Translation of "Karardı" in French

0.006 sec.

Examples of using "Karardı" in a sentence and their french translations:

Gözüm karardı.

Je perdis conscience.

Gökyüzü karardı.

Le ciel s'assombrit.

İyi bir karardı.

Bonne décision !

Gökyüzü gittikçe karardı.

- Le ciel devenait de plus en plus sombre.
- Le ciel s'assombrit de plus en plus.
- Le ciel s'est assombri de plus en plus.

Onun gözleri karardı.

Ses yeux se sont assombris.

Her şey karardı.

- Tout devint noir.
- Tout est devenu noir.

Birdenbire gökyüzü karardı.

Soudainement le ciel devenait sombre.

Tom'un hayatı karardı.

- Tom s'est effondré.
- Tom s'est écroulé.

- Dışarıda hava çoktan karardı.
- Dışarıda hava karardı bile.

Il fait déjà sombre dehors.

Ateş iyi bir karardı.

Le feu, c'était bien vu.

İyi karardı! Zor iş.

Bien joué ! C'était pas facile.

Bu kötü bir karardı!

C'était une mauvaise décision.

"Bu keyfi bir karardı.

« C'était une décision arbitraire.

O akıllıca bir karardı.

Ce fut une sage décision.

O kötü bir karardı.

C'était une mauvaise décision.

Bu aptalca bir karardı.

C'était une décision stupide.

Bu cesur bir karardı.

Ce fut une décision hardie.

Zaman geçerken, gökyüzü gittikçe karardı.

Au fur et à mesure que le temps passait, le ciel devenait de plus en plus sombre.

Ama altınfıçı kaktüsü iyi bir karardı.

Mais le cactus baril était une bonne décision.

Bu kötü bir karardı. Doğayla savaşmaya çalışmayın!

C'était un mauvais choix. N'affrontez pas la nature !

Hava karardı. Lütfen benim için ışığı açar mısın?

Ça s'est obscurci. Merci d'allumer la lumière pour moi.

- Bu bir hakem kararıydı.
- Kanaate dayalı bir karardı.

- Ce fut une décision à prendre.
- Cela a été une question de jugement.

Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.

Le ciel devenait de plus en plus sombre et le vent de plus en plus violent.

Dağı geçmek için o madeni kestirme olarak kullanmak iyi bir karardı.

C'était bien d'utiliser la mine comme raccourci à travers la montagne.

Bu akıllıca bir yöntem ve iyi bir karardı. Aferin size. Tamam.

C'était une bonne décision. Bien joué ! Bon.

O madeni, dağın altıdan geçmek için kestirme olarak kullanmak iyi bir karardı.

C'était bien d'utiliser la mine comme raccourci à travers la montagne.

Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk

Explorer la mine abandonnée était une bonne idée. On a trouvé l'une des créatures que l'on cherchait,