Translation of "Duyabiliyordu" in German

0.003 sec.

Examples of using "Duyabiliyordu" in a sentence and their german translations:

Jim onun kime telefon ettiğini duyabiliyordu.

Jim konnte hören wen sie anrief.

Tom Mary'yi duyabiliyordu, ama onu göremiyordu.

Tom konnte Mary hören, aber er konnte sie nicht sehen.

Tom Mary'yi yan odada konuşurken duyabiliyordu.

Tom konnte Mary im Nebenzimmer reden hören.

Tom Mary'nin ne söylediğini güçlükle duyabiliyordu.

Tom konnte kaum hören, was Mary sagte.

Mary Tom'un duşta şarkı söylediğini duyabiliyordu.

- Maria konnte Tom unter der Dusche singen hören.
- Maria konnte Tom beim Singen unter der Dusche hören.

Tom Mary'nin bitişik odada hıçkırarak ağladığını duyabiliyordu.

Tom konnte Maria im Nebenzimmer schluchzen hören.

Tom, Mary'nin yan odada yüksek sesle horlamasını duyabiliyordu.

Tom konnte Maria im Zimmer nebenan laut schnarchen hören.

Tom evinin önünde bir kargaşa duyabiliyordu, bu yüzden neler olduğunu görmek için dışarı çıktı.

Tom vernahm einen Aufruhr vor seinem Haus und begab sich daher nach draußen, um zu sehen, was vor sich ging.