Translation of "Çaktırmadan" in German

0.002 sec.

Examples of using "Çaktırmadan" in a sentence and their german translations:

O, çaktırmadan kıza baktı.

Er warf einen Blick auf das Mädchen.

- O, sınıftan sıvıştı.
- Çaktırmadan sınıftan kaçtı.

Er ist aus dem Klassenzimmer davongeschlichen.

- Mary gizlice evden çıktı.
- Mary çaktırmadan evden dışarı çıktı.

Maria schlich sich aus dem Haus.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.

Langsam hatte Alice die Nase voll davon, neben ihrer Schwester auf der Bank zu sitzen und nichts zu tun zu haben: ein zweimal hatte sie einen Blick auf das Buch geworfen, das ihre Schwester las, doch es enthielt weder Abbildungen noch Dialoge; "und wozu taugt ein Buch", dachte Alice, "ohne Abbildungen oder Dialoge?"