Translation of "Yapacak" in German

0.013 sec.

Examples of using "Yapacak" in a sentence and their german translations:

Bu yapacak.

- Das passt gut.
- Das passt.

Onu yapacak.

Sie wird es tun.

- Kim onu yapacak?
- Bunu kim yapacak?

- Wer wird es machen?
- Wer wird das machen?

- Yapacak ödevlerim var.
- Yapacak ev ödevim var.

Ich muss Hausaufgaben machen.

''Erkek çocuktur yapacak.''

"Jungs sind eben Jungs."

Onlar ne yapacak?

- Was werden sie tun?
- Was werden sie machen?

Yapacak işlerim var.

Ich habe Arbeit.

Yapacak işimiz var.

- Wir haben Arbeit zu erledigen.
- Wir haben zu arbeiten.
- Wir haben Arbeit.

Yapacak işlerimiz var.

Wir haben zu tun.

O bunu yapacak.

Sie wird es schaffen.

O iyi yapacak.

Er wird es gut machen.

Yapacak işin var.

Du hast Arbeit.

Onu yapacak mısın?

Hast du vor, es zu tun?

Tom ne yapacak?

Was wird Tom tun?

Onu Tom yapacak.

Tom wird es schaffen.

Onu kim yapacak?

Wer wird es machen?

Bu, güzel yapacak.

Damit wird es funktionieren.

Tom bunu yapacak.

Tom wird das machen.

Tom iyi yapacak.

Tom wird es gut machen.

Tom işbirliği yapacak.

Tom wird kooperieren.

Tom onu yapacak.

Tom wird es tun.

Bu onu yapacak.

Das wird es tun.

Mary bunu yapacak.

Maria wird es tun.

Tom hatalar yapacak.

Tom wird Fehler machen.

Bunu kim yapacak?

Wer wird das tun?

Onlar bunu yapacak.

Sie werden es tun.

Tom aynısını yapacak.

Tom wird das Gleiche tun.

Onu yapacak mıyız?

Werden wir das tun?

- Tom onu yarın yapacak.
- Tom bunu yarın yapacak.

Das macht Tom morgen.

- Yapacak çok şey var!
- Yapacak çok fazla şeyler var!

Es gibt zu viele Dinge zu tun!

Biri şu işi yapacak.

Jemand wird den Job erledigen.

Hâlâ yapacak şeylerim var.

Ich habe noch zu tun.

Yemek yapacak vaktim yok.

Ich habe keine Zeit zum Kochen.

Yapacak bir şeyim var.

Ich habe etwas zu tun.

Yapacak çok şeyim var.

Ich habe viel zu tun.

Yapacak çok şeyimiz var.

- Wir haben viel zu tun.
- Wir haben eine Menge zu tun.

John muhtemelen hata yapacak.

John wird wahrscheinlich einen Fehltritt machen.

Yapacak bir şey yok.

- Da ist nichts dran.
- Dazu gehört nicht viel.
- Das braucht nicht viel.

Yapacak bir şeyim yok.

Ich habe nichts zu tun.

Sen bilmiyorsan kim yapacak?

- Wenn du es nicht weißt, wer dann?
- Wenn du das schon nicht weißt, wer dann?

Onu yapacak halim yok.

Ich fühle mich dem nicht gewachsen.

O bunu yapacak mı?

Wird sie es schaffen?

Yapacak çok işimiz var.

- Wir haben viel zu tun.
- Wir haben eine Menge zu tun.
- Wir haben viel Arbeit vor uns.

Yapacak bir görevimiz var.

Wir haben eine Mission auszuführen.

Gerçekten onu yapacak mısın?

Wirst du das wirklich tun?

Yapacak biraz çalışmam var.

Ich muss lernen.

Yapacak biraz işim var.

Ich habe noch zu tun.

Onlar Tom'a ne yapacak?

Was werden sie Tom antun?

Tom onu yarın yapacak.

Das macht Tom morgen.

Tom bazı değişikler yapacak.

Tom wird einige Änderungen vornehmen.

Tom onunla ne yapacak?

Was macht Tom damit?

Tom yarın ne yapacak?

Was wird Tom morgen tun?

Tom onunla ne yapacak.

Was wird Tom damit machen?

Tom şimdi ne yapacak?

Was wird Tom jetzt tun?

Yapacak çok şey var!

Es gibt zu viele Dinge zu tun!

Yapacak bir işim var.

Ich habe einen Job zu erledigen.

Hâlâ yapacak işim var.

- Ich habe immer noch Arbeit.
- Ich habe noch etwas zu erledigen.

Yarın yapacak işlerim var.

Ich muss morgen etwas erledigen.

Yapacak çok iş var.

Es gibt viel zu tun.

Tom onu nasıl yapacak?

Wie wird Tom das machen?

Tom'un yapacak işi var.

Tom hat Arbeit.

Yapacak çok işim var.

Ich habe zu viel zu tun.

Yapacak doğru şey bu.

Es ist das Richtige.

Yapacak bir işimiz var.

- Wir haben Arbeit zu erledigen.
- Wir haben eine Aufgabe zu erledigen.

Tom'un yapacak işleri var.

Tom hat Dinge zu tun.

Onu tekrar yapacak mısın?

Wirst du das nochmal machen?

Tom elinden geleni yapacak.

Tom wird sein Bestes geben.

Yapacak bir şeyimiz yok.

Wir haben nichts zu tun.

Tom'un yapacak işi vardı.

Tom hatte Arbeit.

Yapacak çok işim vardı.

Meine Hände waren voll.

Yapacak çok iş vardı.

Es gab viel Arbeit.

Şaka yapacak durumda değilim.

Mir ist heute nicht zum Scherzen zumute.

Yapacak gözde şeyiniz nedir?

- Womit beschäftigst du dich am liebsten?
- Womit beschäftigt ihr euch am liebsten?
- Womit beschäftigen Sie sich am liebsten?

Hâlâ yapacak işlerim var.

Ich habe noch zu tun.