Translation of "Kızardı" in French

0.003 sec.

Examples of using "Kızardı" in a sentence and their french translations:

Kızardı.

Elle rougit.

Adam kızardı.

- L'homme rougit.
- L'homme devint rouge.

O kızardı.

- Elle rougit.
- Elle a rougi.
- Elle devenait rouge.

Yanakları kızardı.

Ses joues s'enflammèrent.

Javier kızardı.

Javier rougissait.

Yapraklar kızardı.

Les feuilles sont devenues rouges.

Yüzü kızardı.

Son visage s'empourpra.

Derinden kızardı.

Elle a rougi comme une tomate.

Tom kızardı.

Tom a rougi.

Ağacın yaprakları kızardı.

Les feuilles de l'arbre devinrent rouges.

O biraz kızardı.

- Il rougissait facilement.
- Il rougit légèrement.

Tom'un yüzü kızardı.

Tom a rougi.

Onu görünce kızardı.

À sa vue, il devint rouge.

Onun yüzü aniden kızardı.

Son visage vira soudain au rouge.

O ona baktı ve kızardı.

Il la regarda et rougit.

O onu gördü ve yüzü kızardı.

Il la vit et rougit.

Genç kadının yüzü daha da kızardı.

Le visage de la jeune femme devint encore plus rouge.

Hem Tom hem de Mary kızardı.

- Tom et Mary ont tous les deux rougi.
- Tom et Mary rougirent tous les deux.

Tom Mary'ye baktı ve yüzü kızardı.

- Tom a regardé Marie et a rougi.
- Tom regarda Marie et rougit.

Yüzü korkudan kireç gibi oldu sonra utançtan kızardı.

Il pâlit de peur puis rougit de honte.

Sevinç ve utanç ile o, kulaklarına kadar kızardı.

De joie et de honte, elle rougit jusqu'aux oreilles.

Ahlefeld'in asil Kontesi kızardı ve beti benzi attı.

La noble comtesse d’Ahlefeld rougit et pâlit.

Annem ne kızardı bana yahu oynama o pis şeylerle diye

Pourquoi ma mère me rougirait, ne joue pas avec ces choses sales

Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.

Marie rougit extrêmement, baissa la tête et ne répondit rien.