Translation of "Ağladığını" in English

Ağladığını duydum.

I heard you crying.

Ağladığını gördüm.

I saw you crying.

Asla ağladığını görmedim.

I've never seen you cry.

Tom'un ağladığını gördüm.

- I saw Tom crying.
- I saw Tom cry.

Tom'un ağladığını söyleyebilirim.

- I could tell that Tom had been crying.
- I could tell Tom had been crying.

Onun ağladığını gördüm.

I saw him crying.

Kızının ağladığını gördüm.

I saw his daughter was crying.

Ağladığını görmeye dayanamadım.

I couldn't stand to see you cry.

Onların ağladığını gördüm.

I saw them crying.

Hıçkırarak ağladığını duydum.

I heard you sobbing.

Tom'un ağladığını duyduk.

We heard Tom crying.

Tom ağladığını söyledi.

Tom said that he cried.

- Tom Mary'nin ağladığını görebilir.
- Tom, Mary'nin ağladığını görebiliyordu.

Tom could see that Mary was crying.

- O, ona niçin ağladığını sordu.
- Ona neden ağladığını sordu.

He asked her why she was crying.

- Tom bana ağladığını söyledi.
- Tom bana senin ağladığını söyledi.

- Tom told me you cried.
- Tom told me that you cried.

Onun ağladığını unutmaya çalıştım.

I tried to forget that she had cried.

Tom'un ağladığını hiç görmedim.

- I've never seen Tom cry.
- I've never seen Tom cry before.

Tom Mary'nin ağladığını gördü.

Tom saw Mary crying.

Onun ağladığını hiç görmemiştim.

I had never seen him cry.

Bebeğin neden ağladığını bilmiyorum.

I don't know why the baby is crying.

Mary'ye neden ağladığını sorduk.

We asked Mary why she was crying.

Tom'a neden ağladığını sordum.

I asked Tom why he was crying.

Anne bebeğinin ağladığını duyabilir.

The mother can hear her baby cry.

Bana neden ağladığını söyle.

Tell me why you're crying.

Tom'un ağladığını duyabildin mi?

Could you hear Tom crying?

Ona neden ağladığını sordum.

I asked him why he was crying.

Onun neden ağladığını bilmiyorum.

I don't know why he's crying.

Tom'un hıçkırarak ağladığını duydum.

I heard Tom sobbing.

Onların ağladığını hiç görmedim.

I've never seen them cry.

Onun ağladığını hiç görmedim.

- I've never seen you cry.
- I've never seen him cry.
- I never saw him cry.

Onun hıçkırarak ağladığını duydum.

- I heard you sobbing.
- I heard him sobbing.

Tom Mary'nin ağladığını söyleyebilir.

Tom could tell that Mary had been crying.

Tom Mary'nin ağladığını duyabildi.

Tom could hear Mary crying.

Tom'un ağladığını görmek istiyorum.

I want to see Tom cry.

Ona niçin ağladığını sordu.

She asked him why he was crying.

Tom'un niçin ağladığını düşünüyorsun?

Why do you think Tom was crying?

Tom, Mary'nin ağladığını duydu.

Tom heard Mary crying.

Tom'un ağladığını gördüğümü sanmıyorum.

- I don't think I've ever seen Tom cry.
- I don't think that I've ever seen Tom cry.

Tom'un ağladığını hiç duymadım.

I've never heard Tom cry.

Birinin ağladığını duydun mu?

Did you hear anyone crying?

Tom'un ağladığını duyduğumu sanmıştım

- I thought I heard Tom crying.
- I thought that I heard Tom crying.

Tom Mary'nin ağladığını söyledi.

- Tom said Mary was crying.
- Tom said that Mary was crying.

Tom'un ağladığını biliyor muydun?

Did you know Tom was crying?

Tom'un neden ağladığını biliyorum.

I know why Tom cried.

Tom ağladığını itiraf etti.

- Tom admitted that he cried.
- Tom admitted he cried.

Tom neden ağladığını biliyor.

Tom knows why you cried.

Tom ağladığını inkar etmiyor.

Tom doesn't deny crying.

Tom ağladığını itiraf ediyor.

- Tom admits he's cried.
- Tom admits that he's cried.

Tom bana ağladığını söyledi.

- Tom told me he cried.
- Tom told me that he cried.

Tom, Mary'nin ağladığını biliyordu.

Tom knew that Mary was crying.

Tom Mary'nin ağladığını görmedi.

Tom didn't see Mary crying.

Tom, Mary'nin ağladığını biliyor.

Tom knows that Mary cried.

Tom Mary'nin ağladığını söylüyor.

Tom says that Mary cried.

Tom, Mary'nin ağladığını söyledi.

Tom said that Mary cried.

Tom Mary'nin ağladığını biliyor.

- Tom knows that Mary cried.
- Tom knows Mary cried.

Tom'un odasında ağladığını duydum.

I heard Tom crying in his room.

Tom Mary'nin ağladığını bilmiyordu.

- Tom didn't know Mary cried.
- Tom didn't know that Mary cried.

Acı şekilde ağladığını duymaya katlanamam.

- I can't abide hearing you cry so bitterly.
- I cannot abide hearing you cry so bitterly.

Çocuk bana niçin ağladığını söyledi.

The boy told me why he was crying.

Tom Mary'ye niçin ağladığını sordu.

Tom asked Mary why she was crying.

Bana onun neden ağladığını söyleyin.

- Tell me why she is crying.
- Tell me why she's crying.

Tom, Mary'nin ağladığını fark etti.

- Tom noticed Mary was crying.
- Tom noticed that Mary was crying.

Küçük bir kızın ağladığını duydum.

I heard a little girl crying.

Senin ağladığını görmek kalbimi kırar.

It breaks my heart to see you crying.

Tom her gün ağladığını söyledi.

- Tom said he cried every day.
- Tom said that he cried every day.

Tom bütün gece ağladığını söyledi.

- Tom said he cried all night.
- Tom said that he cried all night.

Tom, Mary'nin niçin ağladığını bilmiyor.

Tom doesn't know why Mary was crying.

Hiç Tom'un ağladığını gördün mü?

Have you ever seen Tom cry?

Lütfen bana neden ağladığını söyle.

Please tell me why you're crying.

Bana ne hakkında ağladığını söyle.

Tell me what you're crying about.

Tom'un neden ağladığını biliyor musun?

- Do you know the reason why Tom was crying?
- Do you know why Tom is crying?

Tom Mary'nin ağladığını fark etmedi.

Tom didn't notice that Mary was crying.

Tom Mary'nin neden ağladığını bilmiyor.

Tom doesn't know why Mary is crying.

Tom'un neden ağladığını merak ediyorum.

I wonder why Tom cried.

Tom Mary'nin ağladığını gördüğünde şaşırmıştı.

Tom was surprised when he saw Mary crying.

Tom artık Mary'nin ağladığını düşünmüyordu.

Tom didn't think Mary was crying anymore.

Tom, Mary'nin ağladığını gördüğünü söyledi.

- Tom said that he saw Mary crying.
- Tom said he saw Mary crying.

Tom dün Mary'nin ağladığını gördü.

Tom saw Mary crying yesterday.

Tom, Mary'nin ağladığını duyduğunu söyledi.

- Tom said he heard Mary crying.
- Tom said that he heard Mary crying.

Tom, Mary'nin neden ağladığını biliyor.

Tom knows why Mary is crying.

Tom Mary'nin ağladığını gördüğünü söylüyor.

Tom says he saw Mary crying.

Tom Mary'nin şimdi ağladığını söyledi.

- Tom said Mary is crying now.
- Tom said that Mary is crying now.

Tom, Mary'nin nadiren ağladığını söylüyor.

Tom says Mary seldom cries.

Tom, Mary'nin nadiren ağladığını söyledi.

- Tom said Mary seldom cries.
- Tom said that Mary seldom cries.

Tom Mary'nin neden ağladığını biliyor.

Tom knows why Mary cried.

Tom'un neden ağladığını bana söyle.

Tell me why Tom is crying.

Sami, Leyla'nın hiç ağladığını görmedi.

Sami didn't see Layla cry at all.

Prens küçük kıza neden ağladığını sordu.

The prince asked the little girl why she was crying.

O, kızının ağladığını bir bakışta gördü.

He saw at a glance that his daughter had been crying.

Lütfen Tom'un ağladığını görmesine izin verme.

Please don't let Tom see you crying.

Sadece Tom'un ağladığını görmekten nefret ediyorum.

I just hate to see Tom cry.

Tom arkadaşlarının kendisinin ağladığını görmesini istemiyordu.

Tom didn't want his friends to see him cry.

Ben, kızın yardım için ağladığını duydum.

I heard the girl crying for help.