Translation of "Okuduğu" in German

0.006 sec.

Examples of using "Okuduğu" in a sentence and their german translations:

Tom okuduğu kitabı yere bıraktı.

Tom legte das Buch nieder, das er las.

Bu, onun şimdiye kadar okuduğu en ilginç kitaptı.

Das war das interessanteste Buch, das sie je gelesen hatte.

Tom, Mary'ye okuduğu her şeye inanmamasını tavsiye etti.

Tom riet Maria an, dass sie nicht alles, was sie lese, glauben möge.

Tom Mary'ye Web'te okuduğu her şeye inanmamasını tavsiye etti.

Tom riet Mary, nicht alles zu glauben, was sie im Internet liest.

Yaklaşık 3:00 a.m. e kadar kitap okuduğu için Tom yatmamıştı.

- Tom war bis etwa drei Uhr nachts auf und las ein Buch.
- Tom hat bis etwa drei Uhr nachts ein Buch gelesen.

Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.

Langsam hatte Alice die Nase voll davon, neben ihrer Schwester auf der Bank zu sitzen und nichts zu tun zu haben: ein zweimal hatte sie einen Blick auf das Buch geworfen, das ihre Schwester las, doch es enthielt weder Abbildungen noch Dialoge; "und wozu taugt ein Buch", dachte Alice, "ohne Abbildungen oder Dialoge?"