Translation of "Avrupa'ya" in German

0.007 sec.

Examples of using "Avrupa'ya" in a sentence and their german translations:

- Kaç kez Avrupa'ya gittin?
- Kaç kere Avrupa'ya gittin?
- Kaç defa Avrupa'ya gittin?

Wie oft warst du schon in Europa?

Onlar Avrupa'ya gittiler.

Sie sind nach Europa gegangen.

O, Avrupa'ya taşındı.

Er ist nach Europa gezogen.

Avrupa'ya gitmeyi düşünüyorum.

Ich denke daran, nach Europa zu gehen.

Papalığın Avrupa'ya hakim olduğu

Das Papsttum dominiert Europa

Sibirya yoluyla Avrupa'ya uçtu.

Sie flog über Sibirien nach Europa.

O, Avrupa'ya geziye gitti.

Er unternahm eine Reise nach Europa.

Haziranda Avrupa'ya geri geliyoruz.

Wir kommen im Juni nach Europa zurück!

Amerika yoluyla Avrupa'ya gittim.

Ich reiste via Amerika nach Europa.

Avrupa'ya gitmemeye karar verdik.

Ich beschloss, nicht nach Europa zu fliegen.

Avrupa'ya ne zaman gideceksin?

Wann gehst du nach Europa?

Yaz için planım Avrupa'ya gitmektir.

- Ich plane, im Sommer nach Europa zu reisen.
- Ich habe vor, im Sommer nach Europa zu gehen.
- Mein Plan für den Sommer besteht darin, nach Europa zu reisen.

Ben önümüzdeki hafta Avrupa'ya gidiyorum.

Ich gehe nächste Woche nach Europa.

Sık sık Avrupa'ya seyahatler yaparlar.

Sie reisen häufig nach Europa.

Gelecek hafta Avrupa'ya seyahat edeceğim.

Nächste Woche werde ich in Europa herumreisen.

Birçok mülteci Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyor.

Viele Flüchtlinge versuchen nach Europa zu gelangen.

O, Amerika yoluyla Avrupa'ya gitti.

Er ging über Amerika nach Europa.

Avrupa'ya hiç gitmedin, değil mi?

- Du warst noch nie in Europa, nicht wahr?
- Sie waren noch nie in Europa, nicht wahr?

Tom, Avrupa'ya bir gezi planlıyor.

Tom plant eine Europareise.

Gelecek hafta Avrupa'ya hareket etmeyi planlıyorum.

Ich plane, in der nächsten Woche nach Europa abzureisen.

Afrika Avrupa'ya sığır eti ihraç ediyor.

Afrika exportiert Rindfleisch nach Europa.

Özel bir görev için Avrupa'ya gönderildi.

Er wurde in einer speziellen Mission nach Europa geschickt.

O geçen ay Avrupa'ya gezi yaptı.

Letzten Monat ist sie nach Europa gereist.

Avrupa'ya gitmek yerine Amerika'ya gitmeye karar verdim.

- Statt nach Europa zu fahren, habe ich mich für Amerika entschieden.
- Ich habe mich entschlossen, statt nach Europa nach Amerika zu reisen.

Tom ve Mary, Avrupa'ya bir yolculuk planlıyorlar.

Tom und Maria planen eine Europareise.

Ama neredeyse Avrupa'ya kadar bağlantı olduğu iddia ediliyor

aber angeblich bis nach Europa

Birçok mülteci, Avrupa'ya ulaşmak için hayatlarını tehlikeye attı.

Viele Flüchtlinge haben ihr Leben riskiert, nach Europa zu gelangen.

En son bir yıl önce, biz Avrupa'ya gittik.

Wir waren vorletztes Jahr in Europa.

Az sayıda fil Avrupa'ya gitmek için gönüllü olurdu.

Wenige Elefanten würden freiwillig nach Europa wandern.

- Birçok göçmen Balkanlar üzerinden Yunanistan'dan Batı Avrupa'ya seyahat ediyor.
- Birçok göçmen, Yunanistan ve Balkanlar üzerinden Batı Avrupa'ya yolculuk ediyor.

Viele Flüchtlinge ziehen über Griechenland und den Balkan nach Westeuropa.

Oradan aldıkları baharat ve ipekleri de Batı Avrupa'ya sattılar.

wo sie Gewürze und Seide kauften, um sie nach Westeuropa zu verkaufen.

Rusya'nın Avrupa'ya olan doğalgaz ihracatının yaklaşık yüzde sekseni Ukrayna'dan geçer.

Rund achtzig Prozent der russischen Gasexporte nach Europa nehmen ihren Weg durch die Ukraine.

Binlerce göçmen Avrupa'ya ulaşmak için her ay Akdeniz'i geçmeye çalışıyorlar.

Tausende von Migranten versuchen jeden Monat, über das Mittelmeer nach Europa zu gelangen.

Bir hafta önce Avrupa'ya gitmek için yola çıktı. Yani 10 mayısta.

Er ist vor einer Woche, also am zehnten Mai, nach Europa abgereist.

Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.

Die Existenz von Nationalstaaten gewährte Europa einen großen Vorteil gegenüber der übrigen Welt.

2015 yılında şimdiye kadar 2.500'den daha fazla insan Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken öldü.

2015 sind bisher 2500 Menschen bei dem Versuch, Europa zu erreichen, ums Leben gekommen.