möglichkeiten wurden gemacht, damit es keine Missachtung der christlichen Religion gab.