Translation of "Büyüleyici" in French

0.005 sec.

Examples of using "Büyüleyici" in a sentence and their french translations:

Büyüleyici görünüyor.

Cela a l'air fascinant.

Örümcekler büyüleyici.

Les araignées sont fascinantes.

Hatıralar büyüleyici şeyler.

Les souvenirs sont fascinants.

Bu gerçekten büyüleyici.

C'est simplement fascinant.

Onu büyüleyici buldum.

J'ai trouvé cela fascinant.

O büyüleyici görünüyordu.

Elle avait l'air ravissante.

Sanırım o büyüleyici.

Je pense que c'est fascinant.

Konuyu büyüleyici buldum.

J'ai trouvé le sujet passionnant.

Bu biyografi büyüleyici.

Cette biographie est fascinante.

Bu kitap büyüleyici.

Ce livre est fascinant.

Yani büyüleyici bir şey.

C'est donc fascinant :

Büyüleyici, inanılmaz bir şey.

Fascinant et incroyable.

O büyüleyici bir kız.

C'est une fille séduisante.

O büyüleyici bir kadındır.

C'est une femme charmante.

- Bu büyüleyici.
- Bu etkileyici

C’est impressionnant.

Büyüleyici bir sesi var.

Elle a une charmante voix.

O büyüleyici bir kadındı.

C'était une femme charmante.

Gerçekten de büyüleyici bir an.

C'est un véritable tour de magie.

Okyanusun en büyüleyici yüzünü sergilemesiyse

C'est pendant sa phase la plus sombre

Oldukça büyüleyici bir keşif yaptı.

a fait une découverte assez fascinante.

Gece gökyüzü güzel ve büyüleyici.

Le ciel nocturne est magnifique et imposant.

Ender görülen büyüleyici bir an bu.

dans un moment de magie rarement observé.

Vedenik'in büyüleyici bir şehir olduğunu keşfettik.

Nous trouvons que Venise est une ville fascinante.

Hiç şüphesiz, büyüleyici bir andı bu.

C'était sans aucun doute un moment magique.

"Evet!", o, kulağıma büyüleyici sesiyle fısıldadı.

"Oui !", murmura-t-il dans mon oreille de sa voix ravissante.

Müze Kelt eserlerinden büyüleyici bir koleksiyona sahiptir.

Le musée dispose d'une fascinante collection d'objets celtes.

Öte yandan, karanlık ve büyüleyici bir tarafa sahip,

En revanche, il ne manque pas de films biographiques captivants

Ama alevlere bakmanın büyüleyici bir yanı da vardır.

Mais c'est aussi magique de regarder les flammes.

O büyüleyici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.

C'était une histoire fascinante et il l'a bien racontée.

Bazıları büyüleyici bir yardım çağrısında bulunur. Biyolüminans özelliği olan mantarlar kendi ışıklarını saçar.

Certains ont une façon charmante d'appeler à l'aide. Les champignons bioluminescents génèrent leur propre lumière.