Translation of "Arılar" in French

Arılar kayboluyor.

Les abeilles disparaissent.

Arılar sokar.

Les abeilles piquent.

Arılar bal yapar.

Les abeilles font du miel.

Arılar nektarla beslenir.

Les abeilles se nourrissent de nectar.

Arılar ne yer?

Que mangent les abeilles ?

Arılar neyle beslenir?

De quoi se nourrissent les abeilles ?

Arılar yok oluyor.

Les abeilles sont en train de disparaître.

- Kızlar, arılar kadar meşguller.
- Kızlar arılar gibi meşguller.

Les filles sont affairées comme des abeilles.

Tıpkı arılar gibi düşünün

pense comme les abeilles

Onlar arılar gibi çalıştılar.

- Elles travaillaient comme des abeilles.
- Ils travaillaient comme des abeilles.

Bal, arılar tarafından üretilir.

Le miel est produit par les abeilles.

Arılar hava güzelleşince çıkacaklar.

Les abeilles sortiront quand il fera beau.

Arılar çiçekten çiçeğe uçarlar.

Les abeilles volent de fleur en fleur.

Arılar çiçeklerin ortasına uçar.

Des abeilles volent au milieu des fleurs.

Arılar bize bal temin eder.

Les abeilles nous fournissent en miel.

Arılar bizim için bal sağlar.

Les abeilles nous fournissent du miel.

Arılar neden soktuktan sonra ölürler?

Pourquoi les abeilles meurent-elles après avoir piqué ?

Yuvalarında bir kraliçe vardır. Tıpkı arılar gibi

Il y a une reine dans la fente. Tout comme les abeilles

Bu arada arılar karıncalara hiçbir şey yapamazlar.

Pendant ce temps, les abeilles ne peuvent rien faire aux fourmis.

Karıncalar ve arılar, çalışkanlık ve uyum örnekleridir.

Les fourmis et les abeilles sont des exemples de diligence et d'harmonie.

Sokulacak olursa ölebilir. Ama neyse ki arılar saldıramayacak kadar üşüyor.

Une piqûre pourrait la tuer. Mais, heureusement, les abeilles ont trop froid pour attaquer.

- Kuşlar ve arılar hakkında hiçbir şey bilmiyor.
- Cinsel konular hakkında hiçbir şey bilmiyor.

- Elle ignore tout des oiseaux et des abeilles.
- Elle ne sait rien des oiseaux et des abeilles.
- Elle ignore tout de la sexualité.

Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.

Tôt ou tard, tous les parents doivent avoir une conversation avec leurs enfants au sujet des roses et des choux.