Translation of "Anahtar" in French

0.005 sec.

Examples of using "Anahtar" in a sentence and their french translations:

Anahtar açık.

L'interrupteur est enclanché.

Anahtar nerede?

Où est la clé ?

Anahtar kapalı.

L’interrupteur est ouvert.

Anahtar kapıda.

La clef est sur la porte.

Anahtar sıkıştı.

La clé est bloquée.

- Aradığın anahtar bu mudur.
- Aradığın anahtar bu mu?
- Aradığınız anahtar bu mu?
- Aradığın anahtar bu mudur?
- Bu mu aradığın anahtar?
- Aradığınız anahtar bu mudur?
- Bu mu senin aradığın anahtar?
- Senin aradığın anahtar bu mu?
- Sizin aradığınız anahtar bu mu?
- Senin aradığın anahtar bu mudur?
- Sizin aradığınız anahtar bu mudur?
- Aramakta olduğun anahtar bu mu?

Est-ce la clé que tu cherches ?

O hangi anahtar?

De quelle clé s'agit-il ?

Anahtar masanın üzerinde.

La clé est sur la table.

Anahtar odada bırakıldı.

La clé a été laissée dans la chambre.

Anahtar deliğini bulamıyorum.

Je ne parviens pas à trouver la serrure.

Kilit ve anahtar gibi.

comme une serrure et une clé.

Anahtar bir tane değilki

La clé n'en est pas une

Maalesef bu anahtar uymaz.

J'ai bien peur que cette clé ne marche pas.

Bu Aradığınız anahtar mı?

Est-ce là, la clef que tu cherches ?

O anahtar kilide uymuyor.

Cette clef ne rentre pas dans la serrure.

Bir yığın anahtar kaybettim.

J'ai égaré un trousseau de clés.

Anahtar sana lazım mı?

Te faut-il des clés ?

Bu anahtar ne içindir?

À quoi sert cette clé ?

Bu anahtar kilide girmez.

Cette clef ne rentre pas dans la serrure.

Bu anahtar kilide girmiyor.

Cette clef ne rentre pas dans la serrure.

Bence bu yanlış anahtar.

Je pense que c'est la mauvaise clé.

- O, anahtar için cebini araştırdı.
- O, anahtar için cebini aradı.

Il fouilla dans ses poches à la recherche de la clé.

Orta nokta hikâyenin anahtar olayıdır

Le Milieu est l'événement-clé d'un récit,

Masanın üzerinde bir anahtar vardır.

Il y a une clé sur le bureau.

Bunu açamıyorum, çünkü anahtar bozuk.

Je ne peux pas l'allumer parce que l'interrupteur est cassé.

Bu o kapıyı açan anahtar.

Voici la clef qui a ouvert cette porte.

Amcanın aradığı anahtar bu mudur?

Est-ce la clé que ton oncle cherche ?

John cebinden bir anahtar çıkardı.

John sortit une clé de sa poche.

Eve vardığımda anahtar çoktan çalınmıştı.

- On m’avait déjà volé la clé quand je suis arrivé à la maison.
- On m’avait déjà volé la clé quand je suis arrivée à la maison.
- Je m’étais déjà fait voler la clé quand je suis arrivé à la maison.
- Je m’étais déjà fait voler la clé quand je suis arrivée à la maison.

Anahtar için bu sandığa bak, Anne.

Cherchez la clé de cette malle, Anne.

Pepperberg "Kaç tane anahtar?" diye sordu.

"Combien de clés ?" demanda Pepperberg.

Japonya dünya ekonomisinde anahtar bir rol oynar.

Le Japon joue un rôle clé dans l'économie mondiale.

Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.

Cette machine est pourvue de nombreux interrupteurs et boutons.

Tom bahçesinde gizli bir yedek anahtar bulundurur.

Tom garde une clé de rechange cachée dans son jardin.

- Sami'nin anahtarı var.
- Sami anahtara sahip.
- Anahtar Sami'de.

Sami a la clé.

Tom anahtar deliğinden bakmaya çalıştı fakat bir şey göremedi.

Tom essaya de regarder par le trou de la serrure, mais ne put rien voir.

Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.

Je laisserai une clef à mon voisin pour le cas où tu arriverais avant moi.

Yeni bir cümle eklemeden önce lütfen cümlelerinizin anahtar kelimeleri arayarak yeni kelime haznesi getirdiğini kontrol edin.

Avant d'ajouter une nouvelle phrase, vérifiez s'il vous plaît que votre phrase apporte bien du nouveau vocabulaire en recherchant les mots-clés.