Translation of "Bıraktığı" in French

0.003 sec.

Examples of using "Bıraktığı" in a sentence and their french translations:

Genellikle arkasında bıraktığı koma

le coma qu'il laisse habituellement derrière lui

Cidden Tanrı'nın insanlara bıraktığı bir şey.

littéralement donné de Dieu à l'homme.

Bu, yoksulluğun kalıcı iz bıraktığı ve

Cela signifie que la pauvreté laisse une cicatrice durable

Tom bıraktığı az miktarda yiyeceği yedi.

- Tom mangea le peu de nourriture qu'il lui restait.
- Tom a mangé le peu de nourriture qu'il lui restait.

Oğlu ile beraber daha önce yarım bıraktığı

est parti avec son fils avant

Bu arkasında bıraktığı ize ise koma diyoruz

c'est la trace laissée derrière, on appelle ça un coma

Kapıyı açık bıraktığı için o onu azarladı.

- Elle le gronda parce qu'il avait laissé la porte ouverte.
- Elle l'a grondé parce qu'il avait laissé la porte ouverte.

Mary çocuklarını başıboş bıraktığı için John'u suçladı.

Mary a reproché à John d'avoir laissé les enfants sans surveillance.

Ve Dreyfus'un bıraktığı yerden casusluk çalışmalarını devam ettiriyor.

et qui a pris le relais après Dreyfus.

Babamın öldüğünde bıraktığı antikalar değersiz hurdalardan başka bir şey değildi.

Les choses anciennes que mon père a laissées quand il est mort se révélèrent n'être qu'un bric-à-brac sans valeur.