Translation of "Avrupa'da" in German

0.017 sec.

Examples of using "Avrupa'da" in a sentence and their german translations:

O, Avrupa'da!

Sie sind in Europa!

Avrupa'da yaşıyorum.

Ich lebe in Europa.

Avrupa'da teyzeme rastladım.

Ich bin in Europa zufällig meiner Tante begegnet.

Avrupa'da yaşamak istiyorum.

Ich würde gerne in Europa leben.

Kuzeni Avrupa'da yaşıyor.

- Ihr Cousin lebt in Europa.
- Ihre Cousine lebt in Europa.

O, Avrupa'da dolaştı.

Sie reiste durch Europa.

Avrupa'da hiç bulunmadım.

Ich war noch nie in Europa.

- Onlar Avrupa'da yetkiye sahipler.
- Onların Avrupa'da otoriteleri var.

Die haben Autorität in Europa.

- Avrupa'da hiç piramit yok.
- Avrupa'da hiç köpyak yoktur.

In Europa gibt es keine Pyramiden.

Avrupa'da bilimsel devrim zamanı.

eine Zeit der wissenschaftlichen Revolution in Europa.

Ne sıklıkta Avrupa'da bulundun?

Wie oft bist du in Europa gewesen?

İki kez Avrupa'da bulundum.

Ich bin zweimal in Europa gewesen.

Biz Avrupa'da buna sahibiz.

Wir haben das nicht in Europa.

Dizel araçlar Avrupa'da popülerdir.

Dieselfahrzeuge sind in Europa weitverbreitet.

Dizel arabalar Avrupa'da popülerdir.

Dieselfahrzeuge sind in Europa weitverbreitet.

Avrupa'da hiç piramit yok.

In Europa gibt es keine Pyramiden.

Avrupa'da savaş sona erdi

Der Krieg in Europa endete.

Döner kebap, Avrupa'da popülerdir.

Döner kebap ist in Europa beliebt.

Avrupa'da kaç dil konuşuluyor?

Wie viele Sprachen spricht man in Europa?

Polonya, Orta Avrupa'da bulunmaktadır.

Polen liegt in Mitteleuropa.

Macaristan Orta Avrupa'da bulunuyor.

Ungarn liegt in Mitteleuropa.

Avrupa'da kaç ülke vardır?

Wie viele Länder gibt es in Europa?

- Hitler Doğu Avrupa'da lebensraum istedi.
- Hitler Doğu Avrupa'da yaşam alanı istedi.

Hitler forderte Lebensraum in Osteuropa.

Avrupa'da ki insanlar şunu söylüyor

Die Leute in Europa sagen

Avrupa'da okul Eylül ayında başlar.

In Europa fängt die Schule im September an.

Avrupa'da kaç tane dil var?

Wie viele Sprachen gibt es in Europa?

Biz ona Avrupa'da sahip değiliz.

- Das haben wir in Europa nicht.
- Wir haben das nicht in Europa.

Avusturya, Orta Avrupa'da yer almaktadır.

Österreich liegt in Mitteleuropa.

Bu hayvanlardan bazıları Avrupa'da yaşar.

Einige dieser Tiere leben in Europa.

Bu yaz Avrupa'da bisikletle dolaşacağım.

- Ich reise in diesem Sommer mit dem Fahrrad durch Europa.
- In diesem Sommer reise ich mit dem Fahrrad durch Europa.

Avrupa'da birçok eski şato vardır.

In Europa gibt es viele alte Schlösser.

Orta Avrupa'da birkaç yıl barış vardı:

Einige Jahre lang herrschte Frieden in Mitteleuropa:

Avrupa'da Tokyo kadar büyük şehir yoktur.

Es gibt keine Stadt in Europa, die so groß ist wie Tokio.

O pek çok kez Avrupa'da bulundu.

Er war mehrere Male in Europa gewesen.

Adams, savaş yıllarının çoğunu Avrupa'da geçirdi.

Adams verbrachte die meisten Kriegsjahre in Europa.

Avrupa'da birçok Orta çağ kaleleri vardır.

Es gibt viele mittelalterliche Burgen in Europa.

- Avrupa'da hiçbir şehir Tokyo kadar kalabalık değildir.
- Avrupa'da Tokyo kadar çok nüfuslu hiçbir şehir yoktur.

Keine Stadt in Europa ist so dicht bevölkert wie Tokio.

Avrupa'da ilk bizim gibi karşıladı bu durumu.

Er traf diese Situation wie die erste in Europa.

İspanya batı avrupa'da ikinci en büyük ülkedir.

Spanien ist das zweitgrößte Land Westeuropas.

Avrupa'da, ziyaret etmek istediğim birçok ülke var.

Es gibt viele Länder in Europa, die ich mal besuchen möchte.

Gonzales Avrupa'da tüm çalışanlarına bir bisiklet sunuyor.

Gonzales schenkt allen seinen Angestellten in Europa ein Fahrrad.

Avrupa'da bir iş bulmak, zor, ama mümkündür.

In Europa ist es zwar schwer, aber möglich, Arbeit zu finden.

İngilizce yavaşça ama emin adımlarla Avrupa'da önemini yitiriyor.

Langsam, aber sicher verliert die englische Sprache in Europa an Bedeutung.

Tom burada ne yapıyor? Onun Avrupa'da olduğunu sanıyordum.

Was macht Tom denn hier? Ich dachte, der wäre in Europa.

Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.

Der Sänger ist nicht nur in Japan berühmt, sondern auch in Europa.

Uygar Avrupa'da, boğalar eğlence için hala işkence edilip öldürülüyorlar.

Im ach so zivilisierten Europa werden noch immer Stiere gefoltert und zum Spaß getötet.

Deniz blokajları kıtlığa neden olmaya başlamıştı. Avrupa'da yiyecek ve yakıt ...

Flottenblockaden begannen, Engpässe zu verursachen von Essen und Treibstoff in ganz Europa ...

Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.

Isadora Duncan tanzte mit solcher Anmut, dass sie für einen Auftritt nach Europa eingeladen wurde.