Translation of "Bırakmayı" in French

0.005 sec.

Examples of using "Bırakmayı" in a sentence and their french translations:

Bunu burada bırakmayı planlıyorum.

J'ai l'intention de laisser ça ici.

Bir adalet mirası bırakmayı düşünmeliyiz.

Pourquoi pas un héritage de justice ?

Bir şeyi bitirilmemiş bırakmayı sevmez.

Elle n'aime pas laisser quoi que ce soit inachevé.

Liseyi bırakmayı gerçekten istiyor musun?

Tu veux vraiment abandonner le lycée ?

Sigarayı ne zaman bırakmayı tasarlıyorsun?

Quand as-tu l'intention d'arrêter de fumer ?

Boş yere sigarayı bırakmayı denedi.

Il a tenté, en vain, d'arrêter de fumer.

Hiç işini bırakmayı düşündün mü?

- As-tu jamais songé à quitter ton boulot ?
- Avez-vous jamais songé à quitter votre emploi ?

O, kapıyı açık bırakmayı reddetti.

Il a nié avoir laissé la porte ouverte.

Ben işi yarım yapılmış bırakmayı sevmiyorum.

Je n'aime pas laisser le boulot à moitié fait.

İşini bırakmayı ciddi olarak düşünüyor musun?

- Penses-tu sérieusement à quitter ton emploi ?
- Pensez-vous sérieusement à quitter votre emploi ?

Dan, Linda ve çocuklarını yalnız bırakmayı tasarlamadı.

Dan n'a jamais eu l'intention d'abandonner Linda et ses enfants.

Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.

Rosa Parks refusa de laisser son siège à un passager blanc.

- Onun altında çalışmaktansa istifa ederim.
- Onun emri altında çalışmaktansa işi bırakmayı tercih ederim.

Je préférerais démissionner que travailler sous ses ordres.

Birçok kişi bana sigarayı bırakmayı nasıl başardığımı soruyor. İnanılmaz ama sadece sigaraları ağzıma sokmayı ve yakmayı kestim ve bu işe yaradı!

Plusieurs me demandent comment j'ai arrêté de fumer. Dur à croire, mais j'ai simplement cessé de mettre des cigarettes dans ma bouche et de les allumer. Et ça a marché!