Translation of "Bırakılmış" in French

Ben dışarıda bırakılmış hissettim.

- Je me suis senti délaissé.
- Je me suis sentie délaissée.
- Je me sentis exclu.
- Je me sentis exclue.
- Je me suis senti exclu.
- Je me suis senti exclue.

Bu tarla nadasa bırakılmış.

Ce champ est en jachère.

Güneşin altında bırakılmış süt kabı gibi kokuyordu.

semblable à un carton de lait oublié au soleil.

Burada benim için bırakılmış bir şey yok.

Il ne reste rien pour moi, ici.

Çin'in kırsal kesimlerinde arkada bırakılmış 60 milyon çocuk var

Il y a 60 millions d'enfants oubliés, disséminés dans les campagnes chinoises.

Sizin için açık bırakılmış birkaç üst düzey pozisyon var.

Il y a quelques postes de haut niveau disponibles pour vous.

- Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
- Rehineler yarın serbest bırakılacak.

Les otages seront libérés demain.