Translation of "Olduğun" in Hungarian

0.011 sec.

Examples of using "Olduğun" in a sentence and their hungarian translations:

Olduğun gibi gel.

Gyere, ahogy vagy!

Olduğun yerde kal.

Állj meg, ahol vagy!

Olduğun yerde kal!

Fogd meg!

Arkadaşım olduğun için mutluyum.

Örülök, hogy a barátom vagy.

- Kımıldama!
- Olduğun yerde kal!

- Megállni!
- Megállj!

Kız olduğun için şanslısın.

Szerencséd van, hogy lány vagy.

Oğlan olduğun için şanslısın.

Szerencséd van, hogy fiú vagy.

Burada olduğun için mutluyum.

Boldog vagyok, hogy itt vagy.

Lütfen olduğun yerde kal.

Kérlek, maradj ott, ahol vagy!

Ben hasta olduğun izlenimine kapıldım.

Az volt az érzésem, hogy lebetegedtél.

Yapmak zorunda olduğun şeyi yap.

Azt teszed, amit tenned kell.

Burada olduğun için sağ ol.

Köszönöm, hogy itt vagy.

Sürüyor olduğun o parfüm nedir?

Ez meg milyen parfüm rajtad?

Bu sen bir aptal olduğun içindir.

Azért, mert hülye vagy!

Kim olduğun hakkında hiçbir fikrim yok.

- Ötletem sincs, ki vagy.
- Lövésem sincs, ki vagy.

Sahip olduğun her şeyi bize ver.

Add oda mindened nekünk!

Bundan pişman olduğun bir gün gelecek.

Egyszer eljön a nap, amikor megbánod.

Hangi üniversiteden mezun olduğun çok önemli değil.

Nem sokat számít, hogy melyik egyetemen végeztél.

O zorunlu olarak haklı olduğun anlamına gelmez.

Ez nem jelenti azt szükségszerűen, hogy igazad van.

Beraber olduğun kişilerden biri benim bir arkadaşım.

Az egyik ember, aki veled volt, a barátom.

Yapmak zorunda olduğun ilk şey banyo yapmaktır.

- Először is meg kell fürdened.
- Az első, amit tenned kell, hogy veszel egy fürdőt.

Yalnız olduğun zaman gelmeye ve benimle konuşmaya çekinme.

Ha magányos vagy, gyere át nyugodtan beszélgetni.

Senin sahip olduğun kadar çok sabra sahip değil.

- Neki nincs olyan sok türelme, mint neked.
- Nem annyira türelmes, mint te.

Sen çok mutlu olduğun zaman bundan nefret ediyorum.

Utálom, amikor ilyen boldog vagy.

- Hazır olduğun zaman bana bildir.
- Hazır olunca söyle.

- Szóljál, ha készen állsz.
- Szólj, amikor kész vagy!

Senin sadece küçük bir kız olduğun zamanı hatırlayabiliyorum.

Emlékszem rá, amikor még csak kislány voltál.

- Güçlü olduğun yönlere odaklanman lazım.
- Güçlerinize odaklanmanız gerekiyor.

Az erősségeidre kellene koncentrálnod.

Böylesine şefkatli bir aileye sahip olduğun için şanslısın.

Szerencsés vagy, hogy ilyen szerető szüleid vannak.

CA: Rashad, gitmek zorunda olduğun için sana saygı duyuyorum

CA: Rashad, tudván, hogy egy órakor be kell fejezned,

Böyle bir pislik olduğun için sana ödeme yapılıyor mu?

Azért fizetnek neked, hogy itt köcsögösködj?

Ben senin olduğun gibiydim, sen de benim gibi olacaksın.

Az voltam, ami vagy; az leszel, ami vagyok.

Sahip olduğun her şey bir gün seni ele geçirecektir.

Minden amit birtokolsz, egyszer birtokolni fog téged.

Diğerleri gibi olma. Sen böyle olduğun gibi çok güzelsin.

Ne légy olyan, mint a többiek! Te úgy vagy szép, ahogy vagy!

- Yalnız olduğun zaman sıkılmadın mı?
- Yalnız olduğunda sıkılmaz mısın?

- Nem unatkozol, ha egyedül vagy?
- Nem unatkozik, ha egyedül van?
- Nem unatkoztok, ha egyedül vagytok?
- Nem unatkoznak, ha egyedül vannak?

Benim için ne kadar önemli olduğun hakkında fikrin yok.

Fogalmad sincs, milyen fontos vagy nekem.

Sen de bu dünyada olduğun için, hayat çok güzel.

Olyan szép az élet, hogy a világon vagy!

Boston'da olduğun bir daha ki sefere akşam yemeği için buluşalım.

Vacsorázzunk együtt, amikor legközelebb Bostonban vagy!

Önemli olan hangi üniversiteden mezun olduğun değil fakat oradayken ne öğrendiğindir.

Nem az a fontos, hogy melyik egyetemen végeztél, hanem az, hogy mit tanultál, amíg ott voltál.

Ne kadar fakir olduğun umurumda değil. Her halükarda seninle evlenmek istiyorum.

Nem érdekel, hogy szegény vagy, úgy is el akarlak venni.

Ne kadar akıllı olduğun önemli değil. Eğer çok çalışmazsan asla başarılı olmayacaksın.

Nem számít, milyen okos vagy. Ha nem dolgozol keményen, sosem leszel sikeres.

- Seni olduğun gibi seviyorum.
- Seni sen olarak seviyorum.
- Seni kendi hâlinle seviyorum.

Én úgy szeretlek, amilyen vagy.

- Seni tam olduğun gibi seviyorum.
- Seni sen olarak seviyorum.
- Seni kendi hâlinle seviyorum.

- Olyannak szeretlek, amilyen vagy.
- Én úgy szeretlek, amilyen vagy.

Tekrar inşa etmek ise çok daha zordur. Hayatında pişman olduğun bir şey var mı?

Sokkal nehezebb építeni. Van valami, amit megbánt az életben?

Seni götkafa olarak gördüğüm için kusura bakma, ama senin ne olduğun için düşündüğüm bu.

Sajnálom, ha seggfejnek nevezem önt, de ez a véleményem magáról.

- Aradığın anahtar bu mudur.
- Aradığın anahtar bu mu?
- Aradığınız anahtar bu mu?
- Aradığın anahtar bu mudur?
- Bu mu aradığın anahtar?
- Aradığınız anahtar bu mudur?
- Bu mu senin aradığın anahtar?
- Senin aradığın anahtar bu mu?
- Sizin aradığınız anahtar bu mu?
- Senin aradığın anahtar bu mudur?
- Sizin aradığınız anahtar bu mudur?
- Aramakta olduğun anahtar bu mu?

Ez a kulcs, amit keresel?