Translation of "Alice" in German

0.015 sec.

Examples of using "Alice" in a sentence and their german translations:

Alice gülümsedi.

Alice lächelte.

Alice odasına koştu.

Elke huschte in ihr Zimmer.

Alice odamda uyuyor.

Elke schläft gerade in meinem Zimmer.

Alice benim annemdir.

Alice ist meine Mutter.

Alice muhtemelen gelebilir.

Alice kommt möglicherweise.

Alice, köpeği görmedi.

Alice hat den Hund nicht gesehen.

Alice umurumda değil.

Elke ist mir egal.

Alice pazara yürümedi.

Elke ist nicht zu Fuß zum Markt gegangen.

Mary'yi Alice sanmıştım.

Ich habe Maria mit Elke verwechselt.

Alice uzun yoldan kaydı.

Alice rutschte die lange Rutsche hinunter.

Alice, Eric'e karşı sadakatsizdi.

Liisa war Eero untreu.

Alice kız kardeşini dinlemiyordu.

Elke hörte ihrer Schwester nicht zu.

Alice sert annesinden korkmuştu.

Alice fürchtete sich vor ihrer strengen Mutter.

Alice "Mary?" diye fısıldadı.

„Maria?“ flüsterte Elke.

"Mary sevimlidir." "Alice de."

„Maria ist süß.“ – „Elke aber auch.“

Mary Alice kadar güzeldir.

Maria ist genauso hübsch wie Elke.

Mary ve Alice eltidir.

Maria und Elke sind Schwägerinnen.

- Alice saat onda yatağa gitti.
- Alice saat onda yatmaya gitti.

- Elke ging um zehn Uhr schlafen.
- Elke ging um zehn ins Bett.

Alice çok güzel bacaklara sahip.

Alice hat atemberaubende Beine.

Alice şu anda tenis oynuyor.

Alice spielt gerade Tennis.

Mary ve Alice kız kardeştir.

Maria und Elke sind Schwestern.

Mary ve Alice kardeş değiller.

Maria und Elke sind keine Schwestern.

Alice konuşuyorken John sözünü kesti.

Johannes redete dazwischen, als Elke sprach.

Mary ve Alice, Tom'un yeğenleri.

Maria und Elke sind Toms Nichten.

Mary Alice kadar güzel değil.

Maria ist nicht so schön wie Elke.

Mary ve Alice kardeş gibiydiler.

Maria und Alice waren wie Schwestern.

Mary ve Alice, kardeş gibiler.

Maria und Elke sind wie Schwestern.

Mary ve Alice, Tom'un kızlarıdır.

Maria und Elke sind Toms Töchter.

Mary ve Alice Tom'un teyzeleridir.

Maria und Elke sind Toms Tanten.

Mary ve Alice akıllı kadınlardır.

- Maria und Elke sind kluge Frauen.
- Maria und Elke sind intelligente Frauen.

Mary ve Alice kardeş gibi görünüyor.

Maria und Elke sehen aus wie Schwestern.

Alice hoş kokulu bir parfüm kullanıyor.

Alice trägt ein süßes Parfum.

Mary ve Alice kardeşmiş gibi davrandılar.

Maria und Elke taten so, als wären sie Schwestern.

Mary ve Alice uygun kıyafetler giydi.

Maria und Elke waren zueinander passend gekleidet.

Jack, Jill ve Alice tepeye tırmandılar.

Hans, Julia und Elke stiegen auf den Hügel.

Alice, toplantıda mevcut değildi, değil mi?

Alice war beim Meeting nicht anwesend, oder?

Mary ve Alice kız kardeş mi?

Sind Maria und Elke Schwestern?

Mary ve Alice gerçekten kardeş mi?

Sind Maria und Elke wirklich Schwestern?

Mary Alice kadar çok makyaj yapmaz.

Maria schminkt sich nicht so sehr wie Elke.

Mary ve Alice tek yumurta ikizidir.

Maria und Elke sind eineiige Zwillinge.

Mary ve Alice, Tom'un kız kardeşleridir.

Maria und Elke sind Toms Schwestern.

Mary ve Alice normal genç kızlardır.

Maria und Elke sind ganz normale heranwachsende Mädchen.

Tom ve Mary kızlarına Alice adını verdiler.

Tom und Maria nannten ihre Tochter Elke.

Tom Mary'ye John'u Alice ile gördüğünü söyledi.

Tom sagte Maria, er habe Johannes mit Elke zusammen gesehen.

Alice, geçen Pazardan beri soğuk algınlığı geçiriyor.

Alice hat seit dem letzten Sonntag eine Erkältung.

Tom Mary'nin Alice kadar güzel olduğunu düşünmüyor.

Tom findet Maria nicht so hübsch wie Elke.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi sınıfta.

Tom, Maria, Johannes und Elke sind im Klassenzimmer.

Tom, Mary, John ve Alice aynı sınıfta.

Tom, Maria, Johannes und Elke gehen in dieselbe Klasse.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Boston'lu.

Tom, Maria, Johannes und Elke kommen alle aus Boston.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Kanadalı.

Tom, Maria, Johannes und Elke sind alle Kanadier.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi oradaydı.

Tom, Maria, Johannes und Elke waren alle da.

Tom Mary'yi boşadı ve Alice ile evlendi.

Tom hat sich von Maria scheiden lassen und Elke geheiratet.

Tom, Mary'yi boşayıp Alice ile evlenmek istiyordu.

Tom wollte sich von Maria scheiden lassen und Elke heiraten.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi yüzebilirler.

Tom, Maria, Johannes und Elke können alle schwimmen.

Mary ve Alice bana sevgililerinin resimlerini gösterdi.

Maria und Elke zeigten mir Bilder von ihren Freunden.

Tom ve Mary kızlarına Alice adını koyacaklar.

Tom und Maria wollen ihre Tochter Elke nennen.

Mary ve Alice bana kocalarının resimlerini gösterdi.

Maria und Elke zeigten mir Bilder von ihren Ehegatten.

Mary ve Alice aynı erkeğe aşık oldular.

Maria und Elke verliebten sich in denselben Mann.

Mary ve Alice arasında nasıl seçim yapabilirim?

Wie könnte ich zwischen Maria und Elke wählen?

Tom Mary'den ayrıldıktan sonra Alice ile çıkmaya başladı.

Nachdem er sich von Maria getrennt hatte, ging Tom eine Beziehung mit Elke ein.

Tom, Mary John ve Alice masanın etrafına oturtuldular.

Tom, Maria, Johannes und Elke saßen um den Tisch herum.

Mary ve Alice her zaman benzer giysiler giyiyor.

Maria und Adelheid tragen immer ähnliche Kleider.

Mary ve Alice sık sık aynı şeyi giyiyor.

Maria und Adelheid tragen oft die gleichen Sachen.

Alice dün orada olabilir, ama biz onu görmedik.

Alice war gestern vielleicht da, aber wir haben sie nicht gesehen.

Tom ve Mary'nin Alice adında bir kızları var.

Tom und Maria haben eine Tochter mit Namen Elke.

Tom hem Mary hem de Alice ile çıktı.

Tom war schon sowohl mit Maria als auch mit Elke zusammen.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Fransızca konuşabilir.

Tom, Maria, Johannes und Elke können alle Französisch.

Tom, Mary, John ve Alice buraya birlikte geldi.

Tom, Maria, Johannes und Elke kamen zusammen her.

Tom Mary ve John'ın Alice hakkında konuştuğunu duydu.

Tom hörte, wie Maria und Johannes über Elke sprachen.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi onu yapabilir.

Tom, Maria, Johannes und Elke können das alle.

Tom, Mary, John ve Alice ateşin etrafında oturdular.

Tom, Maria, Johannes und Elke saßen im Kreis am Feuer.

Mary ve Alice sıklıkla kız kardeşleri ile karıştırılırlar.

Maria und Elke werden oft fälschlicherweise für Schwestern gehalten.

Geçen gün John ve Alice bakarken Tom Mary'yi öptü.

Tom küsste Maria, als Johannes und Elke gerade nicht hinsahen.

Tom, Mary, John Alice ve ben birlikte şarkı söylerdik.

Tom, Maria, Johannes, Elke und ich haben früher immer zusammen gesungen.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi dans etmekten hoşlanır.

Tom, Maria, Johannes und Elke tanzen alle gern.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi dans etmeyi sever.

Tom, Maria, Johannes und Elke tanzen alle gern.

Tom, Mary'nin John'un bunu Alice ile yaptığını düşünmediğini söyledi.

Tom sagte, Maria glaube nicht, dass Johannes das mit Elke getan habe.

Önce Tom'u kim öptü, Mary mi yoksa Alice mi?

Wer hat Tom zuerst geküsst – Maria oder Elke?

Alice şiddetli bir baş ağrısı yüzünden işten eve erken döndü.

Alice kam früh von der Arbeit zurück mit schweren Kopfschmerzen.

Tom ve Mary geceyi John ve Alice ile konuşarak geçirdi.

Tom und Maria unterhielten sich die ganze Nacht lang mit Johannes und Elke.

Kimin daha sevimli olduğunu düşünüyorsun, Mary mi yoksa Alice mi?

- Findest du Maria süßer oder Elke?
- Wen von beiden findest du süßer? Maria oder Elke?

Mary ve Alice yasal olarak evli aynı cinsten bir çift.

Mary und Alice sind ein rechtmäßig verheiratetes gleichgeschlechtliches Paar.

Hem Mary hem de Alice kendilerinden daha genç adamlarla evlendiler.

Maria hat ebenso wie Elke einen Jüngeren geheiratet.

Tom ve Mary John ve Alice ile birlikte pikniğe gitti.

Tom und Maria sind mit Johannes und Elke picknicken gegangen.

Tom bana "Alice önceki gün Mary'yi gördü mü?" diye sordu.

Tom fragte mich: „Hat Elke vorgestern Maria gesehen?“

Tom, Mary, John ve Alice arkadaşlar. Onlar çocukluklarından beri birbirlerini tanımaktadır.

- Tom, Maria, Johannes und Elke sind untereinander befreundet. Die kennen sich schon seit ihrer Kindheit.
- Tom, Maria, Johannes und Elke sind untereinander befreundet. Die kennen sich schon seit ihren Kindertagen.

Gerçekten bir Alice vardı, fakat Harikalar Diyarı hayal gücünün bir uydurmasıdır.

Alice hat wirklich existiert, aber das Wunderland ist eine Einbildung.

Tom cuma gecesi Mary ile ve cumartesi gecesi Alice ile dışarı çıktı.

Tom ging Freitag Abend mit Mary aus und am Samstag Abend mit Alice.

Mary, onun geçen haftayı Alice ile Boston'da geçirdiğini bilseydi Tom Mary'nin ne söyleyeceğini merak ediyordu.

Tom fragte sich, was Maria wohl sagen würde, wenn sie wüsste, dass er die letzten Wochen mit Elke in Boston verbracht hat.

Bu hafta sonu Tom ve Mary, John ve Alice ile iki çiftli bir randevuya gitmeyi planlıyor.

Tom und Maria wollen an diesem Wochenende zusammen mit Johannes und Elke als Doppelpärchen ausgehen.

Tom Mary'yi seviyor fakat Mary John'u seviyor. İşleri daha ilginç hale getiren, John Alice'i seviyor fakat Alice Tom'u seviyor.

Tom hat Maria gern; der aber gefällt Johannes. Noch interessanter gestaltet sich die Sache dadurch, dass Johannes Elke leiden mag, die aber wiederum ein Auge auf Tom geworfen hat.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.

Langsam hatte Alice die Nase voll davon, neben ihrer Schwester auf der Bank zu sitzen und nichts zu tun zu haben: ein zweimal hatte sie einen Blick auf das Buch geworfen, das ihre Schwester las, doch es enthielt weder Abbildungen noch Dialoge; "und wozu taugt ein Buch", dachte Alice, "ohne Abbildungen oder Dialoge?"