Translation of "Inanılmaz" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Inanılmaz" in a sentence and their korean translations:

Bu inanılmaz.

믿을 수가 없네요

Bu inanılmaz!

이런, 말도 안 돼!

Cidden inanılmaz.

정말 놀라운 것입니다.

Bunlar inanılmaz kadınlar.

믿기 힘들 정도로 훌륭한 분들입니다.

İnanılmaz vakit geçirdim.

정말 멋진 시간이었습니다.

Ve deneyim gerçekten inanılmaz.

그리고 이 경험은 실로 놀라웠습니다.

Metabolizmaları da inanılmaz yavaş.

나무늘보의 신진대사는 극도로 느립니다.

Büyüleyici, inanılmaz bir şey.

멋지고 놀라운 일입니다.

Bu inanılmaz bir his.

‎그 기분은 이루 표현할 수 없죠

Inanılmaz bir öz güven...

‎자신감이 높아졌어요

Sonra inanılmaz bir şey oldu.

그런데 놀라운 일이 벌어졌습니다.

Inanılmaz fedakârlığımız ve ortak çalışmamız.

인간에 대해 정의하는 중심적이고 중요한 사실입니다.

Inanılmaz sayıda yiyecek resmi gösterirsek

대량의 음식사진을 보여주면

Sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.

이내 엄청나게 빨리 사라졌어요.

Bu yolculukta yaşadığım inanılmaz şey,

그 여행에서 정말 대단했던 건

Netflix'le inanılmaz işler yaptın, milyardersin

당신은 넷플릭스를 굉장히 잘 운영해 왔고, 억만장자가 됐죠.

İnanılmaz, akıl almaz derecede olasılık dışı.

다만 현실가능성이 극히 떨어질 뿐입니다.

Bazı yerlerde çok fazlalar, sayıları inanılmaz.

어느 지역에선 정말 흔해서 그 수가 어마어마해요

çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.

빛으로 환상적인 것들을 가능케 하기 때문이에요.

Ve bazen inanılmaz aptallığa zayıf kaldık.

때로는 대단히 어리석죠.

Bu toplulukların inanılmaz hikâyelerini dinlerken bile

믿을 수 없는 이야기를 들으면서

Fakat avcının inanılmaz bir kabiliyeti var.

‎하지만 헌츠먼거미는 ‎놀라운 능력이 있습니다

Inanılmaz sıkıcı iş hayatına sahip olmasına

전 세계 수백만 명의 노동자들이

Bunu inanılmaz bir nankörlük olarak görüyorum.

정말 배은망덕한 소리로 들리더군요.

Hayata karşı inanılmaz bir iştahım vardı,

사는 동안 저는 식욕이 왕성했어요.

Erektil fonksiyonu koruyabilen inanılmaz hassas bir disseksiyon.

이 수술은 환자의 발기 기능을 유지시키는 무척 섬세한 수술이지요.

Avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.

소수만 엄청난 부자로 만드는 모델에요?

Greg Gage: Ahtapot inanılmaz karmaşık davranışlar sergileyen,

그레그 게이지: 문어는 조금 이상하게 생긴 동물인데

İnanılmaz koku duyusu sayesinde onları tespit ediyor.

‎어미 곰은 뛰어난 후각으로 ‎사냥감들을 찾아냅니다

Yırtıcıları kandırmak için inanılmaz yöntemler bulması gerekti.

‎천적의 눈을 속일 ‎놀라운 방법을 찾아야 했죠

O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.

‎저는 이 놀라운 생명체의 눈을 ‎지긋이 들여다봤죠

Suyun içinde kambur balinaların inanılmaz seslerini duyabiliyorsun.

‎혹등고래가 물살을 가르며 ‎울부짖는 소리가 들렸어요

Bu o kadar inanılmaz bir ayrıcalıktı ki

이토록 자유로운 야생의 동물에게

Bunu inşa ettikten sonra inanılmaz bir korunmanız olur.

한번 만들면 아주 훌륭한 피난처가 됩니다

Fakat inanılmaz duyuları tek bir göreve odaklıdır. Leşçillik.

‎하지만 울버린의 놀라운 감각은 ‎오직 한 가지 목표에 ‎집중돼 있습니다 ‎죽은 먹이를 찾는 겁니다

Usta San izcileriyle yaşadığım o inanılmaz deneyimden sonra

‎남아프리카의 전문 사냥꾼들과도 ‎비슷한 일이 있었죠

Atlayış tulumu ve serbest atlama, inanılmaz heyecan verici şeyler

윙슈트 입고 하는 스카이다이빙은 믿을 수 없을 만큼 신나고요

Insan ruhunun inanılmaz azminin ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin

이는 인간의 놀라운 집념을 보여주는 동시에

Bundan faydalanmak için... ...bazı hayvanlar inanılmaz koku duyuları geliştirmiştir.

‎이를 이용하기 위해 ‎어떤 동물들은 ‎후각이 놀랍도록 진화했죠

Hareket şekli böyle. Aldatmaya yönelik inanılmaz bir yaratıcılığı var.

‎암컷 문어는 이런 식으로 ‎놀라운 창의력을 발휘해 ‎몸을 숨기는 거예요

İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.

‎이렇게 멋진 날도 있었어요 ‎사르파 살파가 떼로 몰려 왔죠

Imkânsızlıkları aşan bu hayvanla duyduğum inanılmaz bir gurur vardı.

‎불가능한 확률을 이겨내고 ‎이 자리까지 왔으니까요

Bu yeni ve inanılmaz beyin deşifre teknolojisi de buna dâhil.

이 놀랍고 새로운 두뇌 해독 기술을 포함해서요.

Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.

‎어릴 때는 마냥 신이 났어요 ‎대서양의 막대한 영향력을 ‎온몸으로 느끼며 살았으니까요

Tüm yumuşakçaları yakalaması çok kolay ama inanılmaz sert kabukları var.

‎문어가 잡는 연체동물은 ‎사냥하기 꽤 수월하지만 ‎단단한 껍데기에 싸여 있습니다

Bu inanılmaz gelişmeyi açıklıyor? Ve daha da önemlisi... Gangnam Style neden

어마어마한 발전에 대해서 어떻게 생각해야 할까? 특히, 왜 강남스타일이었는가?

Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.

‎문어가 이 고비를 ‎잘 넘길 수 있을 것 같았어요 ‎당시 저도 인생에서 ‎큰 고비를 맞았다고 느꼈는데

O inanılmaz bir kız.  Dana adında, St. Bernard cinsinde bir arama kurtarma köpeği.

아주 멋진 녀석으로 이름은 데이나고 세인트 버나드 구조견입니다

Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.

‎그날은 문어가 절 따라오더군요 ‎그렇게 놀라운 경험은 ‎처음이었어요