Translation of "Savunmak" in French

0.003 sec.

Examples of using "Savunmak" in a sentence and their french translations:

Doğruyu savunmak

Il est de notre rôle,

Kendimi savunmak zorundaydım.

- Il m'a fallu me défendre.
- J'ai dû me défendre.

Adam kendini savunmak için yalvardı.

L'homme plaida la légitime défense.

Yerliler topraklarını istilacılara karşı savunmak zorundalar.

Les indigènes doivent défendre leur terre contre les envahisseurs.

Paris özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.

Paris fit de son mieux pour défendre ses libertés.

Haklarımı savunmak istemeyen bir ülkede yaşamak istemiyorum.

Je ne veux pas vivre dans un pays qui ne veut pas défendre mes droits.

Birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek

défendre un jusqu'au bout ou le mal jusqu'au bout

Bu suçlamalara karşı kendini savunmak için burada yok.

Elle n'est pas ici pour se défendre contre ces accusations.

İddialara göre o onu kendini savunmak için öldürdü.

Elle l'a soi-disant tué en état de légitime défense.

İyi bir avukat müşterisini savunmak için yeri göğü titretecektir.

Un bon avocat remuerait ciel et terre pour défendre son client.

Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.

Il est plus difficile de se défendre soi-même que de défendre un autre. Que ceux qui en doutent regardent les avocats.

Varşova'yı savunmak için geri çekildi ve Eylau ve Friedland'ın büyük savaşlarını kaçırdı.

pour défendre Varsovie et manqua les grandes batailles d'Eylau et de Friedland.