Translation of "Dolaştı" in German

0.003 sec.

Examples of using "Dolaştı" in a sentence and their german translations:

O, Japonya'da dolaştı.

Sie reiste in Japan herum.

Yaya olarak dolaştı.

- Ich reiste zu Fuß.
- Ich reiste per pedes.

O, Avrupa'da dolaştı.

Sie reiste durch Europa.

- Oğlunu arayarak caddeleri dolaştı.
- Oğlunu arayarak sokakları dolaştı.

Er lief durch die Straßen und suchte seinen Sohn.

Gemi burnun etrafını dolaştı.

Das Schiff umsegelte das Kap.

O, yabancı ülkelerde dolaştı.

Sie hat fremde Länder bereist.

Tiberio sahilde çevreyi dolaştı.

Tiberio machte einen Strandspaziergang.

Oğlunu arayarak caddeleri dolaştı.

Er lief durch die Straßen und suchte seinen Sohn.

Kurt tavşanın çevresini dolaştı.

Der Wolf umkreiste das Kaninchen.

Turistler dükkanların etrafında dolaştı.

Die Touristen streiften um die Geschäfte herum.

İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı.

Die beiden Jungs reisten quer durch das Land.

Tom ve Mary birlikte çevreyi dolaştı.

Tom und Maria gingen zusammen spazieren.

- Tom dolaştı.
- Tom esas konudan ayrıldı.

- Tom ist davon abgekommen.
- Tom ging davon.

O sabah Mary bütün köyü dolaştı.

An diesem Morgen ging Maria eine Runde um das gesamte Dorf.

Parkta bazıları bankta oturdu ve diğerleri dolaştı.

Im Park saßen einige auf Bänken, und andere spazierten umher.

- Haber Avrupa genelinde yayıldı.
- Haber tüm Avrupa'yı dolaştı.

Die Nachricht verbreitete sich in ganz Europa.

Maskesiz şekilde dolaştı. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Öldü.

Er wanderte ohne Maske. Weißt du was als nächstes passiert ist? Er ist tot.

Belediye başkanının istifasıyla ilgili haberler hızlı bir şekilde dolaştı.

Die Kunde vom Rücktritt des Bürgermeisters verbreitete sich rasch.

Neredeyse yok etmek üzereler. Çin devlet başkanı ise Wuhan sokaklarında dolaştı.

Sie sind fast im Begriff zu zerstören. Der chinesische Präsident wanderte durch die Straßen von Wuhan.