Translation of "Okuyacak" in French

0.003 sec.

Examples of using "Okuyacak" in a sentence and their french translations:

- Okuyacak kitaplarım yok.
- Okuyacak kitabım yok.

Je n'ai pas de livres à lire.

O kitap okuyacak.

Il va lire un livre.

Okuyacak vaktim yoktu.

Je n'avais pas le temps de lire.

Fransızca okuyacak mısın?

Tu vas étudier le français ?

Okuyacak hiç kitabım yok.

Je n'ai aucun livre à lire.

Yanında okuyacak bir şey getir.

- Apportez quelque chose à lire !
- Apporte quelque chose à lire !

Okuyacak bir şey ister misin?

- Veux-tu quelque chose à lire ?
- Voulez-vous quelque chose à lire ?

Trende okuyacak bir kitap istiyorum.

Je veux un livre à lire dans le train.

Bu kitabı okuyacak zamanım yok.

Je n'ai pas le temps de lire ce livre.

Bu yemek kitabını okuyacak mısın?

- Liras-tu ce livre de cuisine ?
- Lirez-vous ce livre de cuisine ?

Okuyacak bir şeyin var mı?

As-tu quelque chose à lire ?

Hâlâ okuyacak bir sürü sayfam var.

J'ai encore beaucoup de pages à lire.

Tom bana okuyacak bir şey verdi.

Tom m'a donné quelque chose à lire.

O kadar kalın bir kitabı kim okuyacak?

Qui voudrait lire un aussi gros livre?

Trene bindiğim zaman okuyacak bir şey istiyorum.

Je veux quelque chose à lire quand je prendrai le train.

- Benim okumak için zamanım yok.
- Okuyacak zamanım yok.

Je n'ai pas le temps de lire.

- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.

Je ne vois jamais une bibliothèque sans souhaiter avoir le temps de m'y rendre et d'y rester jusqu'à ce que j'y aie tout lu.